İçimiz kan ağlayarak izliyoruz haberleri. Kudüs Şehri’nin
İsrail’in başkenti olmasıyla ilgili prosedürü ABD başkanı yürürlüğe koydu.
Bunun için bütün İslâm Âleminin gözünün içine baka baka gerekli imzayı attı.
Büyük başarısını pervasızca reklam etti kameralar karşısında. Dünya barışına ne
büyük katkı sağladı!
Sam
Amca’nın yaptığı insanlığın öldüğünün, Ortadoğu’da barış güvercinlerinin
yıllarca hiç uçmayacağının postal sesleridir. Evet, insanlığın, mertliğin,
dürüstlüğün öldüğü günleri yaşıyoruz. Nedir bu yapılanlar. Bir tarafta öldürücü
silahlarla donatılmış işgalci İsrail askerleri karşı tarafta savunmasız
Filistin Halkı. Kadınlar, çocuklar…
Savaşın
da bir hukuku vardır. Savaş az da olsa birbirine yakın güce sahip ordular
arasında yapılır. Haydut devlet ABD, en modern silahları vereceksin İsrail
Devletine savunmasız halkı kıyıma uğratacaksın. Ve de kendini barış havarisi
olarak lanse edeceksin! Libya, Irak, Afganistan ve Suriye’ye yıllardan beri ne
getirdin kan ve gözyaşından başka! Yıkılan kentler, yağmalanan tarih hep senin
eserin…
Boşuna
demiyor Mahsuni “Amerika katil katil…” Ne güzel, sen en öldürücü nükleer
silahlarını yapacaksın. İsrail yapacak öldürücü bombaları. İran yapmayacak.
Türkler ancak benim silahlarımı benim iznim olursa kullanır diyeceksin.
Garantörlük hakkımızı kullanarak Kıbrıs’a çıkacağız. Bize silah ambargosu
uygulayacaksın. Feto denen ruhunu satmış bir belayı yıllarca besleyip ülkemizin
ve İslam devletlerinin başına bela edeceksin.
Şimdide
İsrail’e koşulsuz destek verip Orta Doğuda sayende bir türlü sağlanamayan barış
ümitlerini bitireceksin. İsrail askerlerinin savaş hukuku ve insanlığa sığmayan
caniliklerine göz yumacaksın…
Sam Amca
budur. Dev silah sektörünün ürettiği silahları satmak için ayrılıkçı güçleri
besler, semirtir. Bölgesel çatışmalar çıkarır. Bazen ülkeleri işgal edip işgal
ettikleri ülkelerin zenginlik kaynaklarına el koyar.
Gelelim
işin en acı yönüne. Bugün dünyada en çok silah ithal eden ülke kim biliyor
muyuz? Bu ülke Müslüman Filistinli kardeşlerinin barbar İsrail askerlerinin
ayakları altında ezilmesine ses çıkarmayan Suudi Arabistan’dır. Suudiler
silahları ABD’den aldıklarını ve O ülkenin silah sanayisini finansa ettiklerini
bilmeyenimiz yoktur.
Suudiler
başta olmak üzere birçok İslam devleti ve krallıkları ABD’nin güdümünde
İsraillilerin vahşetine ses çıkaramıyor. Arap devletlerinin idarecileri Bin Bir
Gece Masallarında betimlenen lüks ve şaşaa içinde yaşamlarını sürdürüyorlar.
Bilim adına, icatlar adına, üretim adına maalesef Arap Âleminde yaprak
kıpırdamıyor.
Hz. Ali,
Muaviye arasındaki ihtilaflardan beri İslam Âleminde olması gerektiği gibi bir
birlik sağlanamadı. Daha sonra mezhepler ortaya çıkınca ayrılıklar çatışmalar
bir türlü barışa evrilmedi. Yıllarca papaların sömürüsü altında yaşayan
Hristiyan dünyası reform hareketleri ve laik sistem sayesinde aralarındaki
mezhep savaş ve uyuşmazlıklarını çözdü. Biz Müslümanlar maalesef hâlâ
aramızdaki mezhep uyuşmazlıklarını çözemedik.
Peki,
kutsal kitabımız Kuran-ı kerim ne diyor Müslümanların birbirlerini sevmesi ve
birlik içinde olmaları adına:
“ Ümit Şimşek
(48/FETİH-29: Muhammed Allah'ın Resulüdür. Beraberindekiler ise kâfirlere karşı
şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûda, secdede, hep
Allah'ın lütuf ve hoşnutluğunu ararken görürsün. Yüzlerinde de secde izi
vardır. Bu onların Tevrat'taki tasvirleridir. İncil'deki tasvirlerine gelince:
Onlar filiz vermiş, git gide güçlenmiş, kalınlaşmış, nihayet gövdesi üzerine
dikilmiş bir ekine benzer ki, ekincilerin pek hoşuna gider. Onlarla Allah
kâfirleri böylece öfkelendirir. Onlardan iman eden ve güzel işler yapanlar
için, Allah bağışlanma ve büyük bir ödül vaad etmiştir.)”
Fetih süresi gayet anlaşılır ve net. Peygamberimizle beraber olanlar
kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler diyor. Daha başka: İncil'deki
tasvirlerine gelince: Onlar filiz vermiş, git gide güçlenmiş, kalınlaşmış,
nihayet gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzer ki, ekincilerin pek hoşuna
gider. Onlarla Allah kâfirleri böylece öfkelendirir.
Demek ki Müslüman dünyası bizler; birinci İslami Kaynak Allah kelamı olan
kutsal kitabımızın buyruklarına uyup aramızda birlik ve beraberliği
oluşturamıyoruz. Böyle olunca dün İngiliz, Fransız, İtalyan, Rus… bugün de ABD
ve İsrail Müslümanları postallarının altında çiğnemektedir.
Çözüm: Uzun vadede, öncelikle birleşmek. Demokrasiye geçmek ve demokrasinin
tüm kurallarını çalıştırmak. Bilime, sanata önem vermek. Bilim insanlarına
özgürce çalışacakları ortamlar hazırlamak. Kısa vadede ise yine tüm İslam
halklarının birleşip Gandi örneği pasif direnişle barbarları durdurmaya
çalışmak olmalıdır.