Örselenir
arz
Ayaklara
küser toprak’ lar
Devrilmiş cümlelerde çınlar
çelişkilerin öfkesi
Ve çoğalır solumuza yazılanlar
Kurusa da lalezar
Vardır her gecenin
şafak tutkusu
Ki
bulmak içindir yitirmeler
Koştukça zarif bir telaş kaplar düşleri
Çürür kemiksiz cümleler
İç
savaşların gazisidir her insan
Bıçak
sırtında bir yaşamı yüklenir durmadan
Dört mevsim yağar sancılar
Dip
damarı kaybolur umudun
Ve ağlamaktan yosun tutar yanaklar
Kutlu
sancıdır yaşamak dedikleri
Nice
ürkek naralar peydahlar içinde
İnadına
teselli verir yaşlar
Ömür,
usul usul elekten geçirir isyanları
Ve
kursağında göçü taşır kuşlar
İntizarı tutar kanlı çiçeğin
Karanlığın mağlubiyetine şahit olur
ay
Taksitlere bölünür kronik matemler
Çınlar rayların yanlış makası
Dudaklarda kaybolur seslenişler
Ateşten bir kumaştır ömür
Ne giysek alevlenir zaman
Susar insan yokuşsuz inişlerde
Kaypak gölgesini terk eder bedenler
Ve üç noktayla biter son nefesler
. . .
.
.
.
.
.