Takdirname – Teşekkür  Belgesi

Bugün( 20.01.2023 ) bilindiği üzere 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılının I. Dönemi sona erdi. Yani bizlerin ‘’ Şubat Tatili ‘’ ya da ‘’ Sömestri( Veya Sömestr) Tatili ‘’ dediği dönem başladı.
*Bugün her zaman olduğu gibi pek çok veli Face Book’ta ‘’ Takdirimizi aldık. ‘’ Ya da ‘’ Teşekkürde kaldık.’’ Diye mesajlar paylaşacaktır. Pardon... Paylaşmaya başladılar bile, sanki o takdiri ya da teşekkürü kendileri almış gibi.
Neyse... İşin o kısmına takılmayalım fazla. Asıl önemli olan Takdirname ya da Teşekkür Belgesi almış olan çocuklarımızın o belgeleri gerçekten de hakkedip etmedikleridir.
İşte bunu anlayabilmek için doğrudan doğruya ‘’Bizim Ailemiz ’’ Diyebileceğim bir aileden örnek vereceğim.
Eşi tarafından aldatılan ve sonrasında da kocasından boşanan, oğlumun baldızı Hülya, boşandığı kocasından bir nafaka koparmasının mümkün olmaması sebebiyle bir iş bulup çalışmak zorunda kaldı. Lakin biri ilkokul dördüncü sınıfa, diğeri ana okuluna giden iki çocuğu var. Çocuklar sabah 9.00’dan 16.00’a kadar okuldalar. Orada kahvaltı yapıyorlar, öğlen yemeği yiyorlar. Okul çıkışında bize geliyorlar, akşam yemeği yiyorlar ve annelerinin işten gelip kendilerini almalarını bekliyorlar.
İşte bu çocuklardan ilkokul dördüncü sınıfa giden Çınar’dan ve aldığı takdirnameden bahsedeceğim sizlere. Ancak bu konuya geçmeden önce tüm ilk okul dördüncü sınıflarda hangi dersler var ona bir bakalım.
İlkokul dördüncü sınıflarda dersler iki kısma ayrılıyor:
1- Yüz puan verilmesi zorunlu olmayan dersler:
Türkçe
Matematik
Fen Bilimleri
Sosyal Bilimler
Yabancı Dil
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
2- Yüz puan ile değerlendirilmesi zorunlu olan(!) dersler.
Görsel Sanatlar
Müzik
Resim
Beden Eğitimi ve Oyun
Trafik Güvenliği
İnsan Hakları- Yurttaşlık ve Demokrasi
Bizim Çınar’ın, yüz puan verilmesi zorunlu olmayan derslerdeki durumu aynen şöyle:
Türkçe: 89.600
Matematik: 83.800
Fen Bilimleri: 84.200
Sosyal Bilgiler: 75.600
Yabancı Dil : 82.700
Din Kültürü Ahlak Bilgisi: 89
Zorunlu olarak 100 Puan verilmesi gereken dersleri sormaya bile gerek yok. Onların hepsi 100.
Sonuç:
Elbette Takdirname ile ödüllendirilmek.
Eh... ‘’ Oğlun İngilizce ve Din Kültürü Dersinden dökülüyor. Matematik dersinden ise çarpım cetvelini bilmediği gibi 15+7= işlemini bile parmak hesabıyla yapıyor’’ Dediğimde Çınar’a ‘’ Hele sen dönem sonunda takdirname getirm,e o zaman gör bak sana neler yapacağım.’’ Diye parmak sallayan anne Hülya, akşam işten geldiğinde çok sevinecek tabii ki. Çünkü salladığı parmak suretiyle vermiş olduğu eğitimin(!) meyvesini görecek bu akşam iş dönüşünde.
Hülya sevinmesine sevinecek de bir eğitimci olarak ben üzülüyorum.
Yanlış anlaşılmasın. Hülyanın sevinecek olmasına üzülmüyorum tabii ki. O halde üzüntümün sebebini açıklayayım:
Matematik Dersinden çarpım cetvelini ezberleyememiş, 17+5 = sorusunu parmak hesabıyla yapan, toplama işlemlerinde eldeyi aklında tutamayıp yazarak daire içine alan bir çocuğun ders puanı nasıl 83.800 olur?
Bizim zamanımızda yazısı güzel olmayan öğrencilerin Türkçe Dersinden pekiyi alması rüyada bile mümkün değildi. Hatta öğretmenler, güzel yazı yazalım diye cetvelin keskin tarafıyla parmaklarımıza vururlardı. ( Elbette ki asla tasvip etmediğim bir davranıştır.) Lakin gel gör ki yazısı çivi yazısından beter olan, kelimeler arasına boşluk koymayan Çınar’ın Türkçe Dersi Puanı 89.600. Nasıl?
İngilizce olan tek bir kelime bilmeyen, hiç bir kelimeyi doğru okuyamayan, okuduğunu tercüme edemeyen Çınar’ın Yanancı Dil ( İngilizce ) Puanı 82.700. Nasıl?
Fen Bilimleri ve Sosyal Bilgiler Dersini atlıyorum zira asıl facia Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinde...
Çınar’a sordum bir gün:
-Çınar ! Seninle hiç Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi çalışmadık. Haydi biraz da ondan çalışalım. Mesela Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinden öğretmeniniz size hiç ödev vermiyor mu?
-Ödev veriyor.
-Güzel... Peki ne ödev veriyor?
-Bize sureleri ezberleyin dedi.
-Çok güzel... O zaman oku bakalım Fatihayı.
- Fatiha mı o da ne?
Evet... Aynen böyle. ‘’ Fatiha mı? O da ne?’’ Diyen ve öğretmeni ödev olarak ‘’ Sureleri ezberleyin.’’ Dediği halde bir tek sure ezberlememiş olan Çınar’ın Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi puanı nasıl oluyor da 89 Puan oluyor?
Aslında bu soruların cevabını herkes biliyor değil mi?
Çok iyi biliyoruz ki bugün artık öğretmen öğrenciyi değerlendirirken çocuğun gerçek başarısını değil bakın neleri hesap etmelidir?
*Evet... öğretmen her şeyden önce veliye, velinin beklediğini, can-ı gönülden arzuladığını vermek zorundadır. Aksi halde Bakın neler olacaktır?
a) Veli, ‘’ Ulan sen geri zekalı mısın? Senin için anan saçını süpürge ediyor. Ben sırtımdaki ceketi satıyorum. ( Yalan tabii ki.) Bizim fedakarlığımızın karşılığı bu mu ulan’’ Diye çocuğunu dayak ya da en azından azar manyağı yapacaktır. Tabii ki kendisinin bir tek gün o çocukla oturup ‘’ Evladım ! Gel senin şu derslerine bir bakalım.’’ Demediğini ya da yaramazlık yapmasın da rahat rahat tv’de maç ya da Master Chef seyretsin diye çocuğun eline cep telefonu vererek onu da kendisi gibi sünger beyinli yaptığını unutarak tabii ki.
b) Veli, okula gelecek ve öğretmene ‘’ Ulan biz bu çocuğu sana yetiştir diye emanet ettik. Ne ulan bu notlar?’’Diyerek başarısızlığın hesabını Öğretmenden soracaktır. Hatta hakaret ve küfür de edecektir. Çünkü dövse bile adli kontrol şartıyla serbest bırakılacağının bilincindedir.
Öğretmen ise genel olarak Türkan Şoray’ın baş rolünde oynadığı ‘’Sultan’’ filminde Şener Şen’in canlandırdığı bakkal modundadır. Yani ‘’ Aman aman bir tatsızlık çıkmasın da...’’ Yani ne öğrencinin evinde ne de okulda bir tatsızlık çıkmasını ister. Hem ne gerek var üç günlük dünyada tatsızlık çıkarmaya değil mi efendim?
* Öğretmen ne kadar çok Takdir- Teşekkür belgesi dağıtırsa o derece başarılı bir öğretmen addedileceği için bu konuda bol kepçe davranmaktan geri durmayacaktır doğal olarak... Yani neticede Hatice Hanımın Sınıfında tüm öğrenciler Takdir ya da Teşekkür Belgesi alırken, Dündar Bey’in nesi eksiktir ki onun sınıfında Takdir ve Teşekkür belgesi alanlar Hatice Hanımın sınıfından daha az olsun değil mi efendim?
* Her dönem sonu yaklaştıkça okul müdürleri veya müdire hanımları öğretmenlerin gözlerine öylesine ‘’ Arkadaşlar ! Aman gözünüzü seveyim. Bu dönem ‘’ Odunu Adam Eden İlkokulunu mutlaka geçmemiz lazım takdir teşekkürde. Gayrı siz bilirsiniz. Ocağınıza düştüm.’’ Nazarlarıyla bakar ve hatta bırakın bakmayı direkt söyler ki o masum boyun büküşe, o içten yalvarmaya hangi öğretmenin yüreği dayanabilir ki?
Tabii ki bir başka husus daha var.
Şu ‘’Mutlak surette 100 Puan verilmesi gereken dersler...’’
Evet... Yönetmeliklere göre bu derslere 100 tam puan verilmesi zorunluluğu yoktur ama ne hikmetse cümlemizin çocuğu Picasso’dan daha ressamdır(!) Beethoven bizim çocuklarımızın yanında nal toplar Müzikten (!) Bizim çocuklarımızın hepsi birer Ayşe Begüm Onbaşı ( Jimnastik Dünya Şampiyonu ) birer Lionel Messi ya da birer Zehra Güneş’tir. ( Milli Voleybolcu )
Evet... Bizim çocuklarımız Trafik Bilgisini o kadar özümserler ki okullarda, büyüdüklerinde hiç biri Trafik Canavarı olmaz(!) o sebeple bizim ülkemizde sürücü hatalarından kaynaklanan tek ölüm ya da yaralanmayla sonuçlanan Trafik kazası olmaz.
Demokrasi ve insan Hakları mı dediniz?
Bakın işte o konuda hiç bir millet elimize su dökemez(!) En basitinden bir Cuma günü camiye gidin ve İki Rekat Cuma’nın farzı kılındıktan sonra dünün çocuğu bugünün büyükleri olan -insanların nasıl bir düzen(!) saygı(!) ve anlayış(!) içinde birbirlerini itmeden(!) kakmadan(!) hatta ‘’ Lütfen siz önden buyurun.’’(!) Diyerek camiden çıkışlarını izleyin. Camiye girerken nasıl birbirlerinin hakkına saygı gösterip(!) ayakkabılarını cami kapısında yığmadıklarına(!) şahit olun.
İşte bu sebeple yaklaşık olarak tüm öğrencilerin bahsi geçen derslerde puanları hep 100’dür. O sebeple de Türkçe dersi notu 55 Puan ve yukarısı olmak ve 45 Puanın altında ders notu almamak kaydıyla ( Ki bu artık pek mümkün değildir okullarda.) Yüz Puan Verilmesi Zorunlu dersler sayesinde her öğrenci Takdir alamasa da teşekkür belgesini mutlaka alır.
İlkokul 4. Sınıfta böyle de daha yukarı sınıflarda farklı mı? Maalesef değil. Ama biz yine de ‘’ Bizim çocuklarımızın cümlesi TAKDİRliktir. Her birisine ayrı ayrı TEŞEKKÜR ediyoruz.’’ Deyip konuyu kapatalım değil mi? Her zaman yaptığımız gibi...
Hem alan memnun, veren memnun. Bana ne oluyor ki?
NOT: ‘’ Hocam ne oluuurrr. Bir kaç puan daha verseniz takdir alıyorum. ( Ya da ‘’ Teşekkür alıyorum.’’ ) Olayları daha üst sınıflar için söz konusu olduğundan o bahse hiç girmedim bile dikkat ederseniz.
( Takdirname – Teşekkür Belgesi başlıklı yazı Sami Biber tarafından 21.01.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu