Büyümekle mesulüm halen:
Büyütürken kaygılarımı yorgun
hücremde
Kaybolan hükmünde gölge misali
Yerleşik benliğin o hulasa yanılgısı.
Şimdiler çörekleniyor dünlere;
Dünler işkillendikçe
Yarının çetelesinde devrik üç beş
cümle:
Yine seğirten hacminde yüreğin,
Külfet bilinen de sevgi denen
mercilin.
Kanatan atıflarında ölümlü
varlıkların,
Ölümsüzlüğü hicap bilmiş şunca adam
ve kadın;
Yine isminin ilk harfinden çıkıp da
yola
Soysuz gölgelerin saklandığı o çukura
Bazen bir sarmal bazen sarıp sarmamak
değil de
Sancıları tetikleyen bir kabza
Adını söylemekten imtina etmek kadar
da yoran
Üstelik ömrün katlarında
Sayısız hazan;
Hazanların arasında kayıp giden bunca
zaman.
Yine aşkın yüklenip de geldiğin hangi
kıtaysa
Benliğin dirayetinde sunumuna dair
hüznün
Gevelediğin en görgüsüz cümle:
Uzak sayıp acıyı,
Yakın bilip dost denen varlığın
sıcağını
Sonra da eriyen buzlardan deli bir
şelale
Gün birlik ziyanlarını ufaladığın
hece hece.
Dingin gök deli fişek yerküre;
Fıtratında beşerin kanayan her
hücresinde
Gıyaben görmenin bile yetmediği
Kalp gözüne seğirten bir hissi dolgun
bir telaffuzla
En yüksekte edindiğin,
Göreceli sağanaklara kapılıp ölümüne
direndiğin…
Sükûnetin ifşasında niyazlara
sığınıp;
Gönlün batılında kanıp kanıp kanamayı
maharet bildiğin;
Celbinde ne çok yangın
Yine yürekle ömür arasındaki pervazın
Üstelik illet bir terennüm geceden
yansıyan;
Aşka dair sayısız rücu
Yine meşk ettiğin hayatın da cilvesi
Konduğun serçe yüreklerde;
Kaybolduğun hangi yüz ölçüm ise
Evren denen mahiyette
Belki de en basit ayrıntı
Yine ifşası duyguların:
Kimine göre tekne kazıntısı
Sığındığın her satır ve dost meclisi
Edindiğin değil de ermeyi dilediğin
mevki;
İlahi Aşkın vuku bulduğu
Ölümlü dünyanın bunca nazı niyazı.
İstediğin kadar ertele gelmeyeceğini
sandığın sonu
Belki de eveleyip geveleyip
yalanlarınla
Uyuttuğunu sandığın bunca hane halkı.
Deme asla, deme de:
Sevmeyi ertele dilediğince
Bil ki yürekteki teyakkuzdur seni
Dinginliğe sunan;
Yarım akıllı sevdalarındır yine
nemalandığın rahmetten
En derine ulaşan onca iyiliği de
görmez mi Yaratan,
Hele ki şah damarın deli gibi atarken
Yürek yürek,
Hece hece,
Sivrildiğin bunca ölümlüye sitemi
bırak da
Uzan en aykırı lehçede,
Sevilmeyi bile dilemeden
Sadece tut elini
Dostluk denen meşaleden korkmadan da
Avuçla ateşi ve rahmeti
Enginliğin gücüne vakıf bu şeffaf
rahlede
Yeniden dirilmeyi bekleyeceğin güne
Dair içindeki saklı o sonsuz hüzün ve
özlem.