Şakrak Ses’ten Güzel Sese Türkiye’nin Bülbülleri--- Türkiye Cumhuriyetinin İl
ŞAKRAK SES’TEN GÜZEL SESE
TÜRKİYE’NİN BÜLBÜLLERİ--- TÜRKİYE
CUMHURİYETİNİN İLK POP STARLARI VE TÜRKİYE’NİN
BÜLBÜLÜ 2. BÖLÜM--
Evet... Geçen bölümde
Türkiye’nin ilk en güzel
sesli kadını olarak seçilen
kişinin Hudadat Şakir
olduğunu yazmıştım. Ancak Hudadat
Şakir Hanım Klasik
Batı Müziği tarzında okuduğu parçalarla
birinci olmuştu ve
herhalde ülkede bu
duruma ‘’ Bu ülkenin
kendi müziği yok
mu? Bizim bir
de Şark Müziğimiz
yok mu?’’ Diye itirazlar gelmiş
olmalı ki yine Cumhuriyet
Gazetesi bir taraftan
güzel ses yarışması ile
ilgili hazırlıkları ve
etkinlikleri sürdürürken bir
taraftan da Şark Müziği dalında da
bir yarışma başlattığını
şöyle duyurur: ‘’Garp musikisi
üzerinden yaptığımız güzel ses müsabakasının gördüğü büyük rağbet ve
uyandırdığı mühim alâka üzerine şark musikisi üzerinden yeni ve büyük
bir müsabaka yapmaya karar verdik.’’
Yarışmanın adı ‘’ Türkiye Bülbülü’’
Yarışmasıdır.
Yarışma için müracaatlar 14 Aralık 1930 da başlar.
Yarışmada Birinciye Burla Biraderler’den 200 liralık radyo ve 150 lira;
ikinciye 175 liralık Columbia gramofonu, üçüncüye ise 75 liralık Columbia
gramofonu vardır. Ayrıca Pertev Müstahzaratı Fabrikası’ndan AEG Elektrik
Levazımat şirketine kadar onlarca firma daha bülbüllere hediyeler vermeyi
taahhüt etmişlerdir. Yani efendim artık bu
gibi yarışmaların sponsorları
da vardır.
Yarışmaya yoğun bir
ilgi olur ve
nihayet finaller 13
Şubat 1931 de yine
Beyoğlu/Glorya Sinemasında yapılır. Sunucu yine Peyami
Safa’dır.
Dokuz bülbül adayı
kadın finale kalmıştır.
Bunlar: Müşerref, Nedime, Hikmet Rıza, Safiye [Ayla], Mahmure
[Handan], Saadet, Safinaz, Nefise ve Hatice’dir.
Yarışma jürisinde 19
üstad vardır ve
birinci seçilecek kişinin
her üstaddan 10 tam
puan alması gerekmektedir. Yani
190 puan alan Türkiye’nin Bülbülü
ilan edilecektir.
Peki bu
dokuz kadından kim Türkiye’nin
Bülbülü seçildi
dersiniz?
İsimlere bakıldığında akla
hemen Safiye Ayla geliyor
değil mi? Ama
değil.
Jüri sonucu şöyle
açıkladı: ‘’ Gül mevsimi olmadığı için
bülbül seçilemedi’’
Yani hiç
bir kadın birinciliğe
layık görülmedi.
Aldıkları puanlar ise
şöyleydi: Hikmet Rıza hanım 174, Safiye hanım 170, Hatice hanım 169,
Nedime hanım 145, Nefise hanım 143, Mahmure [Handan] hanım 139, Safinaz
hanım 138, Saadet hanım 134 ve Müşerref hanım 123.”
Jüri neden bir
birinci seçmediğini de şöyle
duyurmuştu:
“Yarışmayı en başından sonuna kadar dikkat ve itinayla izledik. İyi bir
eğitim sonucu şimdiki performanslarının katbekat üstüne çıkabilecek kadar
iyi birkaç kişi seçilebilmişse de ‘sanatsal heyecanımıza etki edebilen’ bir
sese rastlanmamıştır. Türkiye Bülbülü gibi çok kıymetli ve çok yüksek
bir sıfatı bu yıl için vermeyi uygun görmedik.”
Sonuç böyle olmakla
birlikte Hikmet Rıza Hanım
birinciye verilecek ödülleri
Safiye Ayla da
ikinciye verilecek ödülleri
almıştı.
Böylece ilk Türk Müziği Pop Starı
seçilen Hikmet Rıza
Hanım daha sonra
bir başka ödüle
daha kavuştu: İstanbul’a
her geldiğinde mutlaka
Hikmet Rıza Hanım’ı
dinleyen Mustafa Kemal
Atatürk ona soyadı
kanunu ile ‘’ Sesgör’’
soyadını verdi.
Bu arada Hikmet Rıza Hanımın
Fikriye Şakrakses’ten sonra
sahneye çıkan ikinci
Müslüman Türk kadını
olduğunu da belirtelim.
1932 yılı Temmuz ayında gazetelerde
şöyle bir ilan
vardı: “Kadıköy’ünde Mısırlıoğlu Bahçesinde. Ağustos’un 4’üncü
perşembe günü akşamı memleketimizin en meşhur üstad ve bestekârlarından
müteşekkil bir hakem heyeti huzurunda Türkiye GÜZEL SES müsabakası icra ve
Türkiye SES KRALİÇESİ intihap edilecektir [seçilecektir]. Kayıt muamelesi
1 Ağustos pazartesi akşamına kadar icra edilecektir. Güzel sesli
hanımlarımızın kaydolunmak için bahçe müdüriyetine müracaatları tavsiye
olunur. Kraliçe unvanını kazanacak birinci hanıma 200 lira mükâfat ve altın
madalya, ikinciye 50 lira mükâfat verilecektir.
Bu yarışmaya da ilgi
büyük oldu. Lakin
yarışma sonucunun ilanı
çok cılızdı. Zira
aynı günlerde Ülkemiz
Keriman Halis’in Dünya
güzeli seçilmesine odaklanmıştı
ve tüm basın neredeyse
sadece 31 Temmuz’da dünya
güzeli olan Keriman Halis’i
yazmaktaydı.
Peki Türkiye Ses Kraliçesi
kim seçilmişti dersiniz?
Bir ipucu vereyim: Bu kadın
şarkıcı aynen Hafız
Burhan gibi Üsküdar’dan
gazeli patlattığında onu
Sarayburnu’ndan dinlemek mümkündü.
Öylesine bir sese
sahipti.
İşte o
sesin sahibi o sıralarda
henüz 16-17 yaşlarında
olan Hamiyet Hanım’dı (
Hamiyet Yüceses ) Yani Türkiye’nin Bülbülü
Hamiyet Yüceses’ti ve bana
göre onun üzerine
bir başka bülbül gelmemiştir
henüz.
Peki kadın bülbül
vardı da erkek
bülbül yok muydu?
İşin doğrusu erkek
bülbül için bir
yarışma yapılmadı ama Türkiye’nin
bir erkek bülbülü
de vardı. O bülbüle
bu lakabı ise
Mustafa Kemal Atatürk
vermişti.
Evet... Mustafa Kemal 1916 Yılı Mart ayında
önce 16. Kolordu sonra 2. Ordu komutanı olarak
görev yaptığı Diyarbakır’da
bir gün Sem’an
Köşkünde ( Şimdiki Gazi
Köşkü ) istirahette iken Ulucami’de müzezzinlik yapan ve Rufai tekkesi
mesubu olup aynı zamanda
erbane ( eski bir
vurmalı çalgı ) ve cümbüş de
çalan Mahmut Celaleddin
adlı bir genç
ve arkadaşları da hemen
köşkün aşağısındaki dutlukta türküler okumaktadır.
Mustafa Kemal pek
beğenir bu türküleri
ve söyleyenin yanına
getirilmesini emreder.
Mustafa Kemal sesini çok
beğendiği gence bir
kaç türkü de huzurunda okumasını rica
eder ve Mahmut
Celaleddin okudukça mest
olur adeta.
Ona övgüler yağdıran Mustafa Kemal daha
sonra ‘Bak Celal, memleketimiz bir gün huzura kavuşacak ve sen bu güzel
sesinle bu güzel eserleri İstanbul’da plaklara okuyacaksın. O zaman o plakların
üzerine ‘Şark Bülbülü Celal’ yazdır. Sen gerçek bir bülbülsün, konuşan bülbül.’
Der.
Kurtuluş Savaşından sonra
Mahmut Celaleddin 1931 de
İstanbul’a gelir. Burada sekiz
plak birden doldurur
ve plakların üzerine
‘’ ŞARK BÜLBÜLÜ’’ diye yazdırır.
Aynı günlerde iki
Diyarbakır Milletvekili vasıtasıyla
bir kez daha Mustafa Kemal’in huzuruna çıkar.
Mustafa Kemal on dört sene önce tanıdığı
genci görünce tekrar tanıdığı
gibi ‘’Sen Diyarbakır’da
bana şu gazeli okumuştun değil mi?’’ Der ve
Mahmut Celaleddin’in ilk
tanıştıklarında okuduğu bir
gazeli okumaya başlar.
Evet... Türkiye’de daha sonraları
Nuri Sesigüzel- İbrahim Tatlıses
ve sair sesli sanatçılar
gelmiş geçmiştir ama
Türkiye’nin erkek Şark
Bülbülü bugün bazılarımızın bildiği
ama maalesef unutulmaya yüz
tutmuş olan Celal
Güzelses’tir. Yani Mustafa Kemal’in
Şark bülbülü ilan
ettiği ve Soyadı
kanunundan sonra Güzelses
soyadını alan Mahmut
Celaleddin.
Yazı dizimizi Celal
Güzelses’ten benim çok sevdiğim
bir türkü ile noktalayalım
mı?
O zaman videoyu tıklayabilirsiniz.
&autoplay=1/?autoplay=1&mute=0" allow="autoplay" frameborder="0" allowfullscreen>
(
Şakrak Ses’ten Güzel Sese Türkiye’nin Bülbülleri--- Türkiye Cumhuriyetinin İl başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
21.11.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.