Aşkı irdeleyebilirdim eğer ki aşk
olmasa…
Cendereden yeni çıktı kalbim sefasını
sürmek ne ki cefanın teğet geçtiği iklimden arda kalan solgun yaprakların
hışırtısına karışan ölümün nidalarından arda kalan yaşama sevinci…
Yaşamı da irdeleyebilirdim eğer ki
mutluluk olmasa.
Göğsümde şık bir fular:
Bakaya kalan ıssızlığımın sekmesi
Bir yırtık biri diri biri ölgün
Göğün kompetanı bulutlarda gözüm
Göz göze geldiğim can çekişen nefsim
Ve ölümün arka bahçesi
Uyuya kaldığım güne telaşla dalışım
Annemin özlediğim ayak sesi
Yine de mutluyum yeter bana varlığı
İnce ve tiz ve huzura delalet
Bir günü bir de ömrü kaç parçaya
b/ölüyorsa artık insan
Sükûnetin meali nefesin ikbali
Gökte saklı tebessüm
Sevdiğim kadar ve umuda dair
İnancın her hecesi
Tek kozum aşk tek kozam
Gerçi her şey ama her şey dünde kalan
ve işte sapladığım
Oku
Okumakla iştigal ömrü
Hedefi ıskalasam bile
Yay gerginliğinde yaşarken
Bir renk bir rakım
Hulasası yaşamın
Katık ettiğim hayaller ve umuttan öte
Sevebilmenin kıvancı
Aşkın rövanşı
Soğuk mermerinde ölümün
Sıcak bir kefen bildiğim şiir ve
huzur ve ölüm
Dip dibe yaşadığım kadar kendimle
Uzlaşamadığım hangi istikamet ise
Evelemeden gevelemeden
Sevebilseydi ah, keşke her insan…
İzahı yok imkânı yok
İbaresi çok.
Çoğul hanem dünüm
Tekil hanemle öğütüldüğüm
Ve övündüğüm sadece mazim
Nice hatıra
Nice hayal kırıklığı
Seferi tanıklığında gölgemin
Aşka biat ıssızlığı
Tefe koysalar da rengimi
Solduran değil büyüten bir renk
misali
Turuncu güneşin çapkın gülüşü
Resmedilesi
Hatırşinas kelamın bahçesi
Ve semada saklı
Yıldızlardan biri olabilmenin
mucizevi
Esintisi
Şimdimle özdeş
Dünde kalan kalleş bir nida
Sessizlikse frapan bir yalnızlık
Biçtiğim kadar ruhumu taşıyan çocuğa…
Hani, hani, olur da
Bende mevcut bu şaşkın aşk olmasa
Aşkı irdeleyebilirdim eğer ki aşk
olmasa…