Kıdemli şarkılar almakta günün
yorgunluğunu,
Peşrevi yitik üstelik
Ve görkemli alabildiğine
Bir de hoyrat bir nakarat
Buharı üzerinde hangi sevda ise
Nidaları burkan yüreğini kayıp
şehirlerin
Saklı ruhunda,
Asılsız olsa da
Metazori bir gölgeyi milat eyleyip
Dünün rahlesinde kovuşturduğumuz nice
sure.
Adı, olsa olsa dünsüz;
Yüreği varsın atsın çaresiz;
Kıt kanaat mutluluklar en aykırı
sureti bile
Getirirken tuşa;
Sıra dışı sevdaların naşında gizli
En hoyrat imge:
Sismik belki de semantik;
En cibilliyetsiz duygu olsa
Nefretin bağnaz yankılarına sığınan
Sıra dışı ne çok bağnaz rötuş:
Koymuşçasına ellerimle
Bulduğuma kani olduğum mu yoksa
Verdiğim en peşin hüküm?
En aykırı ayraç,
Damıtılan benliğin kanayan yaralarına
merhem,
Sevip sevip düşmüşse başın önüne
Kıyamet habercisi.
Zaman aralıklı o meal,
Yitimlerin yenikliğinde müşkül bir
beyan;
Adlandıramadıklarıma biçtiğim kisve,
Kelimeler bile almazken selamımı
Bir de yanık bir kelam;
İsli yüzlerin pusu;
Soğuk bedenlerin kefareti;
Yarım hikâyelerin doğmamış
kahramanları
Yine yankılı; yine buğulu
Alabildiğine sancılı ölümün zikri.
Söz birliği etmekten öte
İttifakı aksinde uçuşan kırpık yıldız
misali
Şair ölçerken enine boyuna
Biçmekle iştigal hangi suare ise
Dokunaklı bir tebessümden gayri
Dokunmadığı yalan hangi dize ise
Üstü örtülü kopuk bir kinaye.