İzmir’in İşgali Ve Aziz İlan Edilen İki Hain.—1. Bölüm--
Bugün ( 15 Mayıs 2022 ) bildiğiniz gibi
İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalinin 103. Yıldönümüdür. İşte bu
sebeple İzmir’in İşgali
sırasında büyük ihanetlerde
bulunmuş ama sonrasında
aziz muamelesi görmüş iki
şahsiyetsiz şahsiyetten
bahsedeceğim sizlere.
Başlayalım o zaman.
İZMİR’DE EMİR SULTAN
HAZİRESİNDE DEFNEDİLMİŞ OLAN
BİR VATAN HAİNİ: KAMBUR
İZZET PAŞA
Önce Hazire nedir
açıklayalım: Hazire cami veya dergah-tekke alanlarında yer alan, etrafı
çevrili mezar yerlerinin genel adıdır dolayısıyla da genelde bu alanlara başta
camiyi ( veya dergahı ) yaptıran şahsın kendisi ve yakınları olan kişiler ve
aynı zamanda tarikat şeyhleri, dindar hüviyetiyle tanınan ve sevilen kişiler
defnedilir. Lakin görün ki İzmir'deki Emir Sultan Hazretlerinin defnedildiği
hazireye tam anlamıyla vatan haini olan biri defnedilmiştir 1920 Yılında.
Şimdi hemen itiraz edecekler olabilir ’ Hocam ! Emir Sultan Hazretlerinin
dergahı da türbesi de Bursa’dadır’ Diyerek. Evet doğrudur ama bu Emir Sultan
başka bir Emir Sultan. İzmir’in ilk fatihi Umur Bey’in hem hocası, hem komutanı
olan Mükremeddin Emir Sultan...O da bir evliya.
Neyse, işte bu kahraman evliya Mükremeddin Emir Sultan’ın dergahının haziresine
1920 yılında bir hain gömülmüş. Hem de Yunanlılar tarafından. Bu hain ise
tarihimize Kambur İzzet Paşa adıyla geçmiş olan bir alçaktır.
Peki Kambur İzzet Paşa ne yapmış ki bu adama bu kadar öfke doluyum? Ona hem
hain hem alçak diyorum.
Yazıyı uzatmamak adına nerede doğdu, hangi okulları okudu fasıllarını
atlıyorum.
Kambur İzzet Paşa çeşitli illerde valilik görevinde bulunduktan sonra 11 Mart
1919 da Aydın Vilayeti ve havalisinin valisi oldu. İzmir de Aydın vilayetine (
Eyalet demek daha doğru olur aslında ) bağlı olduğundan 23 Mart’ta İzmir’e
gelen Kambur İzzet Paşa bu ilin valiliğini de üstüne aldı ve icraata başladı.
’İcraata başladı’ diyorum ama onu oraya getiren aslında İngilizlerdi. Nitekim
İngiliz Yüksek Komiser Yardımcısı Richard Webb daha Ocak 1919 da İngiliz
Dışişleri Müsteşarlığına yazdığı özel raporunda şöyle diyordu: “ Görünürde
ülkeyi işgal etmediğimiz halde, şimdiden valilerini atıyor veya görevlerinden
uzaklaştırıyoruz.” Kambur İzzet Paşa da işte bu valilerden birisiydi.
İlk icraatı olarak Milli Mücadele ruhu ile yazılar yazan Anadolu ve Duygu
gazetelerini kapattı. Yerel örgüt yöneticilerini makamında toplayarak ’ ”Herkes
sizi İttihatçılık ve Bolşeviklikle suçluyor. Devletin bu nazik günlerinde
İzmir’de huzuru bozmanıza izin vermem” Sözleriyle gözdağı verdi.
Kendisinden önceki İzmir Valisi Nurettin
Paşa’yı görevden uzaklaştırarak yerine kendi kafasında biri olan Ali Nadir
Paşa’nın 17. Kolordu komutanlığına getirilmesini sağladı.
[ Bu Nurettin Paşa’nın
adını unutmayın. Çünkü tarihiizde
Sakallı Nurettin Paşa olarak tanıdığımız
bu paşa İzmir’in düman
işgalinden kurtulmasından sonra
Yine İzmir Valisi
olacaktır ve yazımıza
konu olacak diğer hain
anlatılırken Sakallı Nurattin Paşanın adı
da sık sık
zikredilecektir. ]
Gelelim İzmir’in işgaline...
14 Mayıs 1919 da İzmir’in işgal edileceği artık gün gibi aşikar olmuştu.
İzmir’in Türk ve Müslüman halkı büyük bir tedirginlik ve öfke içindeyken Kambur
İzzet Paşa Islahat Gazetesi muhabirine ’ “Halkı endişeye sevk eden bu
tutum, Barış Konferansında zuhur etmeyecektir. Bu söylentileri çıkaranlar,kötü
niyetli ve hayali geniş kimselerdir. Endişeye mahal verecek bir durum
yoktur” diyordu. Kankası Nurettin Paşa da ’ “Sadrazam Damat Ferit
Paşa ile konuşulmuştur. Babıali’de işgal vukuuna dair bir malumatımız yoktur.
Amiralin notası, mütareke hükümlerindendir ve doğal olarak kabul edilmesi
gerekir” demekteydi.( Burada bahsedilen Nota İngiliz Amirali Galthorp’un
Damat FeritPaşa’ya ( Osmanlı Başvekili ) İşgal değil sadece müttefik güçlerin
bazı inzibat birliklerinin emniyet ve asayişi temin amacıyla kıyıya çıkacağını,
bunlar arasında Yunan askerinin de olabileceğini bildirmesinden ibaretti.
Mütareke yani Mondros Ateşkes Antlaşmasının 7. Maddesi gereği İtilaf devletleri
güvenliklerini tehlikede gördükleri her yeri işgal hakkına sahipti. )
14 Mayıs 1919 da Kambur İzzet Paşa gelen giden heyetler, halkın heyecanı,
baskılar derken iyice bunalır ve sonunda açıklamayı patlatır“İşgal haberi
doğrudur, lakin işgal hakkında Babıali’den bir emir almadım. Ama müttefik
devletlerden bu konuda bir yazı geldi. İşgal sırasında yapılacak aşırılıklar ve
taşkınlıklar memlekete zarar verebilir, kan dökülebilir. Bu nedenle
sükunetimizi muhafaza edelim.’
14 Mayıs 1919 akşamında Bahri Baba Parkında (Maşatlık=Yahudi mezarlığı) bir
protesto gecesi düzenleneceği her türlü imkanla halka duyurulur. Gece on
binlerin katılımıyla muhteşem bir protesto mitingi düzenlenir. Ama bu miting
yapılırken, kolordu komutanı Ali Nadir Paşa da sorumluluğunda bulunan tüm
subayları toplayarak durumu onlara anlatır, direniş gösterilmemesini, istendiğinde
silahların teslim edilmesini ve birliklerin karargahlarından dışarı
çıkmamalarını ister ve hatta subaylarından bu konuda yazılı taahhüt bile alır.
Geldik 15 Mayıs 1919 Sabahına
Gece yapılan mitingle oluşturulan yeni bir heyet, 15 Mayıs sabahı sat 6 sularında
yine İzzet Paşa’nın yanına çıkar ve durumu sorarlar. İzzet Paşa, “Ben dün
akşam İngiliz amirali ile uzun boylu konuştum: Konuşmalarımdan çıkardığım sonuç
ve hissiyatım, İzmir’de kesinlikle bir işgalin gerçekleşmeyeceği yönündedir.
Belki müttefikler buraya, aynen İstanbul’da olduğu gibi polis kolları
çıkarabilirler, belki de bunların içinde Yunanlılar da olabilir .Bunun sebebi,
İttihatçıların azınlıklar hakkında son günlerde yaptıklarıdır. Fakat kesinlikle
söyleyebilirim ki,İzmir’e bir tek Yunan askeri çıkmayacaktır”. der. Ancak
tam bu konuşmaların olduğu saatlerde Yunan askerleri İzmir’e çıkmaya
başlamışlardır bile.
İzmir Metropoliti Hristomos’un karaya çıkan Yunan askerini takdis etmesi,
İzmirli Rum kızlarının Yunan bayrakları ile Yunan ordusunu sevinç çığlıkları
içinde karşılaması, Hasan Tahsin ve ilk kurşun olayı, ’Zito ( Yaşasın )
Venizelos ’ diye bağırmadığı için kafası dipçik darbeleri ile parçalanarak
şehit edilen Albay Süleyman Fethi Bey olayı çok bilinen olaylar olduğu için o
kısmı da atlıyorum.
İşgalin başlamasıyla birlikte Yunanlıların yıllardır bekledikleri fırsat
ellerine geçmiştir. 28 yüksek rütbeli olmak üzere 100 subay, 540 er ve binlerce
sivil yaka paça limandaki Patris gemisinin hayvan ambarlarına tıkılmıştır. İlk
gün şehit olanların sayısının 2.000 kişi olduğu pek çok kaynakta mevcuttur.
Yunanlılar, bir Yunan Subayının da itiraf ettiği gibi : ’ “ Mutaasıp domuz
Türklerin kafalarını vücutlarından ayırıyoruz…Vardığımız köylerde batıl Türk
inancının simgeleri olan minareleri ve mescitleri dinamitle havaya
uçuruyoruz…Memleketimizi, Fatihin sülalesinden gelenlerin derya gibi akan
kanlarıyla temizliyoruz “ ruhuyla hareket ederken İngiliz Elçiliğine
sığınmış olan İzzet Paşa halen şerefsizliğe devam etmektedir. Nitekim İzmir’de
kan gövdeyi götürürken o hâlâ zamanın Köylü Gazetesine ’ “İzmir olayları
büyütülüyor…Yunanlılar, itilaf devletlerinin kararını uyguluyorlar. Bazı kötü
niyetliler İzmir’in Yunan tarafından işgal edildiği söylentisini çıkardılar…Bu
yalandır, tekzib olunur.” Diyebilmektedir. Yunanlılar tarafından
tartaklanan oğluna ’ Evladım Seyfi ! Zito diye bağır’ derken hâla
nasıl olup da ’Yunan İşgali diye bir şey yok’ diyebilmiştir anlamak mümkün
değil.
Nadir Paşa Peki?
Albayı Süleyman Fethi kahramanca şehit olurken elinde beyaz bir bayrakla Yunan
askerlerinin karşısına çıkan Nadir Paşa rütbesiz bir Yunan askerinden nadir
görülen iki tokat yiyerek yere serilmiş, ardından da kıçına tekme yemişti.
25 Haziran 1915
İzmir’in İşgalinin üzerinden yaklaşık kırk gün geçmiştir ama Kambur İzzet
Paşanın şerefsizliğinde bir gram eksilme olmamıştır. O hâla bir bildiri
yayınlayarak şöyle demektedir:
“Yunan’ın işgal ettiği yerlerde, şimdiki politikamızı bilmeyen bazı kötü
niyetli ve sorumsuz kimselerin rehberliği ve teşebbüsleri ile bir takım saldırgan
hareketler düzenlendiği anlaşılmaktadır.( Kuvay-i Milliye Hareketinden
bahsediyor ) Bunun zararlı ve acıklı sonuçları açıklanmaya muhtaç değildir. Bu
nedenle, başından beri yaptığım öğütleri ve bildirileri doğrulayarak şu
noktaların bilinmesini zaruri görmekteyim:
1) Çete veya gönüllü olma yoluyla bu yönde yapılacak her türlü teşebbüs, bizim
için maddi ve manevi yönden büyük zararlar vermektedir. Buna kalkışanlar çok
büyük bir sorumluluk altına gireceklerdir.
2) Bu kargaşa ve bunalım hali tabii ki daha fazla devam edemeyeceğinden ve
Allah’ın acıyıp yardım etmesiyle çok yakında sona ereceğinden bu tür zararlı
hareketlerden kesinlikle kaçınılmalı, halk ağır başlılığını ve sükunetini
koruyarak günlük işlerini döndürmeye çalışmalıdır”
Allahının acıyıp yardım etmesi?
Düşmanına karşı tek bir kurşun bile atma, koyun misali boynunu uzat kasabının
bıçağına, sonra da kurtuluş için reçete olarak ’Allahın acıması ve yardımı ’
de. Atatürk’ün ’Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet’ dediği şeyin tam olarak somut
bir örneği...
5 Ocak 1920
Kambur İzzet Paşa bir kalp krizi sonucu geberdi gitti. Cenazesi ise Yunan
hükümeti tarafından, korgeneral rütbesine ulaşmış bir asker cenazesine eşdeğer
tutuldu ve devrin askeri ve mülki erkanının katıldığı muhteşem bir törenle İzmir'deki
Emir Sultan Dergahı Haziresine defnedildi.
Kalp krizi geçirip öldüğü anda göğsünde Yunanlılar tarafından verilmiş olan
Anoteron Taksiarhis nişanı bulunmaktaydı.
*******
Kabur İzzet Paşa
Haininin Yunan işgal
Kuvvetleri komutanı Zafiriu’ya kendisini kanıtlamak
için ‘’ Benim İzmir’in Yunanlılarca işgalini temin
etmek için ne
kadar çaba sarf
ettiğimi Metropolit Hristomos
Efendi’ye sorabilirsiniz.’’ Diyerek
referans gösterdiği diğer hain
Hristomos Kalafatis’i de gelecek
bölümde ele alalım.
(
İzmir’in İşgali Ve Aziz İlan Edilen İki Hain.—1. Bölüm-- başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
15.05.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.