Rüzgârın hızında açtı çiçekler ve
soldu simaları bense gökdelene konan bir kuş misali çırpındıkça çamura
saplandım oysaki cennet bilmiştim hayatı ve cehenneme denk düşen acıları nasıl
da zor sindirmiştim ve şimdi muteber ve sismik bir gülüşle çimdikliyorum derimi
ve tenimde saklı rahmeti yerin dibine gömüp aşkla erdiğim hidayeti ve rehaveti
sunuyorum şiirlerime yaşım da yasım da beyhude bense saklıyım bilinmezin
nezdinde ve gözümü sakındığım kim varsa hayat benden bir bir çaldı…
Soluduğum havada saklı nemi yüreğin
Sindiğim değil asla sindirdiğim hiç
değil
Beylik öfkesi insanların kat
çıktığımsa hidayetin basamakları
Oysaki hiç de inandırıcı gelmemekte
insanlara
Tıpkı benim de ekildiğim kadar
toprağın dibine
Serildiğim iklimin tininde
Savrulduğumsa aşikâr rüzgârın
nezdinde…
İçtimadayım
İştigal olduğum hayal dünyam ve
gerçeklerim
Bir de sunamadığım gerekçeleri ömrün
Gerili bir enerji teline konan kuşun
Kömüre döndüğü gözlerimin önünde
Yiten zamanın benden çaldıkları
Bense bir derviş gibi peyda olduğum
Ben ki bir keşiş gibi yerin dibinde
solduğum
Ben ki ne keşi ömrün ne de leşi dünün
Semiren hüznüme sadık
Sevdama makul bir dil bulmanın
direktifi ile
Evrenin bana verdiği:
Sev emri…
Layığıyla yaşamanın közünde
Kordan dudakları ölü lalanın
Lale devrinde solan bir gülmüşçesine
Gürül gürül akan yaşımla suladığım
mezar taşımda
Gel gör ki ben hala diri
Ben hala ayaktayım
Başımın dikine gittiğim doğrudur
Çünkü tek gerçek vardır
Geride kalıp da yorulduğum kadar
Yerdiğim gizi evrenin
Kimse kininde saklı kirlerin
Kinayelerin ucu bucağı yok iken
İklimlerden hazan
Yalnızlıksa en müzmin bestem
Şiirlerse yayıldığım
Sandukamda saklı sırlarım
Kavrulduğum leblebi misali
Kandığı evrene
Kandığım insan denen farazi iklimlere…
Kardığım önüm ve dünüm
Kanayan yaramda büyüyen sevgim
Dilemması ömrün
Dilaltı addedilen şiirlerim
Şirin bir gülümsemenin ardı arkası
kesilmezken
Ve ben bilumum cephede savaş verirken
Emir komuta zinciri
Ve de logaritması hayatın şiirler ki
ardı ardına ekli
Ziyneti yüreğin zanlardan yaka silken
Zamlı tarifesi sevginin
Aşk ise apoleti, yaşadığımın
Yazdığımsa kalan kar misali kalan
yanıma
Kaybolduğum nice evre
Kardığım ömrüm hece hece
Kayıtsızlığına insanların köpürdüğüm
Gel gör ki aşkla iman gücümle öfkemi
aşka dönüştürdüğüm
Yazdıklarıma ve ruhuma ve yüreğime
kefilim
Gelmiş geçmiş en sefil rüzgâr olsam
bile
Varsa yoksa içime ters esmekteyim
Ölümün gücü ve güdüsü yaşamın
Ardışık sayılar değildir peşinde
koştuğum
Ayrışan insanlık
Bağdaşık duygular ve yalnızlık
Tapındığımsa sadece Rabbim
Kasıtsız ve kayıtsız hangi duyguysa
Hızına yetişemediğim duygularım
Ve de yatıya kalan efkârım
Gerisi meçhul
Bense yazdığım kadar bahtiyarım
Hüzünlü addedilsem de
Müdavimiyim göğün ve sonsuzluğun
Müptelası olduğum kadar aşkın
Kayrasında dünün
Kayan en delişmen yıldızım
Ve açan en deli çiçek yeryüzünde
Yarınlara ise Allah kerim
Üstelik ben herkesi ama herkesi
durduk yere sevdim…