aslını özlemekle başlar
her yangının fotokopisi
ne kalır geriye doğmamışların dünyasında
kara lekelerin toplamından başka
topraklar dul kaldı
oğulları bir tünel içinde ışıksız kaldı
yakıp yıkmak onların hüneri
nerede şimdi kendini yağamayan yağmurlar
şeytan taşlayan kuşlar
neden susar aşk
gökyüzü niye tuhaf
niye bu kadar yorgun kokuyor hafız
gök kubbenin altı cellat kazanı
sedanın hoşluk hacmi-
hiç bu kadar dar gelmemiştir yeryüzüne
ey rengi gök kubbeyi inciten ses
ey ses ağacının olgunlaşmamış meyvesi
bir elinde kanser reçetesi
bir elinde kesik baş
ey tarihin öfke dölleri
!
rengi canına -kir’acı- gibi bakan beden
canını kendi cehennemine orospu eden neden
!
neden
bu kanla yıkanan çağda
iyilik kendine bir cephe bulamıyor hafız
ey yürek söküklerine şifa olamayan
uygarlığın aciz ve yazık terzisi
ilmeğini kaçırıp
utanmazlığın ardından bakıp da
içinden nasıl çıkacağını iyi hesaplamak
bu kıyamet denilen gürültünün ...
her başlangıç mutlak bir sona bitişiktir
okuma yazması yoktur bu ateşin
derdimiz uzun
vakit kısadır hafız
dövüşmeyi bilmekle arada kaynayıp gitmek
senin hünerin
_boran
(
Yanık Çağ başlıklı yazı
RamazanBoran tarafından
4.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.