Mağlup bir Tanrı’yı oynuyor yeryüzü…

 

Keşfedilmemiş acıların durağı az sonra tahliye edilecek yüreğin sefası ve diri bir cümle peyda olacak ve cümleten kundaklayacağız bilinmezi.

 

Aşkın neferi bir iklim, yüreğin sağdıcı aslında hep de irkildiğimiz, dercesine, cahil cesaretiyle girişiyoruz evrene. Gözlerden sakınıp, yüreklerden aşırıp, sarnıcını yok ettiğimiz kuytularında şiirlerin, aksakallı imgeler biriktiriyoruz pervasızca.

 

Nöbette gök kubbe, sayımda ordu, neferi yüreğin; batılı belki de ödenmemiş kefaretin yine isyanın doğduğu bir kelamda asılı.

 

Sureti olmayan aslında hacmine de sığmayan düşlerin bucağındayız her birimiz.

 

Bir sekantı, bir asrı, bir zamanı sarkıttığımız sonra da kanayan yüzümüzü sürdüğümüz şanlı bir galibiyet yine yüreğin kefeni değil de kaderi bildiğimiz sırasız bir ölüm olmasına da aldırış etmeden.

 

Birikintisi ölü imlerin; artık neyin derdindeysek?

 

Sarkıtı dünlerin; yarına dair bir kelamı değil de bir selamı kundaklamaktan aciz bir fıtrat mı da aczi yetin teneffüsünde, yüreksiz bir işgal yine aşkı delen, naaşı kayıp bir cesaret de mimliyoruz ömrü…

 

Kuytulardayız her birimiz: çok da umurunda Tanrı’nın, diyen hangi münafıksa koyulsun yola: yakındır cehennemin teşhiri aslında ölüm yüklü heybesinde zalimin bizler kırıntısıyız aşkın ve zaferin.

 

Görüp göreceğimiz ne kaldı ki, demekten çok öte aslında bata çıka kurduğumuz hayaller. Kursağında nefretin ve kinin, teyakkuzdayız sevgiyi milat bellediğimiz hele ki ömrün de miadı dolmamışken…

 

Tambur, saz, keman ve yorgun tuşları o antika ve lenduha piyanomun… Öyle ya; dedemin gazi düştüğü nice savaştan geride kalan tek bacaklı naşıyla sahip çıktı babaannem ailesine hele ki yitip giden kocasının yasını tutmak ne kelime, kadın başıyla büyüttüğü evladı ve gün gelecek ben, ona minnet duyacakmışım yine sevginin attığı zafer nidalarına bir gülücük daha kondurma telaşıyla dokunurken minik ellerimle artık çalacağımın hayali ile sığındığım nota kitapları…

 

Gün birlik günüdür.

 

Dualarda saklı tüm evlatlarımız, tüm asil neferleri yine yüreğinin sesiyle, kanındaki cesaret ile ve ufkunu da aydınlık kılan bir marşı pelesenk etmişken, şanlı tarihimize sahip çıktığımız kadar vatan aşkına delalet onca yanık türkü, al yazmalı kadın, nice Nene Hatun ve kibirsiz sevginin bucağında bizler; mert ve gözü pek Türk Milleti.

 

Derli toplu mu ömür yoksa kınında hasret ile bizler huzura dönük yüzümüzde, katsayımız yine asılı kaldığımızın da kanıtı; her daim sefere çıkan mizaçların döndüğü yuvası yine milletçe örtüşen duygu akımıyla birlik zamanı, demenin yankısı yayılırken tüm evrene.

 

Kanayan belki de kananlardan değiliz çünkü hürüz, hür doğduk ve hür yaşayacağız da…

 

Askerin ve sivilin; vatan sevdasının ve her şiirin hele ki kutsalı ömrün… önce Allah sonra vatan, demenin gücü yine yüce Yaratanın eseri her birimizin korkusuz benliğimizde yeni bir tarih yazmaktan da geri durmadığımız.

 

Kadın başına cesaretin de şah damarı yine içindeki yetim ve öksüz kaygıların aslı astarı yok iken ne de olsa kanımız hep çağlamakta cesur yüreklerin de sağdıcı şunca zalimi yok etmekten gayri düşüncemiz yok iken.

 

Ne zaman teslim olduk ki?

 

Ne zaman korktuk, ha? Söyleyin. Söylesin bir Allah’ın kulu da şahit tutsun bir zalimi yine turşucunun şahidi yine şıracıdır, misali.

 

Benzemez kimse bize.

 

Kat ettikleri yol elbet varlığımızla heba olacaktır ne de olsa atalarımızdan miras şehit kanıyla sulanmış vatan toprağımız anamızın ak sütü gibi helaldir hem de ezelden hem de ebediyete ve yine Rabbin izniyle.

 

Gölgeler madem kötüyü şerh düşen iblisin kinine binaen ve mademki koynumuzda beslediğimiz yılandan da korkmuyoruz durmak yaraşmaz bizlere.

 

Hâkim olan yine devletin ve milletin şerefi ve gözü pek asaletimiz ile asla nifak sokulmasına izin vermeyeceğimiz…

 

Bir Türk nasıl ki dünyaya bedel…

 

Bir yürek nasıl ki kocaman ve atlasları sığdırır içine…

 

Nasıl ki; yatağımızda rahat uyumamız yine Mehmetçiğimiz sayesinde, elbette dualarımız bu yüce vatan için; askerimiz için ve her birimiz birbirimize güç verdiğimiz kadar da korkusuz ve azimliyiz.

 

Dünde kalan çok şey var madem ve günümüzü de anlamlı kılan hele ki bir gazi torunu olarak dualarım/ız asla üç beş kişiyle sınırlı değil.

 

Vatanı vatan yapan sadece bir toprak parçası da değil hele ki yüreklerin birbirine şerh düştüğü o inanç ve coşku yok mu…

 

Yâd ettikçe dünü; yar bildiğimiz vatanı ve asla bölünmesine izin vermeyeceğimiz güzel yurdumuzun güzel insanları hele ki anlı şanlı geçmişin uzantısında asla da kemikleri sızlamayacak kınalı kuzularımızın ve tüm şehitlerimizin.

 

 

( Benzemez Kimse Bize... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 26.01.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu