Tümden gelen bir yolculuğun hibeli vazgeçişi,

Kıyama durduğum gök kubbede,

Yâd ettiğim bir serzeniş belki de

Hiçliğimin tezahüründe, o engel yüklü

Bedelli meylediş ki rükû eden bir gölge kadar da

Çaresizliğe namzedim yokluğun coğrafyasında

Ve demlenirken usulca, hakkaniyet yüklü bir kalbe.

 

Dokunmaksa gönülsüz tümcelerimde

Anlık bir hezeyana delalet

Ölümün mabedinde daldığım uykunun

Verdiğim hangi molası ise,

Uzağında durduğum bir rakıma esir düşen

Kırık haznemde dolu boydan boya;

Sessiz cümleler kadar tevafuk bildiğim,

Yol yordam bilmeden düşmüşsem eğer

Telaşesine yüreğin çeperinde gizil bir hazine.

 

En münafık gölge kadar kıymete binmişse aşk,

Devrik bir yetide uğrarken yerli yersiz

Enginliğin coğrafyasında kesilen onca ahkâmdan

Arda kalan kırık bir nizam belli ki,

Hiçliğin, sipere konuşlanan

Varlıksız sureti ki indinde tek rahmet

Yürekten sızan anbean.

 

Durağanlığında ömrün aksayan tek yanım işte;

Ellerimde tek bir günce,

Çocuk sevinçlerimi kaydetmişken

Pür neşe olsam da uzağında dünden hariç

Tek münafık gölge

Şu sefil benliğim:

Hiçliğe kurmuşken zamanı,

Tek dokunuşla infilak etmezden önce.

 

( Hiçliğe Kurmuşken Zamanı... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 26.04.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.