Bir Tırtıl Düştü Ağaçtan
Haftalarca belki de aylarca oradaydı
Belki yalnız yaşıyor belki bir aradaydı
Belki düşmeye aday belki de sıradaydı
Bugün vakit dolunca ağaçtan düştü tırtıl.
Bilmem canı yandı mı yapışınca toprağa?
Belki hedef olacak yarım avuç şaplağa
Hasret kalacak artık anavatan yaprağa
Kendi boyunca yüz mil yolları aştı tırtıl.
Bembeyaz bir gövdesi belli belirsiz ayak
Görünüşte don gibi ama oynak mı oynak
Üflesen ezilecek kolaysa cana kıymak?
İnsan eline düştü haline şaştı tırtıl.
Belki de bir tavuğa yem olacak birazdan
Veya nasibin alacak ördek ya da kazdan
Müsaade edersem yüreğim yanar közden
Niçin geldin buraya bu nasıl işti tırtıl?
Bir çöpün üzerine alayım dedim durdum
Yandan gelen kediye elim uzatıp vurdum
Bunu nasıl korurum? Onlarca plan kurdum
Hareketsiz orda durur gözdeki kaştı tırtıl.
Alıp cebime koyup hicret ettim yurduna
Kaptırır mıyım onu ol yabanın kurduna
Benim gibi bir garip… Melhem oldum derdine
Belki hiç beklemezdi sevinçten taştı tırtıl.
Nuri Baş
Not:Bahçede otururken pat diye ayağımın dibine bir tırtıl düştü.
Anavatanı bahçedeki meyva ağaçlarının birinin yaprağı idi.
Yapraktan toprağa düştü.
Bana bir tefekkür seansı yaptırdı.
Ademoğlunun da anayurdu ruhlar alemiydi.
Bu tırtıl gibi ruhlar aleminden dünya alemine geldi.
Ölümle birlikte anayurduna hicret edecek.