VAKVAK AĞACI
Karayaşmaklı bulutlar bıçaklarını hazır etti
Poyraz mayasını tuttu estikçe
Döl tutmaz kadınlar
Döl tutmaz kızıla çalan toprak
Ağıtlar yakmalı yağmur
Eşref saati geldi yine yunmalı
Edildikçe hainliğe rağbet
Feraceli olaydı ya şu vakvak ağacı
Cehenneme gitmezdi kadınlar
Degedim de deseydi neneler
Çekseydi kulaklarını oğullarının
İnanmasalardı semenderlerin az akılla söyledikleri lafa
Gaflete düşen nehirler
Kan akıyor varıp Hint ellerine kadar
Ganj kutsallığında yunmalı
Edildikçe öfkeye rağbet
Kum tepelerinin hummalı çağrısı
Cendereye girmiş iğde ağaçları
Har düştü doğudan batıya
Kuzeyden ve de güneye
Ensesi kalın dağlar
Kim kime dum duma
Bir avuntu ister kadınlar
Suâllerine bir cevap
Zamanın öncesinden kehanetleri Vakvak ağacından
Yıldızlara bakarak yunmalı
Çınar ağaçlarında sırlar saklanır
Gül yapraklarına karalar çalınır
Manâlı bir şiir dile gelir
Mecazi bir toz bürür ortalığı
Bağdaş kurup oturur kadınlar
Akıl baştadır güneşte umutla yunmalı
Mitolojik hikâyelere rağbet
H. Çiğdem Deniz
Tarihten bir fısıltı duydum
Ve bu olaydan ve Vakvak ağacından esinlenerek bu şiiri karaladım.
Çınar Vak'ası veya bir başka adıyla Vak'a-i Vakvakiye, 17. asır Osmanlı tarihinin en garip ve gizemli isyanlarından birisidir.
(
Vakvak Ağacı başlıklı yazı
çitlembik tarafından
15.02.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.