21 Mart bilindiği gibi Neruz bayramıdır. Asla Nevroz değildir zira Nevroz psikolojik
bir hatalıktır ve hastalığın bayramı da olmaz.
21 Mart aynı zamanda Down Sendromlular farkındalık günüdür, Aşık Veysel’in
doğum günüdür, Dünya şiir Günüdür. Ancak ben bu upuzun yazımda bunların hiç
birini değil Nevruziyeleri ele alacağım zira diğerleri hakkında çok yazdım.
Nevruziye nedir?
Nevruziye aslında Nevruz bayramı için yazılan şiirlerdir. Yani baharın gelişi,
tabiatın yeniden canlanışını konu alan şiirlerdir. Aynı zamanda bu günde
dağıtılan macun, helva, hatta yemeklere bile Nevruziye adı verildiğini
görüyoruz. Yani Nevruz, Türk Dünyasında yaygın bir bayram olarak kutlanıyor.
Ancak nevruziye şiirlerinin bir özelliği daha var: Bu şiirler genelde
sultanlara, sadrazamlara, vezirlere, önemli devlet büyüklerine ithafen
yazılıyor. Elbette böyle bir şart yok ama onlara yazıp hele bir de
beğendirirseniz oldukça güzel paralarla ödüllenidirliyorsunuz.
Şimdi gelin lafı uzatmadan 16. Yüzyıl şairlerinden dördünün yazdığı
nevruziyeleri okuyalım. Şiirlerde yabancısı olduğumuz kelimeler oldukça fazla
olsa da öyle anlaşılmayacak kadar ağır bir dil kullanılmamış.
1- MEHDÎ VE HİÇ KİMSEYE İTHAF ETMEDİĞİ, SADECE BAHARIN GELİŞİNİ ANLATTIĞI,
BAHARA YAZDIĞI NEVRUZİYESİ.
15. Yüzyılın sonlarında Amasya yakınlarındaki Lâdik kasabasından olan şair,
Hacı Musa olarak bilinir. Kasideleri ve gazelleri vardır. Bir kaç defa hacca
gidip geldiği bilinen Medhî’nin şiirleri didaktik ve nasihat dolu özellikli
manzumelerdir
Medhînin nevruziyesi baştan sona bahar ve nevruz tasvirinden ibarettir. Bir
başka ifadeyle herhangi bir kimseye methiye vb. değildir. 24 beyitten ibaret
olan bu kısa kaside, Medhî’nin elde bulunan az sayıdaki diğer şiirleri gibi
nasihat etme maksadını taşır. İlk 14 beyit boyunca nevruz ile birlikte baharın
gelişi anlatılır, 15. beyitten itibaren, nevruz ve baharın anlamından hareketle
insanlara öğütler verilir:
1. Uyandı yine envāruŋ çerāġı
Cihānuŋ rūşen oldı bāġ u rāġı
2. Döşendi yér yüzinüŋ ferş-i sebzi
Ķuruldı daġlaruŋ rengìn otaġı
3. Açıldı lāle-veş nevrūz kūhı
Ķuşatdı
ter benefşe ŝol u ŝaġı
4. Pür étdi jāle lü’lü’ birle bāġı
Donatdı la˘l-i terden lāle šaġı
5. Ŝabā açdı meger dükkān-ı ˘attār
Güzel ĥōş ķoķular tutdı demāġı
6. Ŝaru çiçek midür bu gök çemende
Ya yılduz ˘aksi mi ya zer oraġı
7. Ya ŝahrā bahr-i nūr oldı ser-ā-ser
Ya gökden yağdı yér yér yér çerāġı
8. Yarahladı hezārān ķanlu peykān
Yine bülbüller içün gül budaġı
9. İŋildüsine her zurzūr-ı zārüŋ
Nebāt-ı murġzār urmış ķulaġı
10. Görüp gül şem˘ini ĥār içre her dem
Erür bülbüllerüŋ yüregi yaġı
11. Ayaġ üzre durup bezm-i çemende
Eline nerges ald’altun ayaġı
12. Ŝabā yārüŋ lebin źikr étdi beŋzer
Ŝulandı ġoncenüŋ nāzük dudaġı
13. Ķara zülfi gibi sünbül nigāruŋ
Göŋül ķuşlarına ķurdı duzaġı
14. Çemen hūrìleri daĥi göŋül hāy
Güzeller gibi hep yaġmacı yaġı
15. Aķar ŝular gibi çaġlar geçer çaġ
Ġanìmet gör béş on gün gel bu çaġı
16. Fenā cāmın içem déyü gör āĥir
Açılmaz nergesüŋ gözi ķapaġı
17. Dil-i ġonce niçün ĥūn oldı fikr ét
Nedendür lālenüŋ baġrında daġı
18. Gel āzād ol ķul olma māl ü mülke
Bıraķ elden ayaķdan bend ü baġı
19. Ķanı ol pādişehler kim cihānda
Sürerlerdi yéd’iķlìme yasaġı
20. Ķanı ol hikmet ile dirilenler
Birinüŋ var mı göre şimdi ŝaġı
21. Gider elden çün āĥir kār-bāruŋ
Ir arķaŋdan yüki ķaldur ayaġı
22. Temāşā ét ki Haķ emriyle ĥalķa
Ne defterler açupdur dehr bāġı
23. Ķulaġı šut bu gün źikr-i šuyūra
Unut efsāne-i dehri ķo lāġı
24. Bahārın ˘ömrüŋ éy MEHDÌ geçürdüŋ
Delü göŋlüŋ velì yine bayaġı
Mefā˘ìlün Mefā˘ìlün Fe˘ūlün
SÜCUDÎ’NİN NEVRUZİYESİ
2- İkinci nevruziye 16. yüzyıl şairlerinden Sücûdî’ye ait 67 beyitlik bir
kasidedir. Sehî ve Latîfî’ye göre Prizrenli, Âşık Çelebi ve Hasan Çelebi’ye
göre ise Kalkandelenli olan şair, bir müddet sıkıntılı bir hayat sürdükten
sonra Tâcîzâde Cafer Çelebi ve Piri Paşa’nın himayesine girmeyi başarmış ve
yıldızı parlamıştır. Yavuz Sultan Selim zamanında önce divan kâtibi, sonra
silahtarlar kâtibi olmuş, Kanûnî Sultan Süleyman zamanında da bu görevine devam
etmiştir Hayatı hakkında bilinenler
bunlardan ibarettir.
Aşağıdaki Nevruziye Kanuni’nin Sadrazamı İbrahim Paşa’ya takdim edilmiştir.
1. Rūz-ı nevrūz érdi zeyn oldı bahār ile cihān
Maķdeminden oldı ˘ālem reşk-i gülzār-ı cinān
2. Nefĥ-i rūģ étdi meger ecsāda enfās-ı nesìm
Yā cihāne vérdi zìb ü fer bihişt-i cāvidān
3. Lutf-ı enfās-ı ŝabā mı yā nesìm-i rūģ-baĥş
Kim vérür emvāt-ı ĥākìye dem-ā-dem būy-ı cān
4. Sihr édüp bozdı tılısmını şitānuŋ nev-bahār
Yir yüzine varın ižhār étdi her genc-i nihān
5. Ĥākden baş ķaldurup cān buldı emvāt-ı nebāt
Münkire bildürdi haşr ahvālini Haķ bì-gümān
6. Ĥurdeler geçmiş çemende yine naķķāş-ı bahār
Ŝan nigāristān-ı Çìn oldı harìm-i gülsitān
7. Ravża-i bāġ-ı İrem mi dehr yā gülzār-ı ķuds
K’anda ne ĥavf-i zemistān var ne bìm-i mihr-i cān
8. Ķurdı evreng-i çemende mihter-i bād-ı ŝabā
Ebrden şāh-ı reyāhìn üzre müşgìn sāyebān
9. Vār ise gülşende dükkān açdı ˘aššār-ı ŝabā
Kim mu˘atterdür revāyiģden meşām-ı būstān
10. Dürlü reng ile müzeyyen oldı etfāl-i çemen
Gel ˘arūs-ı dehri gör pìr iken oldı nev-cevān
11. Ġonceler ķıldı tebessüm serv uġındı güldi gül
Bilmezem bülbüllere noldı k’ider āh ü fiġān
12. Bezm-i gülde bülbüle cevr ile ķan yutdurmasa
Lālenüŋ yüzine urmazdı şerāb-ı erġavān
13. Tıfl-i mekteb gibi baş egmiş benefşe bāġda
Zülf-i dilber vaŝfını beŋzer éder dāyim revān
14. Bāde-i ĥamrāyile geldi şaķāyıķ gülşene
Bildi kim irer bahār-ı ˘ömrine dehrüŋ ĥazān
15. Āsümāne döndi ezhār ile yér yér sebzezār
Nerges ü nesrìn nücūm āb-ı revāndur Kehkeşān
16. Nerges-i sìmìn-beden almış ele zerrìn-ķadeh
Ġālibā iltür çemen şāhına anı armaġān
17. Ĥār zaĥmından ķaçurup dāyesi gül šıflınuŋ
Ġoncelerden baġlamışdur boynına ˘ıķdü’l-lisān
18. Görinen ķavs-i ķuzeĥ ŝanmaŋ harìm-i bāġdan
Çerĥ mir˘ātına düşmiş ˘aks-i mìr-i ˘āşıķān
19. Sebzezār-ı dehrde nerges degüldür görinen
Aks-i encümdür çemen āyinesind’olmış ˘ıyān
20. Sūseni gör çin seher çìnì ˘alemler ķaldurup
Tìġ elinde gūyiyā Çìnden gelür bir pehlevān
21. Yoĥsa bir bıŋār-ı ezraķ-pìrehen mi sebz-pūş
Gök kebūterdür ya ĥod şāĥ üzre šutmışdur
mekān
22. Nerges-i sìmìn-beden yaķmaġa şem˘in lālenüŋ
Bezm-i gülzāre getürmiş néçe zerrìn şem˘dān
23. Başdan ayaġa zebān olup çemende yāsemen İtmege
Vaŝfın semen-sìmālaruŋ açmış dehān
24. Bir ŝaçı sünbül yüzi gül ĥūba döndi ŝahn-ı bāġ
İstemez yavuz yél esdügin içinde bāġbān
25. Bezm-i gülşende seher bülbül ser-āġāz eyleyüp
Oķudı bu şi˘ri kim dillerde ola dāstān
26. Gül yüzüŋ gülzār-ı cennet midür éy serv-i revān
Verd-i ĥattuŋ verdi yā Firdevs bāġından nişān
27. Aķdı göŋlüm ŝu gibi sen serv-i dil-cūdan yaŋa
Cān daĥi ayaġuŋa yüz sürmege oldı revān 2
8. Gül yüzüŋsüz gülşen-i cennet cehennemdür baŋa
Bülbüle gülzārsuz zindān olur bāġ-ı cinān
29. Naķd-i cān vérüp metā˘-ı vaŝlüŋe érmez elüm
Eyledüm bāzār-ı ˘ışķuŋda taŝavvurdan ziyān
30. Ġam yémez ˘ışķuŋda mihnet oķlarından ehl-i ˘ışķ
Tâŋ mı éy gül bülbüle olsa dikenden āşiyān
31. Ravża-i ˘ışķuŋda érmezse nesìm-i vuŝletüŋ
Od olur sensüz Ĥalìlüm baŋa gülzār-ı
cihān
32. Ķırduŋ éy şìrìn-dehen ŝāģib-meźāķı cevr ile
Saŋa dirlerse sezādur ĥusrev-i ŝhģib-ķırān
33. Néçe bir dil almaġa eyler gözüŋ ġamzeŋ kemìn
Néçe bir cān ķaŝdına ebrūlaruŋ ķurar kemān
34. Žulm-i bìdāduŋ elinden kime feryād édeyin
İlticā étdüm aŋa k’oldur penāh-ı ins ü
cān
35. Ŝāhib-i ŝadr-ı vezāret sālik-i rāh-ı
Ĥalìl
Ya˘ni İbrāhìm Paşa āsef-i devr-i zemān
36. Matla˘-ı mihr-i ˘adālet menba˘-ı cūd ü seĥā
Zübde-i ĥalķ-ı cihān maķbūl-i şāh-ı kām-rān
37. Kām-kār ü kām-baĥş ü kār-fermā kām-bìn
Ŝaf-der ü leşker-şiken düşmen-küş ü kişver-sitān
38. Rām olupdur emrine baĥt-ı cüvān ü ˘aķl-ı pìr
Bende-i fermān-beri olmış-durur pìr ü cüvān
39. ˘Adlidür žulm ü sitem Ye˘cücine sedd-i sedìd
Āsitān-ı devletidür ˘āleme dārü’l-emān
40. İntižāmına cihānuŋ re˘yi olmışdur żamìn
İntifā˘ına zemānuŋ ˘adli olmışdur żamān
41. Cān vérür hükm-i revān-baĥşuŋ vücūd-ı ˘āleme
Éy vücūd-ı nāzenìnüŋ memleket cismine
cān
42. Ol hümā-yı evc-i rif˘atsin ki ķaŝruŋ üstine
Bir hevāyì gök kebūter gibi döner āsümān
43. Mihr ü meh ĥuddām-ı encüm-iģtişāmüŋ rūz ü şeb
Āsitānuŋda biri derbān birisi pāsbān
44. Bezm-i ķadrüŋ şem˘idür māh-ı şeb-efrūz-ı felek
Devletüŋ ķaŝrında zerrìn topdur mihr-i cihān
45. Çāşnìgìr-i ta˘āmüŋ ģūr ü ġılmān ü melek
Mirviģa-gerdān-ı bezmüŋ zümre-i kerrūbiyān
46. Bāġ-ı dehre véreli ˘adlüŋ bahārı i˘tidāl
Anda ne ĥavf-i şitā var ne şitāb-ı mihr-i cān
47. Görinen yér yér riyāż-ı dehrde nerges degül
Mihr-i lutfuŋ olmış evrāķ-ı çemende zer-fişān
48. ˘Aks-i şemşìrüŋle nola nūr ü fer bulsa semā
Gülşene neşv ü nemā vérür belì āb-ı revān
49. Rūz-ı rezm içinde kim tìġüŋ niyāmından çıķar
Tan dehān-ı ejdehādan ŝaçılur nār ü düĥān
50. Āstìn-i ˘adli silkelden yed-i intāf ile
Pākdür gerd-i sitemden dāmen-i āĥir zemān
51. Cennet olurdı yéri a˘rāfa baŝmazdı ķadem
Gitse bu ˘adl ile dünyādan eger Nūşinrevān
52. Tìġ-i lutfuŋ yér yüzin tutdı ser-ā-ser cūd ile
Ķanı meydān-ı keremde saŋa beŋzer pehlevān
53. Bilmezem vaŝf-ı bedì˘üŋ kim beyān eyler ˘aceb
Kim anuŋ şerģinde ˘āciz ˘aķl ķāŝırdur lisān
54. Cem˘ édüp vaŝfüŋ bahāristānınuŋ ezhārını
Bir gülistān baġladum k’irmez aŋa bād-ı ĥazān
55. Sensin ol kān-ı sa˘adet kim éşigüŋ yaŝdanup
Néçe benüm gibi ķullar oldı mìr-i
kām-rān
56. Benven ol ġavvāŝ-ı baģr-i˘ilm ü fażl ü ma˘rifet
Kim olupdur ķulzüm-i medhüŋde tab˘üm dür-fişān
57. Āŝefā gün gibi rūşendür benüm hālüm saŋa
Baŋa žulm ü ġadr éden baĥt-ı siyāhumdur hemān
58. Oķ gibi doġrulıġum hep bildi tìr-endāz olan
Çerĥ-i kec-rev yā niçün ķıldı elif
ķaddüm kemān
59. Néçe bir olam meźellet topraġında pāy-māl
Dehr-i dūn-perver elinden néçe bir āh ü fiġān
60. Néçe yıldur yél gibi ķıldum cihānı cüst-ü-cū
Tāli˘ümde bulmadum aŝlā se˘ādetden nişān
61. ˘Āķıbet yüz sürüyi geldüm éşigüŋ tozına
Kim vücūdüŋden baŋa éde se˘ādet iķtirān
62. Umaram şimden girü manžūr ola ehl-i kemāl
Ķande var źātuŋ gibi dāniş-güzìn ü nüktedān
63. Ġarķ olurdı bhģr-i źilletde vücūdüm zevraķı
Cāme-i himmet ümìdi olmasaydı bād-bān
64. Çün SÜCŪDÌ bendeŋ édindi éşigüŋ secdegāh
Umaram kim feth-i bāb éde Ĥudā-yı Müste˘ān
65. İĥtişār eyle dilā şimden girü taŝdì˘i ķo
Hālüŋe çün vāķıf oldı āŝef-i ĥusrev-nişān
66. Şerh olınmaz çün senüŋ hālüŋ gibi vaŝfı anuŋ
Ŝıdķ ile eyle du˘ā-yı devletin vird-i zebān
67. Būstānında sipihrüŋ olduġınca nev-bahār
Haķ bahār-ı ˘ömrüŋe érgürmesün hergiz ĥazān
Fā˘ilātün Fā˘ilātün Fā˘ilātün Fā˘ilün
TÂCÎZÂDE CAFER ÇELEBİ’NİN NEVRUZİYESİ
Yazıya konu olan üçüncü nevruziye, 15. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış ve
Yavuz Sultan Selim döneminde öldürülmüş olan ünlü şair Tâcîzâde Cafer Çelebi’ye
aittir.
Cafer Çelebi, 1452 yılında Amasya’da dünyaya gelmiştir. Babası şair, münşî ve
hattat olan Tâcî Bey, Şehzâde Beyazıt’a Amasya’da defterdarlık yapmış ve Amasya
seraskerliği görevini yürütmüştür. Tacizade Cafer Çelebi ilk eğitimini
Amasya’da almış, öğrenimini ilerletmek için Bursa’ya gitmiştir. Hacı
Hasanzâde’den mülazım olmuş ve Simav’da bir medreseye tayin edilmiş, ardından
orada kadı olarak görev yapmıştır. Edirne’deki II. Beyazıt vakfının
mütevelliliğini yapmış, ardından İstanbul’da Mahmut Çelebi Medresesi’ne tayin
edilmiştir.
1497’de Divan-ı Hümayun’a nişancı
olmuştur. II. Beyazıt’ın son dönemlerinde bir süre görev almamış, Yavuz Sultan
Selim tahta geçtikten sonra 1513 yılında tekrar nişancılığa getirilmiştir.
Yavuz Sultan Selim ile birlikte Çaldıran Seferi’ne çıkmış, sefer dönüşünde
Anadolu kazaskerliği görevine tayin edilmiştir. Sefer dönüşü kışı geçirip bir
sonraki yıl sefere devam etmek amacıyla Amasya’da durulmuş fakat İstanbul’a
dönmek için yeniçeriler isyan çıkarmıştır. Yavuz Sultan Selim, İstanbul’a
dönünce isyanın sorumlularını araştırmış, isyanın sorumluları arasında
Çelebi’nin de olduğunu öğrenince 18 Ağustos 1515 tarihinde şairi idam ettirmiştir.
Divan, Hevesname, Mahrûse-i İstanbul Fetihnamesi ve Münşeat’ı bulunmaktadır
Aşağıdaki Nevruziye Sultan II. Bayezıt’a ithaf edilmiştir.
1. Çün çemen Firdevs olup ŝahrā İrem bostānıdur
Ģūr u ġılmān ile˘işret ét ki dünyā fānidür
2. Ravża-i Rıēvān olupdur sāhat-ı gülzārı gör
Şāĥlar kāĥ-ı zeberced ġonceler vildānıdur
3. Bir zümürrüd soffadur gūyā ki ŝahn-ı būstān
Lāleler ol ŝoffanuŋ yāķūt şādırvānıdur
4. ˘Iyd-ı nevrūz oldı vü alnında šıfl-ı
ġoncenüŋ
Şol ķızıl beŋ kim görinür tāze ķurbān ķanıdur
5. Def tutup güller olupdur nāy-ı bülbül naġme-sāz
Serv-i dil-cū raķŝ urur ĥōş şādlıķ devrānıdur
6. Dün ŝular kim cām-ı İskender gibi olmışdı ĥuşk
Sebzelerde şimdi Ĥıżruŋ çeşme-i ģayvānıdur
7. İrdi bir dūşìzedür hadd-i bülūġa şāĥ-ı gül
Sìnesinde ġonceler peydā olan pistānıdur
8. Zülf-i dilberden dil-ārālıķ topın ebr-i bahār
Ķapmaġa bir lu˘b ile ķavs-i ķuzeĥ çevgānıdur
9. Sofralar açsa ŝabā yér yér ˘aceb mi ġonceden
Çün şükūfe ravżanuŋ bir haftelik mihmānıdur
10. Āb cüllāb-ı revān-baĥş oldı beŋzer kim ŝabā
Şìşe-i ebri ele alup gül-āb-efşānıdur
11. Ŝad hezārān ŝūret-i çìn naķş édüp ŝu üzre bād
Rūy-ı āb-ı lāciverdì Çìn nigāristānıdur
12. Şāĥlar ŝanma çiçeklenmiş alup dendānına
Her şecer barmaġı ol ŝūretlerüŋ hayrānıdur
13. Yire ezhār-ı şecerlerden niśār étdükçe bād
Dökilür gökden kevākib ŝan ki mahşer ānıdur
14. Çün ayaġı baŝduġı yérler olupdur sebzezār
Yaraşur serve eger dirsem ki Ĥıżr-ı śānìdür
15. Berķ u bārāndan ki dür-bār ü zer-efşāndur seģāb
Ŝan ki şāhuŋ dest-i zer-baĥş ü
güher-efşānıdur
16. Sūz ile gül ĥusrevi bezminde bu şi˘ri oķur
Bülbül-i şìrìn-nevā k’ol meclisüŋ ĥōş-ĥānıdur
17. Ol meh-i nā-mihribānuŋ çerĥ ser-gerdānıdur
Şems-i ˘ālem-tāb tāb-ı sìne-i sūzānıdur
18. Rişte-i ķadd-i dü-tām üzre dizilen ķanlu yaş
Gūyiyā dil mürşidinüŋ ŝübģa-i mercānıdur
19. Nola ĥōş güftār ile sìnemde yér eylerse yār
Şìşeye girmek füsūn ile perìler şānıdur
20. Dūd-ı sürĥ ü sebz-i āhı ˘āşıķ-ı dil-ĥastenüŋ
Būstān-ı derd-i ˘ışķuŋ lāle vü reyhānıdur
21. Āhuma rahm eyleyüp sāķın nola keşf
eylese
Dāmenin yél açsa tâŋ mı çünki gül dāmānıdur
22. Ŝorma bizden Cem hikāyātın Ferìdūn ķıŝŝasın
Bildügi ˘āşıķlaruŋ mihr ü vefā destānıdur
23. Olsa cānum mülkinüŋ tâŋ mı güzeller hākimi
Bülbülüŋ her gül çü göŋli taĥtınuŋ sultānıdur
24. Şāĥ-ı gül tìr-i ġamuŋ mecrūhıdur cerrāģ-ı ĥār
Mìl urup peykān çıķarmış ġonceler peykānıdur
25. Pür olup şebnemle nergesler hamuŋdan her biri
Eşk ile dolmış bahāruŋ dìde-i giryānıdur
26. Ġonceler açıldı ŝanma kim nihāl-i ķaddüŋüŋ
Aġzın açmış şāĥ-ı güller vālih ü ģayrānıdur
27. Fitnedür çeşm-i siyāhuŋ anı ĥāb-ālūd éden
Adl-i Sulšān Bāyezìd ibni Muhammed Ĥānìdür
28. Cāh ü ˘izzet menba˘ı lutf ü mürüvvet ma˘deni
Mekrümet ebri ˘atā bahri seĥāvet kānıdur
29. Ĥāk-i pāyi cevheri kühl-i cilā-yı hūr-ı ˘ìn
Źāt-ı pāki ˘izz ü devlet ˘aynınuŋ insānıdur
30. Bārgāhınuŋ kemìn cārū-keşidür āfitāb
Āsitānınuŋ ķamer zerrìn-küleh derbānıdur
31. Baĥt-ı rūz-efzūnına tâŋ mı zebūn olsa felek
K’ol cevān-ı tāze bu bir pìr-i köhne fānìdür
32. Ehl-i küfrüŋ ĥırmen-i ˘ömrine her dem od uran
Berķ-ı ˘ālem-sūz-ı tìġ ü ĥançer-i bürrānıdur
33. Éy Sikender-ķadr ĥāk-i pāyüŋ öpmişdür meger
Kim leb-i cānāne Ĥıżruŋ çeşme-i hayvānıdur
34. Sensin ol şeh kim bihişt-i heşt bāġ-ı ķadrüŋüŋ
Bir sekiz yapraķlu ferĥunde gül-i ĥandānıdur
35. Sensin ol kim şehsüvār-ı himmet-i vālāsınuŋ
Māh-ı nev çevgānı gün topı felek meydānıdur
36. Bì-sebeb zencìr urur ˘ahdüŋde çün ŝuya hevā
Ger anı zindānlara ŝalsa habāb erzānìdür
37. Gözleri üstinde tutsa şaŋ mı müjgānın mülūk
Sen melek-ĥūnuŋ çü cārūb-ı der-i eyvānıdur
38.İşigüŋde zìnet içün aŝılan top āyine
Baĥt ü devlet āsümānınuŋ meh-i tābānıdur
39. Ravża-i cāh ü celālüŋ kim ebed ma˘mūr ola
Cennet-i Firdevs anuŋ bir kemterìn bostānıdur
40. Ayaġuŋ tozına ìşār étmege gül şāhınuŋ
Ġonce-i zerrìn elinde dolu zer hemyānıdur
41. Aġzına almış meh-i nevden taģayyür barmaġın
İrtifā˘-ı ķadrüŋüŋ beŋzer felek ģayrānıdur
42. Keffüŋe öykündügine baģr yāķūt ile la˘l
Ma˘denüŋ cisminde ĥışmından ķurıyan ķanıdur
43. ˘Arş ayaġında ķılıcuŋdur şehā bir āb-ı tìz
Kim bu fìrūze yédi dōlāb anuŋ gerdānıdur
44. Ne yére ˘azm eyleseŋ atuŋ ayaġı izinüŋ
Her biri menşūr-ı fethüŋ ķal˘a-i ˘unvānıdur
45. Ĥāne-i buĥl ü sitem bünyādını vìrān éden
Āb-ı tìz-i tìgüŋ ile cūduŋuŋ bārānıdur
46. Éy ŝıfātı Muŝtafā CA˘FER kemāl-i nažm ile
Pārsüŋ Selmānı vü Tāzì dilüŋ Hassānıdur
47. Cān-fezā bir ravżada gülşen görüp ˘ārif ŝanur
Şāh-ı ˘ālem meclisinde bendenüŋ dìvānıdur
48. Şevķden alup ķarārın étdüren eflāke raķŝ
Bezm-i derd ü ġamda anuŋ sūzınuŋ elhānıdur
49. Bu kemìneŋden žuhūr éden feżāyil ser-be-ser
Sen şehüŋ lutf-ı ˘amìm ü fażl-ı bì-pāyānıdur
50. Lāle vü reyhān ü sünbül her ne bitse ĥākden
Cümle bārān-ı bahāruŋ fażla-i ihsānıdur
51. Ni˘met-i cūdüŋle bulmışdur çün evvelden vücūd
Daĥi yigrek mažher olsa lutfuŋa erzānìdür
52. Néçe kim ŝahn-ı gülistānuŋ muķavves şāĥlar
Tāķ-ı mìnā-rengi vü gül şemse-i eyvānıdur
53. Olsun eyvān-ı refì˘ ü ķaŝr-ı ˘ālì-ķadrüŋüŋ
Kemterìn tāķı felek kim devlet ābādānıdur
54. Źāt-ı pāküŋ yā mücessem ˘aķldur yā nūr-ı mahż
Haķ anı pāyende tutsun kim cihānuŋ cānıdur
Fā˘ilātün Fā˘ilātün Fā˘ilātün Fā˘ilün
4- LÜTFÎ’NİN NEVRUZİYESİ
Lütfî, ilmi ve faziletiyle meşhur, Tokatlı bir şairdir. Her konuda bilgi sahibi
olduğunu kaynaklar haber vermektedir. Sahn-ı Seman Medresesinde müderrislik
yaptı. Müderrisken halka dersler verir, isteyenler gelip benden ders dinlesin
diye duyuru yaptırırdı.
Kendisini Fatih Sultan Mehmet’e arz ettirmiş ve onun yanında önemli bir konum
elde etmişti. Ancak dönemin diğer ileri gelenleri bu durumu kıskanıp Lütfî’yi
padişahın gözünden düşürmeyi başarmışlardır. Çevresindeki insanlara güzel nükteler
ve lâtifeler yapardı. Arapça kaside ve nesirleri çoktur. Biraz laubali ve
şakacı bir mizaca sahip olduğundan Deli Lütfî diye bilinirdi.
Kaynaklar şiir ve kaside söylemede zamanının Hassan’ı ve Selmân’ı olduğunu
söylerler. Kaynakların ifadesine göre ilk “şekl” redifli gazeli Lütfî
söylemiştir. Söylediği nüktelerden dolayı kendisine haset edilmiş ve idamı için
fetva istenmiştir. Hapsedilmesinin ardından idamı için fetva ve II. Beyazıt’tan
izin alınınca 1494-95’te idam edilmiştir