ATATÜRK, APO, RECEP  TAYYİP  ERDOĞAN,  NECMETTİN  ERBAKAN,  VE  ANDIMIZ.


''Türk'üm,  doğruyum,  çalışkanım'' diye  başlayan ve  1933  yılından 2013  yılına  kadar  kesintisiz olarak seksen  yıl ilk  okullarda  ve  ilköğretim  okullarında  tüm  öğrencilere ezberlettirilen, okutulan andımızı  bilmeyen yoktur.  Peki  hiç  merak  ettiniz  mi  Osmanlı  Devletinde  de okullarda böyle  bir ''Andımız ''  metni  olup olmadığını?

Osmanlı  devletinde ''  Türk'üm''  ya  da  ''Osmanlıyım  ''  Diye  başlayan  bir  and  yok (  Ya  da  ben  rastlamadım  böyle  bir  anda ) ancak  ''Sıbyan  Mektebi '' denilen  okullarda ( Bir  nevi ana  okulu -  ilkokul  karışımı  bir  yapı )  derslere  başlamadan  okunan bir gülbank ( Özel  olarak  tertiplenmiş  dua ) var. Şöyle  bir  şey:

Allah Allah illallah 
Cellül cebbar, muînüssettâr, hâlikul leylü vennehâr, lâyezâl, zülcelâl, birdir Allah. 
Erin erliğine, Hakk'ın birliğine, dîn-i mübin uğruna şehîd olan gaazilerin aşkına diyelim bir Allah. 
Allah Allah dâim hay     (3 defa) 
Evveli Kur'ân, âhırı Kur'ân 
Tebârekellezî nezzelel fürkaan 
Eli kan, kılıcı kan 
Sinesi üryan, ciğeri püryân 
Dîn-i mübîn uğruna şehîd olan 
Gaaziler aşkına diyelim bir Allah! 
Allah Allah dâim hay   (3  defa) 
Evveli gaza, âhırı gaza 
İnâyet-i Huda, kasd-i âdâ 
Dîn-i mübin uğruna şehîd olan 
Gaaziler aşkına diyelim bir Allah 
Allah Allah dâim hay   (3 defa) 
Hacılar, gaaziler, râvîler 
Üçler, yediler, kırklar 
Gülbang-i Muhammedi, nûr-i Nebi, kerem-i Alî 
Pirimiz hazret-i Osman Zinnûreyn-i Velî 
Gerçekler demine devrânına hû diyelim 
Hûuuuuuuuuuuu

Böyle  bir  duayı  minicik  çocuklar  nasıl  okurmuş  bilemiyorum  doğrusu  ama  okurlarmış. Neyse...

Yani annesi  Zübeyde  Hanım  tarafından bir  elif  cüzü ve bir  cüz  kesesi ile ilk  mektebe başlattırılan çocuk  Mustafa'nın ( Daha  sonra  Mustafa  Kemal  ve  1934  den  itibaren  de Atatürk ) tahminen 1885 -1886 yılında okuduğu  and  bu...İçinde  ne  ''Türk'üm ''  var  ne  de '' Osmanlıyım ''[ Osmanlı'da  dört yıl,  dört  ay  dört  gününü  tamamlayan  her  çocuğun  okula  gönderilmesi  zorunludur. ] 

Başka  and  var  mı  peki?

Var.

1912  yılında  Türk  Ocaklarının,  1914  Yılında  ise  Sivil  İzcilik  Teşkilatının  kuruluşuna  öncülük  etmiş olan  Sultan  V.  Mehmet  Reşat 1914  de  İzci  teşkilatlarında  okutulmak üzere  şöyle  bir and  hazırlatmış  ve  okutmuş:

“Allah'a ibadet ve Hakana itaat edeceğime,  daima vicdanlı, vazifesini tanır, kanuna hürmet eder,  yiğit bir adam olarak hareket eyleyeceğime, vatanımı sevip sulh ve harp zamanında fedakârlıkla hizmet yapacağıma, izcinin töresine baş eğeceğime namusum ve şerefim üzerine söz veririm”

Başka  da  and  ya  de  benzeri  bir  uygulama  yok  eğitim- öğretim  ile ilgili olarak...

1933  Yılına  geldiğimizde  zamanın  Milli  Eğitim  Bakanı  Reşit  Galip  önce  kendi kızları  için  bir and  düzenler,  sonra  bu  and  günümüze  kadar ( 2013  Yılına  kadar ) bazı  eklemeler  ya  da  çıkarmalarla  gelir.

Andımızın İlk  şekli  şöyledir:

Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun. 

( Bizim  kuşak  böyle  okudu ) 


1972  yılına  gelindiğinde  Andımız  şu  şekle  dönüştü:

Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam;
küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi, canımdan çok sevmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene!
 
İşin  komiği  nedir  biliyor  musunuz? Bazı  okullarda  sol  görüşlü  öğretmenler  ''Kurduğun  ülküde''  ifadesini  '' Kurduğun  ülkede''  olarak  okuttular;  ''Ülkü'' kelimesi  Ülkücülüğü  çağrıştırıyor  diye. (  Bu  yüzden  az  kavga  etmedik solcularla ) 

1997  yılında  Andımız  bir  kez  daha  düzenlendi  ve  2013  yılında kaldırılıncaya  kadar  şu  şekilde  okundu:

Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!

Şimdi tekrar  1933  senesi  ve  hemen  sonrasındaki  bir  kaç  seneye  bakalım:

Yukarıdaki  andı  değil  de  gülbanklar ve  ''Rabbi  Yessir ''  duaları  okuyarak  ilk  öğretim  hayatına  başlamış olan Mustafa Kemal  Atatürk'e  karşılık mesela  1937-1939  yılları  arasında  devlete  baş  kaldırmış olan Seyyid  Rıza'nın  torunları  okullarda  ''Türk'üm,  doğruyum''  diyorlardı. 1925 Yılında Türkiye  Cumhuriyetine  karşı  resmen  savaş  ilan  eden  Şeyh Sait'in  torunları  da  ilk mektepte  ''  Türk'üm  doğruyum''  demişler, varlıklarını  Türk  varlığına  armağan  etmişlerdi (!) Ben  çok  çok  çocukken  yaşadığımız  İstanbul'un  Balat  Semtinde  komşumuz  Paraşko  Amca  ile  Evniki  Teyzenin  oğlu  olan  Gılyanti  de  ''  Türk'üm,  doğruyum ''  diyordu. Anası-babası  öldü  o  ise  Atina'da  yaşıyor  şu  anda. Yani  varlığını  Yunanistan'ın  varlığına  armağan  etti. 

Biraz daha  yakına  gelelim.

1949  Doğumlu  olan  Abdullah  Öcalan  da ilkokulu  okuduğu Urfa-  Halfeti- Saylakkaya  İlkokulunda  ''  Türk'üm,  doğruyum,  çalışkanım''  diyordu  çocukluk yıllarında. ''  Varlığım  Türk  varlığına armağan  olsun''  da  diyordu.

Evet  Abdullah  Öcalan  da '' Büyüklerimi  saymak,  küçüklerimi  sevmek''  diyordu.  Gel  gör  ki  varlığını  adadığı (!)  Türk  varlığından  büyük-  küçük  demeden,  yaşlı-  bebek  demeden  on  binlerce  insanın  varlığına  son  verdi.  Onun  kurduğu  örgüt  hâla  Türk  varlığına  son  vermek,  en  azından  azaltmak  için  her  gün  aralıksız  katliama  devam  ediyor. 

Daha  da  yakına  gelecek  olursak  2004  -2006  yılları  arasında  görev  yaptığım  Fethiye- Çiftlik- Ali Rıza  Köse  İlköğretim  okulunda  okuyan  Alman  öğrencim  Roni Frnazak (  Okunduğu  gibi  yazdım )  da  her gün  '' Türk'üm-doğruyum''  diyor  ve varlığını  Türk  varlığına armağan  ediyordu (!) Zorunlu  Din  derslerinde Fatiha  suresini  ve  pek  çok  sureyi pek  çok  Müslümandan daha  iyi ezberlemişti  ama dini  Hırıstiyanlık,  kitabı  İncil,  peygamberi  İsa'ydı. )

Mustafa  Kemal  Atatürk  andımızı  okumadı  ama  Türk'ü  yok  olmaktan  kurtaran  lider  oldu. Abdullah  Öcalan  tüm  ilköğretim  hayatı  boyunca andımızı okudu,''  Varlığım  Türk  varlığına  armağan  olsun''  dedi ama  daha  sonra  on binlerce  Türk'ü öldürdü. 

Bana  göre  mesele  andımızı  okumak  ve  okutmak  ya  da  isimlerimizin önüne  TC  ifadesi  yapıştırma  meselesi  değildir. Türklük  bir  ruh  meselesidir. O  ruh  da  her  gün  papağan  misali  and  okumayla ya  da  ismin  önüne  konan T  ve  C harfleriyle oluşan  bir  nesne  değildir. 

Ha  bu  arada. 2013 yılında Andımızı  kaldıran  günümüzün devlet  başkanı  Recep  Tayyip  Erdoğan  da ilk  öğrenimini  tamamladığı İstanbul- Kasımpaşa  semtindeki  Piyale  Paşa İlkokulunda  her  gün  andımızı  okuyordu  ama  şimdi  ''Andımızı  okullardan  kaldıran adam'' olarak  anılıyor. 

1994  Yılında  "Bu ülkenin evlatları asırlar boyu mektebe besmele ile başlar. Siz geldiniz besmeleyi kaldırdınız, ne koydunuz yerine? Türküm, doğruyum, çalışkanım. Sen bunu söyleyince öbür taraftan da Müslüman evladı 'Ya öyle mi, ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım' deme hakkını kazandı ve böylece siz bu ülkenin insanlarını birbirlerine yabancılaştırdınız." Diyen  ve bu  yüzden  de  siyasi  yasaklı  durumuna  düşen Necmettin  Erbakan  da gerek okul  hayatına  başladığı  Kayseri  Cumhuriyet  ilkokulunda  gerekse Trabzon'da  bitirdiği  ilkokulda  andımızı  okuyanlardan  biriydi.

Ve  son  olarak: Hiç  kimse  ''Andımız tekrar  okunmaya  başlasın''  dedi  diye  vatan  haini  olmayacağı  gibi  yine  hiç  kimse ''Andımız  okunmasın ''  dedi  diye  vatan  haini  olmaz. Okunması  bir  kazanç  mıdır?  Hayır.  Okunmaması  bir  kayıp  mıdır?  Hayır.  Okunsa  da  olur  okunmasa  da. Ağacın  yaşken  eğileceği orta  okul yıllarında, duygu  ve  düşüncelerimizin  artık şekillenmeye başladığı lise yıllarında,toplumun  aydın  kesimleri  olacağımız üniversite yıllarımızda  okumuyoruz  da  bir  yerimiz  mi  eksiliyor?  Vatan severliğimize halel  mi  geliyor? 

Velhasılıkelam  bir kaşık  suda  fırtına  koparmanın anlamı  yok. 


RESİMLER

1- Mustafa Kemal  Atatürk'ün  çocukluk  fotoğrafı
2- Abdullah  Öcalan'ın  çocukluk  fotoğrafı
3-  Recep  Tayyip  Erdoğan'ın  çocukluk  fotoğrafı
4- Necmettin  Erbakan'ın  çocukluk fotoğrafı
( Atatürk Apo Recep Tayyip Erdoğan Necmettin Erbakan Ve Andımız. başlıklı yazı Sami Biber tarafından 21.10.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu