Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 11.08.2024
Okunma Sayısı : 323
Yorum Sayısı : 14
''efendiler ! Saltanat  Ve  Hilafetin  Korunması  Birinci  Esasımızdır''
HİLAFET-HAİM NAHUM- VEHBİ KOÇ VE...1. BÖLÜM-
25 Eylül 1920 Cumartesi günü TBMM'de gizli bir oturum yapılır. Bu oturumda konuşulan konu vatan ve millet, düşman işgalinden kurtarıldıktan sonra sultanın ve saltanatın, halife ve hilafet makamının ne olacağıdır?
Mecliste oldukça uzun ve hararetli konuşmalar yapılır. Milletvekilleri padişaha oldukça kızgındırlar. Çünkü kendileri Ankara Hükumeti olarak düşmanı yurttan atmak için canla başla çabalarken Padişah, '' Hilafet Ordusu'' adı verilen bir ordu kurarak vatanseverlerin üzerine göndermiştir.
Evet, çok kısa bir süre önce 27 Nisan 1920'de aynı meclis kürsüsünde İstanbul'dan gelen Fevzi Paşa'nın '' Padişahın kafasına silah dayanmıştır. O hiç bir kararı kendi özgür iradesiyle almıyor '' mealindeki sözlerini alkışlayan ve akabinde padişaha bağlı olduklarını beyan ettikleri bir metnin altını imzalayan meclis, bu sefer Mustafa Kemal Paşa'nın ''Bugün bu makamı işgal eden zat ( Padişah Vahdettin'i kast ediyor tabii ki ) bu millet ve memleket için hain bir adamdır.'' sözlerini alkışlıyordu.
Peki Mustafa Kemal'in konuşması sadece bu kadar mıydı?
Hayır... Hayır olmasına hayır da maalesef tarihimizi yazanların işlerine gelmemiş '' Hain '' kelimesinden önce söyledikleri. O sebeple diğer satırları hiç koymamışlar kendi kitaplarına ya da ders kitaplarımıza.
Mecliste ''Sultan ve saltanat, Hilafet ve halife ne olacak ?'' Tartışmaları sürerken iş bakın ne noktaya varmış?
-BİR MEBUS BEY( Yani kim olduğu tespit edilemeyen bir milletvekili ) — Yanlış hareket ediyorsunuz. Kaldıracağız, din yok... ( O günlere göre bayağı cüretkar bir ateistmiş. Halifeliği kaldıracağız çünkü din yok '' demiş.)
Derken Mustafa Kemal Paşa da kürsüye çıkar ve uzun bir konuşma yapar.
Konuşmanın tam metnini yayınlamayacağım ama padişaha hain dediği ve diğer milletvekilleri kendisini alkışlayarak desteklediği halde hilafeti kaldırmayı aklının ucundan bile getirmediğini, varlığını devam ettirmesinden yana olduğunu şu sözlerle dile getirir:
''Hilâfet ve saltanatın mahfuziyeti ( korunması ) zaten birinci esasımızdır. Hakikaten düşündüğümüz halâsı hakikiye ( gerçek kurtuluşa ) vusul için( kavuşmak için ) arzettiğim veçhile makamı hilâfet ve saltanat olan merbutiyetimiz( Hilafet ve saltanat makamına bağlılığımız ) ve o makamın bütün şeraiti lâzimesiyle( Gerekli şartlarıyle ) mahfuziyeti ( korunması) birinci esasımızdır. .
''....Bu makamı ihmal etmek hiçbir vakitte kâr-ı akıl değildir.(Akıl kârı değildir) Ve bunu bizden zorla almak mümkün değildir. ''
''............— Yani biz kabul ediyor ve herkese de ispat ediyoruz ki makam-ı hilâfet ve saltanatı ( Halifelik ve saltanat makamını ) biz de hiçbir vakit başımızın üzerinden atamayız.''
Yani Mustafa Kemal'e göre Padişah Vahdettin hain olsa bile saltanat ve halifelik makamı korunmalıdır. Dahası bu makamı Türk Milletinden zorla almayı hiç kimse aklının ucundan dahi geçirmesin. '' diyor.
Eee, '' Saltanatın ve hilafetin korunması birinci esasımızdır '' Diyen Mustafa Kemal sadece iki yıl sonra saltanatı, dört yıl sonra hilafeti niçin kaldırdı?
Anlatacağım. Anlatmasına anlatacağım ama konuyu anlayabilmemiz için iki hususu daha anlamamız lazım:
1- Sultan Abdülaziz oğlu Abdülmecit Efendi'nin 18 Kasım 1922'de TBMM Tarafından Halife seçilmesi ve Topkapı Sarayındaki kutsal emanetlerin ona verilmesi
2- Mustafa Kemal Paşa'nın 7 Şubat 1923 Tarihli Balıkesir Nutkundan ( Hutbe değil nutuk ) sonra halkın sorularına verdiği cevaplar.
****
Şimdi tabii ki merak ediyorsunuz: Yukarıda ele aldığım halifelik-halifeliğin kaldırılması konusu ile Haim Nahum'un ne ilgisi var? Vehbi Koç ne alaka? '' Ve.....'' den sonraki isimler kimler?
Hepsini anlatacağım inşallah ama önce Mustafa Kemal'in ' Ona Efendi demek doğru olmaz. Ona yapılabilecek en doğru hitap '' Hazret'tir '' Dediği '' Halife-i Müslimin vel Müslümat, Hadim ül Haremeyn, Abdülmecit bin Abdülaziz Hazretlerinin nasıl halife seçildiğine bir göz atalım. Konu çok uzamazsa Balıkesir Nutkuna da bakarız.
Anlayacağınız uzunca bir seriye daha başlıyoruz ve işin komiği başlarda pek çok insanın yazdıklarıma inanacağını ancak son bölümlerde inanmayacaklarını bile bile yazıyorum.
Evet, son bölümlerde büyük bir çoğunluk bana inanmayacak çünkü Kadir Mısıroğlu son bölümlerde anlatacaklarımın tamamen tersini söylemiş ve vatandaşımız da inanmış.
Mesela Kadir Mısıroğlu açık ve net bir şekilde ''Haim Nahum, Vehbi Koç'un Babasıdır.'' Diyor ben ise '' Alakası yok. '' Diyorum.
Neyse, ben yazayım da okuyan istediğine inansın.
( ''efendiler ! Saltanat Ve Hilafetin Korunması Birinci Esasımızdır'' başlıklı yazı Sami Biber tarafından 11.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu