Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 23.04.2022
Okunma Sayısı : 773
Yorum Sayısı : 3
Bİ Nİ'MEL KERİM NİSAN'IN YİRMİ ÜÇÜNCÜ CUMA GÜNÜ CUMA NAMAZINI MÜTEAKİB BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KÜŞAD EDİLECEKTİR.---2. BÖLÜM--
SORU: I.TBMM Hep dindar insanlardan oluştuğu için mi Meclisin açılışı 22 Nisan 1920 Perşembe olarak düşünülmüşken 23 Nisan 1920 Cuma Günü olarak değiştirildi?
CEVAP: Bu sorunun cevabını verebilmek için gelin ilk TBMM ye bir göz atalım
TBMM nin açılışı için gelen milletvekili sayısı toplamda 378 idi.
Bu 378 Milletvekilinin 288'i yükseköğrenim görmüş, 94'ü orta öğrenim mezunu kişilerden oluşmaktaydı.
Meslek dağılımı şu şekildeydi: 162 serbest meslek, 133 devlet memuru, 54 asker, 32 din adamı, 30 aşiret reisi, 7 teknik eleman, 16 sağlık görevlisi, 2 Reji görevlisi.
Milletvekillerinin 162'si bir veya birden fazla yabancı dil biliyordu.
Meclis üyeleri zamanla, kişisel ve fikri konumlarına göre, kabaca 3 temel gruba ayrılmıştır:
1- Kalpaklılar: Yeni bir devlet ve hükûmet kurma düşüncesi içinde olanlardı bu grup
2- Sarıklılar, Şeriat hükümlerinin idareye hakim olması düşüncesi içindeydiler
3-Fesliler, Osmanlı hukukunun korunması düşüncesi içindeydiler.
Görüldüğü gibi bu şekilde baktığımızda Milletvekilleri için ‘’ Hapsi de çok dindar insanlardı.’’ Demek mümkün olmadığı gibi ‘’ Dinle diyanetle ilgileri yoktu’’ Demek de mümkün değildir. Ancak dini hassasiyetleri olan insanlardır.
Öte taraftan bakın Yunus Nadi TBMM’nin 23 Nisan 1920 Cuma günü Cuma namazından sonra açılması kararında etken olan faktörleri nasıl açıklıyor:
Hasımlarımız bizi mağlup edebilmek için müracaat ettikleri muhtelif silahlar içinde ezcümle, dine ve şeriata dahi istinat ediyorlar ve bizi şer’an asi ilan etmek hususunda çok ileri gidiyorlardı.
Meşihat-ı İslamiye makamının fetvaları hep bu esas ve maksatla tertip edilmişti. Halife beyannameleri de hep bu esas ve maksada istinat ediyordu. Damat Ferit bu yoldan yürüyordu. Hâlbuki Ankara’da vatan ve milletin halas (kurtuluş) ve istiklalinde elbette din ve şeriatın dahi ağyarın ayakları altında zelil ve perişan edilmekten kurtarılması hususu da vardı.
Dine hizmet ve riayet bahsinde dahi en büyük hürmet mevkii elbette Ankara’da toplanan fedakârlar tarafında idi.
İngilizler Yunanlıların lehine milleti boğmaya, parçalatmaya, mahvetmeye çalışırken onlara alet olanların dini ağızlarına almaları bile dünyanın en sefil alçaklığı idi.
Hakikat bu merkezdeyken İstanbul’un olanca nedameti ile Ankara aleyhine milletin mukaddesatını tahrik vesilesi yapmasına karşı, Ankara’nın dahi layık ve lazım olduğu veçhile mukabele etmesi zarureti hâsıl olmuştur. Bu cümleden olarak meclisin küşadı (açılışı) Perşembe’den Cuma’ya ertelenmiştir.
Yani özetle TBMM'nin Cuma günü ve Cuma namazından sonra açılmasının en önemli sebeplerinden biri Yunus Nadi’nin de ifade ettiği gibi Milli Mücadeleye karşı tavır ve tutum almış olanları kendi silahlarıyla vurmaktı.
SORU: Mustafa Kemal heyet-i Temsiliye Reisi ( Temsil Heyeti Başkanı ) olarak TBMM’ nin açılacağını nasıl duyurdu?
CEVAP: Meclisin 23 Nisan Cuma günü açılmasına karar verildikten sonra bu karar bütün valiliklere, kolordulara, bağımsız sancaklara, belediye başkanlıklarına, Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyetlerine çok ivedi (çok acele) kaydıyla Heyet-i Temsiliye Namına Mustafa Kemal imzasıyla 21 Nisan 1920 tarihinde şu talimatla bildirilmiştir:
( İlk maddeyi orijinal diliyle diğerlerini günümüz Türkçesi ile yazıyorum. )
1- Bi ni’mel Kerim Nisan’ın yirmi üçüncü Cuma Günü Cuma Namazını müteakib Büyük Millet meclisi küşad edilecektir (Kerim olan Allah’ın yardımıyla Nisanın 23. Cuma günü Cuma namazını müteakip Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır. )
2- Vatanın istiklali ile Hilafet ve Saltanat makamının kurtarılması gibi en mühim ve hayati vazifeleri ifa edecek olan Büyük Millet Meclisi’nin açılışını Cuma gününe tesadüf ettirmekle o günün bereketinden istifade edilecektir. Açılıştan önce tüm mebuslarla birlikte Hacı Bayram-ı Veli Cami-i Şerif’inde Cuma namazı kılınarak Kur’an ve namazın ışığından feyiz alınacaktır. Namazdan sonra Lihye-i Saadet ve Sancak-ı Şerif ile birlikte Meclis’e gidilecektir. Meclis’e girilmeden önce dua okunacak ve kurbanlar kesilecektir. Bu törende Hacı Bayram-ı Veli Cami-i Şerif’inden Meclis’e kadar kolordu komutanlığınca askeri kıtalar ile özel tertibat alınacaktır.
3- Açılış gününün kutsallığı için bugünden itibaren vilayet merkezinde vali beyefendinin düzenlemesiyle Kur’an hatmine ve Buhari-i Şerif tilavetine başlanacaktır. Kur’an hatmi, uğur ve bereket getirsin diye Cuma namazından sonra Meclis önünde tamamlanacaktır.
4- Mukaddes ve yaralı vatanımızın her köşesinde aynı şekilde bugünden itibaren Kur’an hatmi ve Buhari-i Şerif tilavet edilecektir. Cuma günü ezandan önce minarelerde salat-ı şerife okunacaktır. Hutbe sırasında Halife ve Padişahımızın adı zikredilirken kendilerinin ve tüm memleket halkının bir an evvel felah ve saadete nail olmaları için dua edilecektir. Cuma namazının edasından sonra Kur’an hatmi tamamlanarak Hilafet ve Saltanat makamı ile tüm vatanın kurtuluşu maksadıyla yapılan çalışmaların önemi ve kutsallığı ile milletin vekillerinden oluşan Büyük Millet Meclisi’nce her bir ferde verilecek vatan görevinin yerine getirilmesinin zorunlu olduğu hakkında vaazlar verilecektir. Daha sonra Halife ve Padişahımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, selameti ve istiklali için dua edilecektir. Bu dinî ve vatanî törenin ifasından ve camilerden çıkıldıktan sonra Osmanlı ülkesinin her tarafında hükümet binalarına gelinerek Meclis’in açılışından dolayı resmi tebrikleşme icra edilecektir. Her tarafta Cuma namazından önce münasip surette mevlid-i şerif okunacaktır.
5- İşbu tebliğin hemen yayınlanması ve duyurulması için her vasıtaya müracaat olunacak ve hızlıca en ücra köyler ve en küçük askeri birimler ile ülkenin tüm teşkilat ve kurumlarına ilan edilmesi temin edilecektir. Ayrıca bu tebliğ büyük afişler halinde her tarafa asılacak ve mümkün olan yerlerde basılı olarak çoğaltılıp dağıtılacaktır.
6- Cenab-ı Hakk’tan tam bir muvaffakiyet için niyaz edip yalvarıyoruz.
Temsil Heyeti Namına Mustafa Kemal
SORU: 11 Nisan 1920’de Milli Mücadele aleyhine fetva yayınlanmış ve Milli Mücadele taraftarları asi ilan edilip öldürülmelerinin şer’an caiz olduğu belirtilmişken ( Tabii ki öldürülmesi için fetva verilenler arasında Mustafa Kemal de vardır.) sadece 12 gün sonraki Mustafa Kemal İmzalı genelgede TBMM’nin kuruluş amacının ‘’Vatanın istiklali ile birlikte Hilafet ve Saltanat makamının kurtarılması’’ olduğunun ifade edilmesi--- Hutbe sırasında Halife ve Padişahın adının zikredilmesi -- Kendilerinin ve tüm memleket halkının bir an evvel felah( kurtuluş) ve saadete nail olmaları için dua edilmesi hep Milli Mücadeleye karşı hatta düşman olarak bildiğimiz ve tanıdığımız padişah için haddinden fazla bir lütuf değil midir?
CEVAP: Evet..Bu ifadeler - eğer Padişah Vahdettin gerçekten de hain idiyse- fazlasıyla lütuftur. Mustafa Kemal kendisi ve dava arkadaşları hakkında ölüm fermanı yayınlatmış olan Padişah’ı ve onun temsil ettiği Saltanat ve Hilafeti kurtarmaya çalışıyor görünmektedir.
Bunu bazı tarihçiler en başından beri Mustafa Kemal ile Padişahın birlikte hareket ettiğine - ortada bir danışıklı döğüş- bir nevi tiyatro oynatıldığına bu oyunda Padişahın İngilizlerin gözünü boyamak için hain rolü üstlendiğine yorarlar.
Bazı tarihçiler ise Mustafa Kemal’in bu davaya baş koyarken belirlediği hedeflerden biri olan Saltanat ve Hilafeti devirebilmek için bir müddet mecburen takiyye yaptığı- Milli Mücadelenin birlik ve beraberlik içinde yürütülmesi için Padişah yanlılarını en azından düşmana karşı zafer kazanılıncaya kadar ürkütmemek ve birlikte hareket etmek için bir taktik olarak yorumlarlar.
SORU: Yukarıda ‘’ Eğer padişah Vahdettin gerçekten de hain idiyse’’ Dediniz. Ne yani hain değil miydi? Bundan şüpheniz mi var?’’
CEVAP: Bu soru bana sık sık sorulur. Cevabını ve başka soruların da cevaplarını yarın vermeye çalışacağım inşallah.
( Bi Ni'mel Kerim Nisan'ın Yirmi Üçüncü Cuma Günü Cuma Namazını Müteakib Büy başlıklı yazı Sami Biber tarafından 23.04.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.