Bu yazıyı ilk kez 15 Kasım 2014'te yayınlamışım.
Bugün biraz daha geliştirerek ve yeni bazı bilgiler de ekleyerek bir kez daha yayınlıyorum. Yeni bir takım bilgileri de ekleyince bayağı uzun bir yazı olduğu için de bölmek zorunda kaldım maalesef.
Ege’nin incisi İzmir neden bazıları tarafından ‘’Gavur İzmir’’ olarak anılır? Bu sorunun cevabına geçmeden önce sizlerle çok şaşıracağınızı umduğum bir bilgiyi paylaşayım:
Efendim Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethederken hani gemileri karadan yürütmüştü de bizler yirmi bir yaşındaki bir gencin böyle bir şeyi düşünmesine hayretler içinde kalıp ‘’İşte deha bu’’ demiştik. Değilmiş efendim. Yani Fatih Sultan Mehmet’in gemileri karadan yürütmesi onun üstün dehasının değil ama Türk Tarihini çok iyi bilmesinin ve değerlendirmesinin sonucuymuş. ( Bu arada belirtelim Fatih Sultan Mehmet de elbette bir dahidir.)
Şimdi denilebilir ki "Yahu hocam bunun Gavur İzmir’le ne alakası var? Ayrıca Fatih Sultan Mehmet’in gemileri karadan yürütmesi doğrudan doğruya bizzat kendi fikri değil miymiş yani?"
Birinci sorunun cevabını az sonra alacaksınız. İkinci sorunun cevabı ise şu: Evet, Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürütmüş ama bu, Türk tarihinde gemilerin karadan yürütülmesi olayının ilki değilmiş. Gemileri karadan yürütme olayı Fatih Sultan Mehmet’ten tam 115 sene önce yine bir Türk tarafından gerçekleştirilmiş.
Şaşırdınız ve soruyorsunuz, "Peki, Fatih Sultan Mehmet’ten tam 115 sene önce gemileri karadan yürüten Türk kimmiş ve nereden nereye yürütmüş?" Efendim bu Türk, Aydınoğulları'nın beyi, Türk tarihinin en büyük ve ilk denizcilerinden Umur Bey'dir. Umur Bey yaklaşık on iki yaşından itibaren artık denizlerde bir Türk savaşçısıdır. 1328'de İzmir’i Cenevizlilerin (Cenovalılar) elinden alıp Türk hakimiyetine sokmuştur.
Bundan sonra da Ege Denizi'nde Venedik, Ceneviz, Katalan ve Sen Jan şövalyeleriyle savaşıp durmuştur hayatı boyunca... İşte bu savaşlarından birinde 1338’de 350 gemi ile Korent’e gitmiş,50 büyük gemiyi Korent civarına bıraktıktan sonra 300 gemisini karadan yürüterek Patras Körfezi'ne geçirmiş sonra aynı yoldan geri dönmüştür. Bu yüzden Korent Limanı'na eski tarihlerimizde ''Umur Bey Limanı'' denir.
Fatih Sultan Mehmet döneminin tarihçilerinden Enverî’nin Düstûrname adlı eserinde İstanbul’un fethinde gemilerin karadan yürütülmesi olayı anlatılırken bu olayın Umur Bey’in hareketinden esinlenerek yapıldığı şu şekilde anlatılır:
Hükmü paşa kıldı ettiler yerağ
Karadan gemi çeker olup yayağ
Tahtalar döşeyüb sabunla
Gemiler çektiler anlar onunla
Eğer görsen anı gazi Umur beğ
Derya olmaya bu donanmada yeğ
Mavnalar kadırgalar bu üzre
Sadasın dağlar yürür su üzre
Umur Bey’in bu dahice hareketi İstanbul’un fethinde Fatih Sultan Mehmet’e ilham kaynağı oldu. Türk tarihini derinlemesine inceleyen Fatih Sultan Mehmet de Umur Bey’den 115 yıl sonra Haliç’e gemilerini karadan yürüterek soktu. Haliç’in ağzına çektikleri kalın zincire güvenen Bizanslılar sabahleyin Türk donanmasını karşılarında görünce son umutlarını yitirdiler.
Peki anladık. Tarihte gemileri karadan ilk yürüten Fatih Sultan Mehmet değil de Umur Beymiş. Umur Bey de İzmir’i fetheden Türk denizcisiymiş. Burası tamam da, İzmir neden "Gavur İzmir"?
İzmir'e neden '' Gavur İzmir'' dendiğini bugün sokağa çıkıp vatandaşlara tek tek sorsanız alacağınız cevaplar aşağı yukarı şunlar olacaktır:
*Kurtuluş Savaşı öncesi yıllarında bu şehirde çok Ermeni, Rum, Yahudi yaşadığı için.
Evet... İzmir'de her zaman Rum-Ermeni- Yahudi- Sabetayist yaşamıştır ama Bu sayılanlar İstanbul'da da çoktur. Selanik'te de çoktur ama hiç kimse '' Gavur İstanbul ya da Gavur Selanik'' Demez. Demek ki bu iddia doğru değil.
*Şehirde çok fazla kilise bulunduğu için.
Bu da yanlış. İstanbul'da daha fazla kilise bulunur.
*Bu şehir Yunan kültürüne ve Hıristiyanlığa ait pek çok obje içerdiği için.
İşin doğrusu o konuda İstanbul'un eline hiç bir şehir su dökemez. Yani bu iddia İzmir'e Gavur denmesinin sebebi olamaz.
Yukarıda saydığımız şıklar yanlıştır ama mantıksız yanlışlar değildir. Ancak mantıksız yanlışlar da var maalesef.
''İzmir işgal edilirken işgalci Yunanı çiçeklerle - alkışlarla karşıladılar. Onun için da İzmir gavurdur.''
Bu kadar saçma bir iddia olamaz. İzmir'de hiç olmazsa düşman işgaline karşı bir direniş oldu. Süleyman Fethi Bey direndi '' Yaşasın Venizelos.'' Diye bağırmamak için ( Ve maalesef dipçik darbeleriyle şehit edildi. ) Hasan Tahsin veya Saatçi Aziz Efendi.. bu ikisinden biri ( Bana göre Saatçi Aziz Efendi.) Yunan alçağına ilk kurşununu sıktı.
İstanbul 13 Kasım 1918 de işgal edilirken benzer bir direniş var mı? Ben bilmiyorum.
Eee o zaman neden ''Gavur İstanbul'' değil de ''Gavur İzmir?''
Bir başka mantıksız iddia daha var ama o iddiayı dile getirebilmem için mutlaka siyasi parti adı vermem gerekiyor. Öyle yaptığımda da bazı arkadaşlar zıplıyor '' Siyasi algı yapıyorsun.'' Diye. O bakımdan siyasi parti adı vermeyeceğim ama sizler anlarsınız.
Efendim İzmir halkı oldum olası A Partisine oy verdiği için B Parisi ve onun türevi olan partiler İzmir'e Gavur demişler.
İşin aslı hiç de öyle değildir. İzmir'de evet A Partisinin ezici bir üstünlüğü söz konusudur ama B Partisi de yabana atılamaz. Öte taraftan tarihin tozlu sayfalarına baktığımız zaman İzmir'in her zaman A Partili olmadığını görüyoruz. Mesela Menemen İsyanı yıllarında İzmir halkı A Partisini desteklememişler.
Peki İzmir eski Diyanet işeri eski Başkanı Mehmet Görmez "İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var." dediği için mi Gavur İzmir'dir?
Bu kadar saçma sapan bir iddia olamaz elbette. Çünkü İzmir'in tamamı değil ama bir kısmı önce 1344- 1403 Yılları arasında İzmir-i Gebran ( Gavurların İzmir'i) olarak anılmış yüz yıllar sonra 1857 Yılından itibaren de '' Gavur İzmir'' olarak.
Hem buraya kadar yazdıklarımın Gazi Umur bey ile alakası ne?
Gelecek bölümde inşallah.
(
İzmir Gavur Mu?----1. Bölüm--- başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
8.03.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.