Sevgili Leman...




Düş teknene astığın dağınık saçların, Leman hani içinde tef çalan çengiler gibi süründüğün ömrün değil sürüldüğün gölgelerin firarısın sen.

Ah, Leman, ah: sen bir düş kesitisin ve karman çorman hani büyüttüğün kim varsa gözünde aslında seni güdenler illa ki onlar ve onanmaz acıların kıyısına varan boş meşrubat kutuları gibisin illa ki havan saklıdır içinde hem karnına gaz topladığın hem de hava kaçırdığın.

Uyruğu yoktur senin duygularının hani koptu kopacaksın o pamuk ipliğinden adeta aş eren hamile kadınlar gibi karnına gaz pompaladığın illa ki şişe şişe içtiğin gazozların ve sodaların esintisidir.

Hıçkırık mı tuttu yine?

Eh, o kadar da olsun hani ne de olsa için gidiyor yaşıtlarına artık nasıl küme küme geziyorlarsa…

Güldürme beni, Leman: sen olsan olsan boş kümesin ve pek bir eminsin öz alt kümenin aşk olduğuna.

Leman, sevgili Leman…

Bak nasıl da aşikâr boyunu aşan dalgalardan kaçtığın elbet kaçamadığın yazgın bir de yangın yerine dönmüş üç otuzluk kalbin.

Atar damarını kaybettin madem.

Şah damarından yakın olana tutunduğun elbet tek vazgeçilmezin yoksa çoktan morgu boylamıştın.

Kim olduğunu biliyorum, Leman ya, sen biliyor musun kindar yüreğinle şatafatlı hayatlara özenip de…

Ah, Leman ne işin var sokakta bu saatte?

İş tutan kadınlara öykündüğünü söyleme sakın ne de olsa elinden hiçbir iş gelmez zaten gelseydi adın yedi kocalı Hürmüz olmazdı.

Ha Leman ha Hürmüz…

Sevecen bir yüreğin yok asla senin varsa yoksa o kodaman hayallerin artık şerit değiştirdiğin hangi duyguysa bil de Şimal yıldızı olmadığını.

Olsa olsa ay dedesin sen o tombalak vücudunla bir de tutulmaz mısın ah, sen kim tutulmak kim?

Olsa olsa dilin tutulur.

Ne ay tutulur senin elinden ne de güneş balçıkla sıvanır.

Akla zararsın sen, Leman hoş kaç gramlık aklınla ahkâm keseceksin ki?

Mayan tutmaz hem senin.

Maya çaldığın süt mü yoğurt mu yoksa kesilmiş sütü mü ebe annenin?

Bir anne de yetmez sana.

Yemenlerden çağırdım ben kadınları hele ki bir fincan kahveyi bile dökmeden getiremezsin sen görücülerine.

Gücüne gitti, bilmem mi Leman?

İyi de dul başına artık kaçıncı kocayı alacaksın da bakire kızlar gibi paye verecek sana kaynanan?

Olsa olsa köstekli saat gibi yerleşik durursun o eski kırmızı ceketinin iç cebinde.

Dışında esen rüzgâr.

Seni senden uzak kılan.

Oysaki sen alametifarikasısın yalnızlığın gerçi üç kocanı da gömdün ama…

Hem Allah’ın hakkı üçtür kızım hadi vazgeç bu sevdadan.

Altmışına merdiven dayadın hem: ne çocuğu bu yaşta kızım?

Senden olsa olsa Ajda olur: o gergin vücudunda elektrik verilmiş kablolar gibi titreşirsin sonunda da insanın tüm devreleri yanar elbet.

Sen yine de bir köşede saklı o davetiyeleri.

Kim, kim, söyle Leman?

Sülün Osman da kim?

Ayol, o azgın adam dört karısını da toprağa verdikten sonra sanır mısın seni alacak?

Kızım dön de bir bak kendine: o, senin miadın çoktan doldu hem rahmetliler rahat vermez size.

Neresinden baksan sen üç koca eskittin Sülün’se dört karıyı elleriyle verdi toprağa.

Bir bak bakalım adamın neden çocuğu olmadı?

Ne yani, tüm suç o rahmetli karılarında mıydı?

Ya, sen Leman, sen?

Süt liman göründüğüne asla inanmam.

Ayol, ben senin çocukluğunu bilirim bir o kadar taş çıkartırım sana yoksa yine mi taş attın başıma?

Hadi, görmesin gözüm seni.

Bildiğin sefil kadınlara benzemem ben: hükümet gibi kadınım sen muhalefet olsan ne ki?

Bir koydum mu öyle oturturum ki: ne de olsa her gece bizim evde patlıcan oturtma pişer. Eh, ne yapayım kolayıma geliyor hem bulaşığı da beyim yıkadı mı…

Sen yıkansan paklansan ne ki, kızım?

Bak, yüzünde nur kalmamış.

Eh, az almadın ahını onca insanın.

Pimpirikli Necati misal.

Adama az mı çektirdin bunca sene?

Ne olmuş ki adam devlet dairesinde memur olsa?

Az mı hediye aldı sana hem az mı dayandı senin gibi nemrut bir kadına.

Sözümü esirgemem Leman hatta seni Leman dergisine kapak bile yaparım, kızım: açtırma kutuyu söyletme kötüyü.

Dingil Nurettin’den hiç konu bile açmıyorum. Adamın evine senin yüzünden kaç defa haciz geldi hem.

Yutturma genç çocuklara kendini otuzluk diye.

Sonra da demez misin?

‘’Ah, Necla Abla. Benim gibi ateşli ve doğurgan kadına kocalık yapamadı kocalarım.’’

Seni kocamış kenar mahalle dilberi seni.

Hiç afra tafra yapma hem sen menopoza kırkından önce girmişken…

Ne yani bir Ajda bir Hülya mısın sen?

Ses desen karga gibi.

Vücut desen sarkmış karnınla ve pirzola bacaklarınla zor yetişirsin sen yaşıtlarına.

Az evvel duydum ki…

Neyi mi duydum?

Hiç de söylemem bile ama bil ki bu sefer evde kalacaksın.

İşin gücün oynaşmak sonra da adamları kafalıyorsun ve basıyorlar imzayı elbet sarımsağın kokusundan evvel çıkıyor senin püsürüklerin.

Bir annenin babanın kızı da değilsin hem?

Hadi, hadi, açtırma ağzımı.

Az mı elekten geçtin?

Az mı feleğin çemberinden geçtin?

Şimdi nedir sende bu namuslu halleri? Ayol, gece bir olmadan eve gelmişliğin vaki mi?

Ruhun sürtük sesin.

Zaten mankafa olduğunu da cümle âlem duydu.

Bak kahveci Şemsettin’e.

Bak şen bakkal Niyazi’ye…

Çok beklersin zembille inecek prensini. İngiltere dükü bile sizlere ömür de dul kraliçe yasını tutuyor kocasının. Sen kim oluyorsun da allı duvaklı gelin olmayı koymuşun aklına?

Bir de demez misin?

‘’Gelinim mutfakta programından çağırdılar beni. Yayın tarihine kadar acilen evlenmeliyim.’’

Bir de Survivor’a katılsaydın bari?

Kız, ne o yoksa o adaya mı gideceksin hem de bu yaşında?

Hadi, diyelim gittin, ayol sen açlığa hiç dayanamazsın ki.

Şimdi git de af dile Allah’tan.

Dur bakayım, telefon çalıyor:

‘’Alo, evet, ben Necla. Efendim efendim?’’

Hadi, yırttın yine Leman. Bak kısmetin açıldı kız.

Kim mi aradı?

Ayol, Esra Erol’dan arıyorlar.

Kız Leman kız Leman…

Ayol, sen ne zaman kayboldun da seni ihbar etmişler Esra’ya?

‘’Evet, manevi ablasıyım Leman’ın. Ne dediniz ne dediniz? Aman Allah’ım hemen geliyorum.’’

Kız Leman dön gel nereye gittiysen. Kız bak kısmetin açıldı.

‘’Alooooo…’’

‘’Leman sana diyorum: insan bir haber vermez mi kocaya kaçarken?

Ah, dur saçımı başımı yaptırayım da çıkayım Esra’nın programına. Yoksa ben de mi kocamı değiştirsem de her gece evde pirzola yesem hem benim bacaklarım sülün gibi incecik senin pirzola bacaklarının yanında…

‘’Bey, azıcık işim var. Artık idare et bensiz bir süre.’’

Ah, kime diyorum?

 


( Sevgili Leman... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 12.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu