Dağ yamaçlarında sallanır arzulara yenik baharlar
Uçurum kenarında oynaşsa da hayaller bilir ki güneş
Sabaha doğuracağı sevdayla baş göz edecektir umutları
Yalanın sığdığı koca gün nasıl asılı kalır bakışlarda
Baş kaldıran hangi isyan tecelli etmiştir yalnızlığa
Hangi son yeni başlangıcı çağırır nemli kalmış dudaklara...
Sayfalarca yazsam da tükenmeyecek içimdeki ateş
Gözlerimi her çevirdiğimde tutsak kalmış bir elaya mahkûm olacak
Yitik iklimlerin alazladığı sonla başlayacak belki de umut etmek
Ne çıkar gözlerimizde tomurcuk olsa
Bilir misin çöreklenecek hüzün damı akan yalnızlığa...
Eller yalan mı söyler masum yazgılara
Sıladan tüten her duman zifir olacak kaygılara
Merhemidir aslında bilmeden de olsa...
Yalın ayak şimdi cümleler
Koşar adım gelse de sana bil ki cam kırıkları dolacak
Sensiz aydınlanan sabaha...
Ezberlenen ne kadar hece varsa şimdi yalan
Anlamını kaybeden aynaların kucağında zamana zehir akıtan
Dilim söylemez artık inanmadığı cümleleri
Nefsi körelmiş ne varsa adadığım sana dair
Şimdi bilevliyor düşümde yalnızlığı
Bir kesik daha atıyor zamana belki diner sızısı...
Düş sandallarında gördüğüm rüya
Hep mavilere akan bir sevda
Uzağımda dur aşk !!!
Büyüteceğim içimde ne varsa...
(
Düş Sandalları... başlıklı yazı
songlkaradağ tarafından
9.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.