Temel oğulları Dursun ve İdris ile birlikte tarlaya gider. Pancar sulama işi yapacaklar. Baba Temel oğullarına iyice tarlanın nasıl sulanacağını tarif eder. Uşaklar da "sen merak etme baba biz bu tarlayı akşama kadar sularız, sen köye gidebilirsin" derler.

Temel öğle namazından sonra meraklanır. Şu tarlaya gideyim de çocuklar tarlayı nasıl suluyor diye takip edeyim der. Pancar tarlasınn yanında ayçiçek tarlası var. Çocuklara görünmeden ayçiçek tarlasının içine girer saklanır.

Dursun ile İdris ayçiçek sapından oyuncak arabacık yapmakla meşgul. Tarlada su hortumu aynı yere akarken her taraf göl olmuş. Çocukların tarla ile hiç alakası yok. Dursun arabacık yapmış yolda bir ileri bir geri koşturuyor. İdris ise oturduğu yerde arabacık yapmaya çalışıyor.

Dursun'un aklına muzurluk gelir. Yellenmesi geldiğinden, koşarak İdris'in yanına gelince kaçıracak ve İdris'i hesapta korkutacak. Kamyon sesi çıkartarak koşarak gelirken İdris'e seslenir.

Dursun-Ula İdris dikkat et acı bir fren yapacağım

Dursun o hızla İdris'in yanına gelir gelmez altına kaçırır. Öylece ayakta kalır.

İdris-Ula ne oldi, donup kaldın böyle

Dursun'da ses yok. Altına kaçırdığını da İdris'e söyliyemiyor. Baba Temel ayçiçek tarlasının içinden çıkar. Dursun'a gülerek seslenir.

Temel-Ula uşağum acı freni yaptın mı, ne oldi da donup kaldın

Dursun babasını görünce ne desin.

Dursun-Baba hiç sorma fren patladı

Temel elinde ayçiçek sopasını arkasında saklamış vaziyette çocukların yanına gelmiştir. Niyeti kötü, ben sizi tarlada ne yapın diye bıraktım, siz ne yapıyorsunuz diye düşünürken, bu manzara karşısında gülmekten yere çömelir.

Dursun üstünde ki elbiseleri çıkarır göl olmuş tarlanın içine girer. İki de bir dönüp babası Temel'e muzur laflar söylemeye devam eder.

Dursun-Baba bak yaptığımız işin faydasını gördün mü

Baba Temel kendini zor tutar. Dövmemek için kendini zorluyor.

Temel-Gördüm oğlum, hem de çok iyi gördüm, ben sizi ağabeyinize söyliyeyim de

Dursun-Baba oyun bozanlık yapma, döveceksen sen döv, bizi millete rezil etme

Baba Temel'in öfkesi geçmiş, dövmekten vaz geçer. Akşam olur birlikte eve gelirler. Sofra hazırlanmış yemek yemeğe başlayacakları anda, Temel büyük oğlu Recep'e

Temel- Recep senin bu kardeşlerin bu gün ne yaptı biliyormusun

Der demez Dursun oturduğu yerden fırlayarak kalkar. Kalkarken de ayağı sofraya çarpar. Sofra ters döner. Dursun o hızla dışarıya kaçar. Halbu ki ağabey Recep de o gün aklında çocukları dövmek gibi bir niyeti yok. Ama ortalık karıştı. Üstü başı yemek lekesi olmuş. Dursun'un peşinden o da kalkar ve daha bahçe içinde Dursun'u yakalar.

Recep-Anlat bakalım Dursun bu gün yaptıklarını, anlat da herkes duysun

Sofra kalabalık, Dursun ölse konuyu anlatma niyeti yok. Recep bu defa döner İdris'e

Recep-İdris sen anlat bakayım ne oldi bugün

İdris-Abi hiç sorma, havu uşağı yapan usta iyi yapamamış

Recep-Ula sen nasıl konuşayusun, çakarım tokadı ağzına

İdris-Abi doğru söyleyurum, frensiz araba olur mu

Recep hala bir şey anlamamış, daha sonra işin gerçeğini anlatılır. Aradan yıllar geçer. Dursun motor ustası olur.İdris'de şoför olarak çalıştığı yerden emekli olur.Birbirlerine ziyarete gittikleri zaman takılmadan duramazlar.

Recep- Ula Dursun şu fren meselesini anlat da bir dinleyelim.

Konudan haberdar olanlar cemiyet içinde kahkaha ile gülüşüyor. Damatlardan birisi merak eder sorar.

Damat-Yahu abi kaç defa bu fren meselesi ortaya atılıyor, herkes gülüşüyor, nedir bu mesele anlatında biz de gülelim. Bu böyle devam eder gider. Millete eğlence olsun.


23.04.2010

( 179- Temel Ve Dursun Hikayeleri-2 başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 22.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.