Ayarı yok alaycı insanların üstüne
üstük alayına alayının inandığım.
Göçebe ruhum ve yüreğim devasa bir
valizde saklı ve de gidip gelmelerin meali iken içine saklandığım kozam elbet
tek kozum da sevgi ve yazmak iken.
Meylettiğim hiçbir mevsim ve de
öykündüğüm tek bir insan yok üstelik bu âlemde.
Pek de âlemsiniz, ha…
Diyen kimse artık ve hicap yüklü
gölgeler ve ben gülümseyerek onlara bakarken içimden sökülen taşlar ve de
gözümden akan yaşlar.
Hüzün yüklü gönül çekmecem derken
uzattığım zeytin dalı ve de bana uzatılan zehirli bir ok ve ben ona tutunup da
hayatımı mutlu kılacakken elimi ve de yüreğimi yakan.
Gün defoluydu bu gün gerçi güzel bir
güne uyanmıştım ama…
Dünün yorgunluğunu da üzerimden
atmışken ve gülümsemelerim ile yeri göğü mutlulukla resmettiğim.
Devamını boş verin.
Zaten ben de boş vermişken pek çok şeyi
üstüne üstük kendimi ve sağlığımı dahi tehlikeye atmışken elbet detaya asla
girmem ama üstü kapalı geçsem bile kırgınlığımı ve hüznümü es geçemiyorum.
Öyle ki:
İnsana ‘’pes’’ dedirtecek cinsten.
İnsan olmanın hacmi.
Havsalam da almazken.
Ben her ne kadar kendime ve
doğrularıma ve dürüstlüğüme sadık olsam da asla anlamıyorum insanların bir anda
böyle değişebildiğini ve merak da etmediğim gibi üstelemiyorum çünkü:
Benim tüm derdim yazmak.
Benim tüm derdim hayatı yaşanır kılmak
ve bozulmadan yaşamak ve yaşatmak kimliğimi dolayısı ile de yazmanın hikmeti
benim için yağan rahmet niteliğinde.
Göçebe yaşantım.
Göç mevsimi gelmeden de göç ettiğim.
Gelin görün ki bazı insanlar öç
almanın derdinde iken ve işte aklımın bunu da almadığı bu bağlamda saf geldim
saf gideceğim ve saf tuttuğum safiyetimden de ödün vermeyeceğim.
Kırıklardan inşa ettiğim sözüm ona
bir cennet yazmanın meali.
Aslında bu cenneti iliklerime kadar
hissettiğim bir o kadar cinnet noktasına da geldiğim.
Kolay mı ya da zor?
Yazmanın ta kendisi mi insanlar mı?
Lakin kendimden daha zor bir insan
tanımadım hayatta bir o kadar beni bozguna uğratan insanlar tanıdım
tanımaktayım da.
İyi yürekli olduğum için tüm
insanları da böyle bilmenin verdiği huzur akabinde infilak eden iç sesim ve
hüznümle mağduru oynamak da değil ama mazlum yüreğimi teslim ettiğim Rabbimden
istediklerim öyle ya bir ömür kimseden bir talebim olmadı ve ben hep
görevlerimi ifa ettim ötesinde içimden gelen ve sevgiyle eşlik eden emeğimin da
getirisi iken çabalarım.
Gerek öğrencilik hayatımda gerekse
yaşarken ve de tüm insan ilişkilerimde ve şimdi de yazarken çünkü ben aşkla
d/okuyorum sözcükleri ve aşkla d/okunuyorum yüreklere.
Hemhal olduğum keşke sadece kalem
olsa.
Hayatta başa çıkamadığım o kadar çok
şey o kadar çok insan var ki ve ben hep haklıyken haksız ve gereksiz durumuna
düştüğüm ve gözümden düşen insanlar ve yaşlar ama Rabbimin gözünden düşmemek
adına asla da kendimden taviz vermediğim.
Bu sadece bana özel de değil.
Çünkü insanları temsil eden bir
titrim var daha doğrusu masum ve mazlum olmanın yükü ya da meali iken içimden
sökün edenler ve göçebe duygularımla konduğum yürekler kovaladığım kaderim
belki de peşimden gelen kederim.
Hüznüme muhalif değilim çünkü mutluluk
bana muhalif olan ve mutlu olduğum bir günün hatta kısa bir sürenin ertesinde
mutlak yenilgiler ve yanılgılar yaşatıyor bana insanlar.
Yaşlarım ya hüzünden ya maneviyattan
tam da mutluluk gözyaşı dökecekken işler değişiyor.
Benim mutsuzluğum benim hayallerim ne
ki kanayan coğrafyalarda ölen ve acı çeken bunca masum insan ve çocuk bu
bağlamda yaşlarımı ve yazılarımı artık onlara adıyorum.
Adağımı bilen kabul eyleyen elbette O
ve ben sadece O’na karşı sorumluyum bu bağlamda insanlar tarafından sorunlu
addedildiğim…
Herkes kadar.
Ya da kimseye meyletmediğim için
midir ne başımı da asla eğmedim ben hayatta ve de insanların önünde ve
yaşadığım sıkıntıları sadece Rabbime sundum ve beni üzenleri sadece O’na havale
ettim.
Bırakın da hüzün bohçam tıkış tıkış
olsun tıpkı yüreğim ve yazdıklarım gibi çünkü künyemde saklı gerçek ismimle
gerçek kimliğimle yazıyor ve yaşıyorum.
Sıra dışı olduğum malum kimine göre
sıkıcı ama ben benle mutluyum ve ben benle kavgalı ve içimde seken o yaramaz
çocuğu alt etmenin de güzelliğidir yaşadığım tüm bu kaosa rağmen hayatı
gerçekten sevebilme ve kucaklama ihtimalim…
İhtimal ya da gerçek…
Ya, sizler gerçek misiniz?
Bense gerçekliğimi gerekçelerimle
saklı tutarken elbet öncelikle Allah katında…