ADAM MI O
 
28.01.2013 günü öyle vakitleri cep telefonum çaldı. Bandırma ilçesinde ikamet eden kız kardeşim Filiz köyde olduğunu, annemi ziyaret ettikten sonra dönmek zorunda olduğunu, annemin de bana gelmek istediğini söyledi. Ben de hemen bizim ihtiyar taksici amcayı aradım. Birlikte köyün yolunu tuttuk. Köyün girişinde bulunan mezarlığa yaklaştığımızda yolun etrafında bir çok aracın park etmiş olduğunu gördük.İçimden köyde önemli birisi rahmetli oldu diye düşünüyordum. Birkaç kişinin yol kenarında bir araya gelmiş ayak üstü muhabbet ettiklerini gördüm. Tam yanlarına varınca taksici amcaya

            --Amca durumusun

            --Tamam kardeşim

            --Selamünaleyküm

            --Aleykümselam, hoş geldin abi

            --Kimi kaybettik

            --Bizim Deli Cengiz’i

            --Başımız sağ olsun o zaman görüşürüz inşallah

            --Görüşürüz abi

            Evin önüne vardığımızda annem ve kız kardeşim hazırlanmış beni bekliyorlardı. Konu komşu ile bir iki dakika hoş beş ettikten sonra eşyaları araca yüklerken köylülerimiz cenaze ile birlikte yoldan geçerek mezarlığa doğru ilerlerken bizde peşlerine takıldık. Musallah taşının hizasına vardığımızda taksici amcaya durmasını söyledim. Araçtan aşağı indim ve bizim Cengiz’in eniştesi Hayrettin abiye başsağlığı dileyerek tekrar taksiye bindim. Tam yola koyulduk taksici amca

            --Köyde ki rahmetli çok sevilen birisi galiba

            --Evet amca köyün en zengin ve sevilen insanıydı

            --Belli oluyor

            --Yok be amca şaka yaptım

            --Nasıl yani

            --Rahmetli olan bana göre zengin

            --Valla kafamı karıştırdın nasıl sana göre zengin

            --Bütün köylü onu çok severdi, bunun bir de ağabeyi Metin var

            --Ben onu bunu bilmem, gördüğüme inanırım

            --Bizim köy böyle bir köy işte

            --Bir delinin cenazesi bu kadar kalaba ise

            --Yok amca asıl neden o değil

            --Hakikaten sen de tuhaf bir adamsın

            --İstersen biraz anlatayım

           

            Bu köyde çok güzel anılarımızın yanında çok sıkıntı çektiğimiz yıllarımız olmuştur. İyi anlaştığımız insanlardan başka anlaşamadığımız insanlarda olmuştur. Koskaca köyde bizim zamanımızda toplasan dört beş kişi okula gidiyordu. Okuma oranı çok düşüktü. Bizden sonra millet okumaya önem verdi. Düşünün köyden ilk polis memuru olarak ben çıkmıştım. Bu köyün iki şeyi çok hoşuma gidiyor. Birincisi her bayram köyden çıkanlar mutlaka köye gelir, arefe günü kahvede buluşur şen şakrak muhabbetler yapılır, sabahı da bayram namazını birlikte kılar, namaz sonrası başta ihtiyarlar olmak üzere sıraya geçilir ve toplu halde bayramlaşma yapılır. İkincisi ise bu cenaze törenleri.

            Buradan yeri gelmişken devrem olan rahmetli Cengiz’in abisi Metin Atalay’a baş sağlığı diler, Allah annesine ve diğer kardeşlerine sabır vermesini temenni ederim. İnşallah devrem kendine iyi bakar bizim köyü delisiz bırakmaz. Çünkü bu iki kardeş insanlık adına köyümüze çok güzel anılar bırakmıştır. Bunların yaşantıları çok akıllı geçinen insanlara ibretlik ve ders niyetindedir. Önemli olan bu olaylardan bir pay alabilmektir.

            Deli deyip geçmeyin. Bizleri yaradan, bu her iki deli köylümüzün yüreklerine gram kötülük vermemiştir. Ömürleri boyunca kimseye kötülük yapmayan birileri nasıl tarif edilir. Her ikisi de Allah’ın sevgili kullarından olmalı. Köyde birini sormak istiyorsan ya da biri hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorsan git bizim delilere sor. Sizlere kimin nasıl insan olduğunu anlatsın. Bu aynen şuna benziyor. Bunlara karşı ne ekersen onu biçersin.

            Allah’tan mıdır nedir birileri aralarında muhabbet ederken yanımızda Metin ya da Cengiz olsun bak sen cumbuşa. Aklıma gelmişken Cengiz hakkında anlatılan bütün köylüler tarafından iyi bilinen bir hikayeyi anlatayım.

            Bir gün köy kahvesinde millet toplanmış muhabbet ediyorlar. Bir de aralarında misafir var. Bu misafir arkadaş köyden çok iyi tanıdığı bir arkadaştan oğluna kızını istemek için ağzını aramakta. Oğlunda ne kumar ne içki ne de karı kız ayağı olmadığını ballandıra ballandıra anlatıyordu. Sanki sütten çıkmış ak kaşık gibiydi. Bizim Cengiz aniden ortaya bir laf atar.

            --Adam mı o

            Misafir bizim Cengiz’in durumunu bilmez. Bir anda susar etrafına şaşkın şaşkın bakar. Bir taraftan da morali bozulur. Bizim köylü arkadaş durumun farkına varmış ortalığı yatıştırmak için

            --Ya sağdıç sen ona bakma

            --Nasıl yani

            --Ya o bizim köyün delisi

            --Peki sağdıç sen ne diyorsun bizim işe

            --Valla ne diyeyim çocuklar birbirini görsün, tanışsınlar, onların kararları daha önemli

Bizim Cengiz rahat durur mu. Yerinden kalkar

            --Adam mı o valla bu iş olmaz

            Hoppola gel de çık şimdi işin içinden. Gülsen bir alem gülmesen bir alem. Köylüler rahat durur mu kahvenin içi kahkahalara boğulur. Misafir bu olay karşısında adam akıllı şaşırır. Morali bozuk bir şekilde oturduğu sandalyeden ayağa kalkar.

            --Ya sağdıç bu köy hep deli mi

            --Maalesef hepsi deli

            --Kusuruma bakma o zaman ben gidiyorum

            Misafir kahveden çıkar arkasına bakmadan arabasına biner gider. Bu olayın peşinden kahvede gırgır şamata devam eder. Bizim köylü arkadaş

            --Ulan Cengiz bizim işi bozdun ya

            --Adam mı o

            Yıllar sonra öğrendiğimize göre oğluna kız istemeye gelen vatandaş üç kağıtçının tekiymiş. Bizim köylü arkadaşda şahsın böyle yaramaz insan olduğunu biliyormuş ancak asker arkadaşı olduğundan bir de kendi terbiyesine yakışmadığından bizlere söylememişti. Peki bu adamın böyle yaramaz olduğunu bizim Cengiz nereden anladı. Birazcık insansanız düşünürsünüz. Aklı tam yerinde olmayan bu insana bu sözleri kim söyletiyordu. Onun için bu iki kardeşi her zaman hoş tutmak için elimden geleni yapardım. Allah böyle insanları başımızdan eksik etmesin.

             

 

05.02.2013

 

( 628- Bizim Köyün Delileri- Adam Mı O başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 5.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.