Mustafa  Kemal  Çanakale  Savaşında  Var Mıydı  Yok  Muydu? ---1.  Bölüm ---

En cahil insanın bile anlayabileceği bir şekilde anlatmaya çalışacağım yukarıdaki sorunun cevabını.
******
Evet...Bugün 18 Mart
Yani Çanakkale Zaferinin 108. Yıldönümü.
Değerli okurlar !
İşte yanlışa bu cümle ile başlıyoruz maalesef. Çünkü 18 Mart, Çanakkale savaşlarının zaferle sonuçlandığı gün değildir. Lakin gelin görün ki senelerdir bu ülkede 18 Mart günü hep Çanakkale Zaferinin yıldönümü olarak kutlanmıştır.
18 Mart 1915’de eğer düşmana karşı kesin bir zafer kazanıldıysa, Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşında hiç bir rolü yoktur.
Durun. Az sabredin. Hemen ‘’ Ama nasıl olur?’’ Demeyin. Bizzat Mustafa Kemal bakın kendi hatıralarında ne diyor:
‘’3 Kasım 1914’de başlayıp 18 Mart 1915’de sona eren Çanakkale zaferinde benim hiç bir rolüm yoktur. Çünkü bu savaş deniz savaşıdır.’’
Evet...Bizzat Mustafa Kemal 18 Mart 1915’de sona eren bir Çanakkale Savaşında hiç bir rolü olmadığını söylüyor.
O halde?
O halde ortaya iki sonuç çıkar:
1- Ya Mustafa Kemal’in bizzat kendisinin de belirttiği gibi Çanakkale Savaşında hiç bir rolü yoktur.
2- Ya da Çanakkale savaşında zafer 18 Mart 1915’de kazanılmamış, savaş devam etmiş ve daha sonraki bir tarihte kesin zafer elde edilmiştir.
Doğrusu nedir?
Doğrusu 18 Mart 1915’de sadece donanma gücüyle Çanakkale Boğazını geçmeye çalışan düşman hüsrana uğrayarak ve ‘’ Yanlış kapı çaldık beyler ! Çanakkale geçilmez.’’ Diyerek geri çekilmiştir ama savaşı bırakmamış, 25 Nisan 1915’de yani ilk hezimetlerinden sadece otuz sekiz gün sonra - donanma destekli- bir kara harekatıyla Çanakkale Boğazına tekrar saldırmıştır ki işte Çanakkale’deki asıl büyük savaş, asıl kızılca kıyamet bu tarihten sonra yani 25 Nisan 1915’den sonra kopmuştur.
Peki 25 Nisan 1915’den itibaren Mustafa Kemal Çanakkale Savaşında var mıdır?
Vardır.
Peki bu savaşa nasıl dahil olmuştur?
Çanakkale Savaşı başladığında Sofya Askeri Ateşeliği görevini yeni bitirmiş olan Mustafa Kemal, doğruca İstanbul’a gelir. Harbiye Nezaretine uğrar ve - birbirlerini hiç sevmeseler de her şeye rağmen Trablusgarp’ta omuz omuza çarpıştığı – Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın huzuruna çıkıp ondan aktif bir görev ister.
Enver Paşa ‘’ Tamam. Seni 19. Piyade Tümen komutanı olarak atadım. Ayrıntıları ve görev emrini Genel Kurmay’dan alırsın.’’ Der ( Makamları bugünkü karşılıklarıyla yazıyorum )
Mustafa Kemal, Levazımat Daire Başkanı İsmail Hakkı Paşa’ya gider ve ona 19. Piyade Tümeni komutanı olarak atandığını söyler.
İsmail Hakkı Paşa şaşırır. ‘’ Bir yanlışın olmalı. Öyle bir tümen yok. Ama sen yine de Enver Paşa’nın özel kalem müdürü Şevket Bey’e bir sor.’’ Der.
Şevket Bey’e gider Mustafa Kemal lakin onun da böyle bir tümenden haberi yoktur. O da ‘’ Genel Kurmay Başkanlığına git. Onlar belki biliyorlardır.’’ Der.
Mustafa Kemal, Genel Kurmay başkanlığına gidip oradaki memurlara kendisini 19. Piyade Tümeni Komutanı olarak takdim edince adamlar adeta alaya alırlar.
Mustafa Kemal bizzat kendisi hatıralarında ‘’ Kendimi sahtekar gibi hissettim.’’ Der bu olay karşısında.
Daha sonra Kurmay Başkanı Kazım Bey’in ( Karabekir değil ) yanına giden Mustafa Kemal, durumu ona anlatır ancak onun da 19. Piyade Tümeni diye bir tümenden haberi yoktur.
Şimdi bazı okurlar ‘’ 19. Piyade tümeni yok idiyse demek ki Mustafa Kemal de Çanakkale’de yoktu. Bunu mu demek istiyorsun?’’ Diye düşünebilirler ama daha bitmedi. Hatta daha yeni başlıyoruz diyebiliriz.
Kazım Paşa ‘’ Haydi gel bir de 5. Ordu Komutanı Liman won Sanders Paşa’ya soralım.’’ Der ve birlikte onun odasına giderler.
Mustafa Kemal kendisini eski Sofya Askeri Ateşesi ve yeni 19. Piyade Tümeni Komutanı Yarbay Mustafa Kemal olarak takdim eder.
Limon won Sanders ‘’ Sofya Askeri Ateşesi olduğunuzdan haberim vardı ama 19. Piyade Tümeni komutanı olduğunuzdan da böyle bir tümenden de haberim yoktu.’’ Dedikten sonra ‘’ Buyurun oturun’’ der ve eski Sofya Askeri Ateşine sorulabilecek kendisi ve Almanya için hayati önem taşıyan soruyu sorar:
- Siz bilirsiniz mutlaka. Bulgaristan bizim yanımızda savaşa girecek mi?
-Hayır paşam. Böyle bir şey düşünmüyorlar.
-Neden?
-Çünkü Almanya’ya güvenmiyorlar. Bu savaşı kazanacağına inanmıyorlar.
-Peki siz...Siz ne düşünüyorsunuz Bulgarların bu tutumu karşısında?
- Ben de Bulgarlar gibi düşünüyorum paşam.
Limon won Sanders böyle bir cevaba bozulur doğal olarak ve Mustafa Kemal’e ‘’ Tekirdağ çevresinde yeni tümenler oluşturuluyor. Senin 19. Piyade tümeni böyle bir şey olsa gerek. Eğer böyle bir tümen yoksa sen oluştur artık.’’ Der ve gönderir onu.
Yani efendim, Mustafa Kemal ihtiyat kuvveti olarak görev yapacağı Çanakkale’de, var olmayan bir piyade tümeni oluşturacak ve ‘’ Kemal yardıma ihtiyacımız var. Derhal buraya yetiş.’’ Dendiği anda savaşa dahil olacaktır.
Mustafa Kemal derhal işe koyuldu ve 26. 27. 57. 71. 72. Piyade alaylarını komutası altına alarak 19. Piyade Tümenini oluşturdu.
****
18 Mart hezimetinden sonra düşmanın donanma destekli bir kara harekatı yapacağı çok belli olduğundan 5. Ordu Komutanı Limon wan Sanders, tüm rütbeli komutanları etrafında topladı ve onlara düşmanın nereden çıkarma yapabileceğini, dolayısıyla da düşmanı nerede karşılamaları gerektiğini anlattı.
Bu toplantıya katılanlar içinde Yarbay Mustafa Kemal rütbe, kıdem ve yetki bakımından askeri hiyerarşiye göre 71. Sıradaydı.
Limon wan Sanders, düşmanın Saros Körfezinden çıkarma yapacağından adı kadar emindi. Çünkü bu körfez ele geçirilirse bundan sonrasında düşman hiç bir engebeye takılmadan dümdüz bir yolla İstanbul’a rahatlıkla ulaşabilirdi.
Diğer komutanların hepsi ‘’ Evet.’’ Dediler. ‘’ Düşmanın yerinde ben olsam ben de çıkarmanın ve sonrasındaki hedefe ulaşmanın en kolay yolu olan Saros Körfezini tercih ederdim.’’ Dediler.
Düşmanın çıkarma yapacağı yer kesinlikle belirlenmiş ve buranın Saros Körfezi olacağı konusunda üst rütbeliler görüş birliğine varmışlardı.
Mustafa Kemal elini kaldırdı ve ‘’ Bir iki kelam da ben edebilir miyim? ‘’ dedi.
‘’ Buyur’’ Dedi Liman won Sanders Paşa.
Mustafa Kemal ‘’ Düşman bizim aynen böyle düşüneceğimizi bildiği için Saraso Körfezine yönelik sahte bir çıkarma harekatı yaparak bizi oyalarken asıl çıkarmayı ‘’ Buradan çıkarma yaparlarsa çılgınlık olur.’’ Diye düşündüğümüz Arıburnu’na yapacak.’’ Dedi.
Demesine dedi ama ‘’ Rütben kadar konuş’’ anlamına gelebilecek itirazlarla susturuldu.
Askerlik malum. Emir demiri kesiyordu. Mustafa Kemal çaresiz sustu ama kalbi ve gönlü asla susmuyordu.
Her şeyi göze alarak kısmen de olsa emre itaatsizlik edecekti.
Evet... Her şeyi göze alarak... Çünkü yapacağı şeyin sonucunda emre itaatsizlik sebebiyle görevden atılmak, hatta aldığı bu karar yüzünden kaybedilecek bir savaş sebebiyle Divan-ı Harpte yargılanıp kurşuna dizilmesi bile söz konusu olabilirdi. Ama dediğim gibi tüm bunları göze almıştı.
Peki neydi yapmayı düşündüğü ve sonrasında yaptığı şey?
Yaptığı şey şuydu:
Komutası altındaki 19. Tümenin 70. Ve 71. Alaylarını Limon won Sanders’in emrettiği gibi Saros Körfezi civarına göndermek ama 26. 27. Ve 57. Alayları düşmanın asıl çıkarma yapacağı yer olarak düşündüğü Arıburnu civarına yerleştirip asıl çıkarmayı beklemek ve düşman buradan çıkarma yaptığı anda ihtiyat kuvveti olduklarına aldırmadan emrindeki alaylarla düşmanı durdurmak için gereken her şeyi yapmak...
****
Evet... Yazacak şey çok ama devamını gelecek bölümde anlatalım.
Ancak şu kadarını söylemeden geçemeyeceğim:
Çanakkale Zaferini 18 Mart’ta kutlamak yanlıştır.
Yine de 9 Ocak 1916’da kesin olarak Türk’ün galibiyeti ile kazanılmış olan Çanakkale Zaferi aziz Türk Milletine Kutlu olsun.
En küçük rütbeli erinden en büyük rütbeli paşasına kadar, ağzı süt kokan 15’lilerden, okulunu, tahsili yarıda kesip cepheye koşan mekteplilerden, daha önceki savaşlarda gazi olduğu halde şehit olmak için Çanakkale’ye koşan kahramanlardan, kısaca bu ve daha nice savaşlarda çöllerde yanıp buzullarda donan kahraman ecdadımızdan Allah razı olsun. Allah cümlesinin makamını cennet eylesin.
( Mustafa Kemal Çanakale Savaşında Var Mıydı Yok Muydu? ---1. Bölüm --- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 18.03.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu