Gül diyorum seğirten hecelere,
Bir buse konduruyorum usulca
bilinmeze,
Şüphe götürür oysa şaibeli düşlerim
Hele ki yanılsamanın tetiğinde ise
şiir
Demediklerim nasıl da kanatıyor için
için.
Şimdi bir şarkı olmanın vaktidir,
Bir rüya ya da bir perhiz,
Aşka delalet zincirlerinde benliğin
Usulca kenetlenmek nasıl da akla
zarar.
Bir tek sana d/üşüyorum,
Yangınların merhalesinde kabuk tutan
aşk yanıklarıma,
Teneşir paklayan cümle tadında olsa
da
İstihbaratı yenilginin.
Düşmüşlüğün sancısı burkarken yavaşça
Sokulduğum cümlelere teğet geçen
varlığın kadar da
İstikrarsızım.
Kanamalı tüm sevdalarım,
Aldığım aktardan bir avuç umut,
Eskinin tadını umuyorum belli ki her
avuçta
Sonra da ellerimden kayıp giden özlem
tadında
Bir aşka meylediyorum diri sabahın en
erken mizacında
Ben yine bir başıma.
Yanılsamalarımda infilak eden ne çok
yüküm,
Mertebesinde sevginin
Kıyama durduğum yüreğinde sere serpe,
Koyulttuğum her hecede
Yetkili merci yine bir gölge tadında.
Hele ki ağzımda bayat anıların acısı;
Acı zehirlenmesinden yana bir yanılgı
benimki
Zehir olan ömre ihanet eden,
Zarfında bir pulu bile olmayan
Sayısız mektubun sahibesi o şaibeli
şair.
Desem ki demediklerini maruzat
belleyip
Bölünsem tam ortamdan iki parçaya ve
ansızın
Dokunsam gök kubbeye derken
Kayıp bildiğim onca umuda veryansın
etsem
Ayıp olduğunu söylemekten imtina
ettiğim
Nice şerbetli sevda masalını getirsem
dile.
Yine kırık kanatların dingin güne
lanet okuduğu;
Sair zaman sair hikâye,
Teftişe çıkan yorgun yüreğin
sunumunda
Bir de gözü dönmüş insanın uğruna
Harcadığım zamanın izdüşümü:
Edindiğimdense elimdekilere
yüklediğim şükür
Ve omuz hizasında kefaretim,
Yazmayı dilediğim saklı o sevda masalı:
Öykünmek kayıp yarıma
Bulduğum nice nimet yine,
Harcı âlem seferlerde bir yürek
mesafesi
Kadar yakınımda.