Deneme / Hayata Dair Denemeler
Eklenme Tarihi : 30.11.2025

Hayat, yalnızca tek bir çizgide ilerleyen mekanik bir süreç
değildir; aksine her kararın, her düşüncenin ve hatta her tereddüdün bile yeni
bir ihtimale kapı araladığı canlı bir akıştır. Alternatifler, İnsanın yaşam yolculuğunu
anlamlandıran bu akışın görünmez ama en etkili yapıtaşlarıdır.
İnsan ve alternatifleri,
varoluşun en derin gerilim noktalarından birini oluşturur. Çünkü insan,
sınırsız hayal eden ama sınırlı bir ömür yaşayan tek varlıktır. Bu yüzden her
seçim eksik kalan bir ihtimalin gölgesini taşır; her karar aynı anda birçok
olasılığa veda etmek ve yeni
alternatifle selamlaşmak demektir.
İnsanı özgür kılan şey, farklı yolları görebilme ve o yollar
arasında seçim yapabilme yetisidir. Eğer hayatta tek bir seçenek olsaydı,
gelişim de olmazdı; çünkü insan, ancak karşılaştırarak, tartarak ve
değerlendirerek olgunlaşır. Alternatifler, bireyin karar verme becerisini
keskinleştirir, sorumluluk duygusunu güçlendirir ve insanı kendi hayatının
mimarı hâline getirir.
Bir problemin tek çözümü olmadığını bilmek, insanı yaratıcı
düşünmeye yönlendirir. Koşullar değiştiğinde, seçenek yaratabilen kişi hayatta
daha kolay ayakta kalır. Alternatifleri görebilmek, aynı zamanda hayatta kalma
ve uyum sağlama becerisidir. Tek bir seçeneğe bağlı kalan insan, en ufak bir
değişim karşısında kırılganlaşır; oysa farklı ihtimalleri değerlendiren kişi,
belirsizliklere karşı daha dayanıklıdır.
Hayattaki alternatifler, çoğu zaman
dikkatimizi ancak yol ayrımına geldiğimizde çeken sessiz ihtimallerdir. İnsan,
tek bir doğrultuda ilerlerken aslında arka planda yüzlerce farklı senaryonun
mümkün olduğunu unutur. Oysa hayat, bir tren rayı gibi düz ilerleyen bir çizgi
değil; her adımda dallanan, her kararda yeni yollar oluşturan bir ağdır.
Her alternatif, aynı zamanda
bir sorumluluk taşır. Çünkü seçilen yol kadar seçilmeyen yollar da insanın
kimliğini şekillendirir. Gitmediğimiz yerler, tanışmadığımız insanlar,
denemediğimiz ihtimaller bile bizi etkiler; bazen pişmanlıkla, bazen huzurla.
Alternatiflerin önemi yalnızca büyük karar anlarında değil,
günlük yaşamın en küçük detaylarında bile kendini gösterir. Sabah kalktığımızda
ne giyeceğimizden, hangi sözü söyleyip hangisini içimizde tutacağımıza kadar
her davranış bir seçeneğin sonucudur. Bu küçük seçenekler, yaşamın genel yönünü
belirleyen büyük kararların temelini oluşturur. Küçük tercihlerdeki
farkındalık, büyük adımlarda daha bilinçli olmayı sağlar.
Alternatiflerin varlığı, özgürlüğün de
sorumluluğun da temelini oluşturur. Çünkü her seçim, aynı anda başka bir
seçimin seçilmemesi anlamına gelir. Vazgeçtiğimiz yollar, bazen gitmediğimiz
için pişman olduğumuz, bazen de şükrettiğimiz ihtimaller hâline gelir.
İnsanın iç dünyasında beliren “Acaba?”
sorusu, görünmez alternatif yolların
yankısıdır. “Başka bir şehirde yaşasaydım?”, “O mesleği seçseydim?”, “Şu insana
bir şans verseydim?” gibi sorular, zihnimizi geçmişe ve ihtimallere bağlayan
ince iplerdir.
Düşünmenin özgürlüğü,
alternatiflerin çokluğunda saklıdır. Bu nedenle her kapı kapandığında, görünmez
bir kapı daha aralanır; yeter ki bakmayı bilin. Zira her yanlış yol, doğru yolu
bulmak için bir alternatif taşır
Ama yaşamın güzelliği, bütün
alternatiflerin aynı anda gerçekleşmemesinde yatar. Tek bir ömrümüz olduğu
için, attığımız her adımın bir ağırlığı vardır. Bu ağırlık, kimi zaman
korkutucu, kimi zaman ise ilham vericidir. Belirsizlik, hayatın bize verdiği en
sahici hediyedir; çünkü her an yeni bir yolun açılma ihtimali taşır. Bir karar,
başka bir benliğin kapısını aralar; bir tanesi ise kim olduğumuzu belirler.
Alternatifler üzerine düşünmek,
aslında kendimizi anlamaya çalışmaktır. Tercihlerimiz, korkularımızı ve
cesaretimizi ele verir. Hangi ihtimalleri hiç aklımıza getirmediğimiz,
hangilerini sürekli düşündüğümüz, kim olmak istediğimizi gösterir. Belki de en
önemli farkındalık şudur: Alternatiflerin farkında olmak, insanı daha özgür
kılar; ama aynı zamanda, mevcut yolumuzu daha bilinçli seçmemizi sağlar.
Alternatifler, aklın
fısıldadığı; seçimler, kalbin attığı imzalardır . ‘’Çekip gitmek istediği
halde ısrarla cama çarpan bir sinek gibiyim . Çıkışı biliyorum ama yolu
bulamıyorum. Ne cam kırılıyor ne ben akıllanıyorum . ' Bu cümledeki durumda iki
yol var ; ya cama gitmekten vazgeçmek ya da çarpmaya devam etmektir. Hepimizin
hayatında böyle ikilemler söz konusudur: Acaba üçüncü bir yol olabilir mi ?
Cama vurmadan ama vazgeçmeden orta yol bulmamız mümkün müdür? Bu üçüncü yol var
mıdır, varsa onu nasıl fark eder , yoksa nasıl açarız ?’’ diyor Mehmet dinç, Psikolojik
dayanıklılık isimli kitabında.
Alternatifler, kaderin
değil, cesaretin sunduğu bir seçeneklerdir. Hayatın bize sunduğu alternatifler
bitmez. Değiştirmek istediğimiz her alışkanlık, tanışabileceğimiz her yeni
insan, öğrenebileceğimiz her beceri başka bir yol demektir. Ve belki de en
önemli alternatif, içinde bulunduğumuz anı farklı bir gözle görmeyi seçmektir.
Çünkü çoğu zaman yeni bir yol, aslında aynı yerde durup başka bir bakış açısı
geliştirmekle başlar.
İnsan, çıkmazda olduğuna inandığı anlarda bile farklı bir yolun
varlığını fark ettiğinde yeniden güç bulur. Yeni bir başlangıcın mümkün
olduğunu bilmek, hayatın ağırlığını hafifleten en güçlü duygudur. Bazen bir
insan, bir cümle, bir fikir veya bir cesaret anı bile beklenmedik bir
alternatif yaratabilir. Bu yönüyle alternatifler , umudun da temel kaynağıdır.
Sonuçta insan, seçenekler
arasında dolaşan bir yolcudur. Ne tamamen özgür ne tamamen belirlenmiş bir
kaderin mahkûmudur. En gerçek yol, bazen görünen değil, cesaret edilip
denenendir. Ve insan, her yeni alternatifte kendini yeniden bulur; bazen
kaybolarak, bazen keşfederek, ama her seferinde biraz daha kendisine
yaklaşarak.
Yazarın
Önceki Yazısı