Venezuellalı Bir Bir Binbaşımız Ve ‘’ Hilal Altında Dört Sene ‘’
VENEZUELLALI
BİR BİR BİNBAŞIMIZ VE ‘’ HİLAL ALTINDA DÖRT SENE ‘’
Her ne kadar sık sık ‘’ Türk’ün Türk’den başka dostu yoktur.’’ Desek de zaman
zaman Türk olmayanlardan da dostlarımız olduğu bilinen bir gerçektir. Özellikle
de son bir kaç senedir Türk Milletinin bir kısmı nezdinde Venezuella Devlet Başkanı
Nicolas Maduro oldukça sevilen bir dosttur. Hele hele de Türkiye’yi ziyaretinde
Diriliş-Ertuğrul dizisinin setini ziyaret etmesi onu ‘’Al da bağrına bas ‘’
türünden bir dost haline getirmiştir. Şimdiki halde ülkesindeki karışıklıklar
nedeniyle de Türk Milletinin bir kısmı nezdinde ‘’ Maduro’’ dan ‘’ Mağdur o ‘’ ya terfi etmiştir.
Evet, ülkemizden binlerce kilometre uzakta bir ülkenin devlet başkanını ülkemizin
oldukça önemli bir kesimi seviyor. Ancak biz bundan yüz sene önce de bir
Venezulla vatandaşını çok sevmişiz. Hatta onu çeşitli düşmanlarımıza karşı
çeşitli cephelerde tam dört yıl savaştırmış, terhis etmeden hemen önce de
binbaşı rütbesi verdiğimiz gibi göğsüne madalya takmışız. O da Osmanlı bayrağı
altında yaşadığı bu dört yılı ‘’ Hilal Altında Dört Yıl ‘’ adlı kitabında
toplamış.
Kim mi o? Onun adı Raphael Nogales Mendez’dir.
Tam adı Rafael Ramon Indxauspe Mendez olan bu zat 14 Ekim 1877'de
Venezuela'nın batısında yer alan Tachira eyaletinin başkenti olan San Cristobal
şehrinde doğmuştur.
Henüz ergenlik dönemlerinde ailesi tarafından iyi bir eğitim alması için Önce
Almanya’ya ardından İspanya ve Belçika’ya
giden Nogales Mendez bir taraftan
felsefe, fen bilimleri ve edebiyat okurken bir taraftan da Belçika’da harp sanatı okumuş, on yedi yaşında asteğmen
rütbesiyle İspanyol ordusunda ABD ye karşı savaşmıştır. Bu savaşlarda gösterdiği
yararlılık nedeniyle kendisine İspanya’nın en önemli askeri nişanlarından olan "Isabel
La Catolica" (Katolik İsabel) nişanının verilmiştir.
1898 den sonra bir süre ABD de hayvancılık yapmışsa da maceracı ruhu onu daha
sonra Çin’e, Kore’ye kadar atmış, bu ülkelerde İngiltere lehine, Japonya
aleyhine casusluk yapmıştır.
1914 yılında I. Dünya Savaşı başladığında önce Belçika ve Fransa’ya başvurarak
orduda kendisine görev verilmesini istemişse de Fransa’nın, ‘’ Fransa
vatandaşlığına geçmen lazım. Ya da lejyonerlere katılabilirsin ama asıl Fransız
ordusunda sana görev veremeyiz’’ Demeleri üzerine bu devletlerin safında savaşa
katılmayı reddetmiştir. İşte tam da bu sırada Sofya’da Alman Askeri Ateşesi
olan Binbaşı Von der Goltz ve Osmanlı Elçisi Fethi Bey ( Okyar ) ile tanışmış,
onların tavsiyeleriyle yabancı askeri uzman olarak Osmanlı Devletine gelmiştir.
O dönemde Sofya sefaretimizde Askeri Ataşe olarak bulunan Mustafa
Kemal ile hemen hemen aynı günlerde, 1915 yılının Ocak ayında İstanbul'a gelen
Nogales, dönemin en önemli askeri şahsiyetlerinden, Liman Von Sanders, Von
Bronsart ve Enver Paşa tarafından çok iyi karşılanmıştır. Bu ilk gelişinde üç
hafta kadar bir süre başkentte kalmış, aynı yılın Şubat ayı başında III. Ordu
emrine atanmış ve 12 Şubat 1915 günü Haydarpaşa garından hareketle ülkemizde
ilk görev yeri olacak olan Doğu cephesine doğru yola çıkmıştır.
Nogales, 1915 yılında atandığı Doğu cephesinde savaştığı dönem
sonrasında, 1917 yılı itibarıyla atandığı Güney cephesinde görev yaptığı sırada
3. Süvari Tümeni emrine verilmiştir. Gazze cephesindeki çarpışmalar sırasında
ordunun Kurmay Başkanı Mühlman'dan aldığı bu haberi yapıtında anlatırken o güne
değin, Osmanlı Ordusunda aldığı görevleri de şöyle sıralamıştır: "İki
yıldan beri düzenli Osmanlı Ordusunda aktif görev yapıyordum. Sırasıyla
süvari, piyade, topçu ve makineli tüfek birliklerinde görev yapmış ve önemli
askeri idare makamlarında bulunmuştum. Örneğin Van 'da sayıları bir tümene
yakın karma birliklere kumanda etmiştim. Bu şekilde yine en sevdiğim sınıf olan
süvari sınıfına ve insanın kendini sürekli olarak mükemmelleştirdiği, kurmaylık
adı verilen, başı ve sonu olmayan bu ihtiraslı ortama dönmüş oluyordum."
Osmanlı Ordusunda görev yaparken Türkçe de öğrenen yazar, doğal olarak Türk
askerini yakından tanıma fırsatı bulmuştur.
İmparatorluğun son dönemlerine tanık olan Nogales'in anlatılarından, katıldığı
çarpışmalarda kendini bir Türk gibi gördüğü ve özveriyle görev yaptığı
anlaşılmaktadır. Çatışmalar sırasında birçok kez ölüm tehlikesi atlatan, bir
kez de yaralanan yazar, Süveyş Kanalının Afrika tarafında görev yaptığı
sıradaki duygularını "Hilal Altında Dört Yıl" adlı kitabında şöyle
ortaya koymuştur: "Bu çöl çocukları arasında, alnımın üzerinde bir hilalle
oturuyordum. Yaşamın ilginç tesadüfleri sonucunda Mısır Sina’sında Osmanlıların
son sancaktarı ve halifenin temsilcisi olmuştum. ,,
Türklüğü benimseyişi yukarıdaki satırlarda apaçık görülen yazar, bu satırlarda
sözünü ettiği son birlik kendi komutasında Sina bölgesini terk ederken,
topraklarını kaybeden bir vatan evladı gibi üzülmüş ve o günü şöyle
anlatmıştır: "Bu emir karşısında itaat etmekten başka çare kalmıyordu,
sınırı yüreğim burkularak geçtim. Benimle birlikte Türk bayrağının Mısır
topraklarından ebediyen silindiğini biliyordum. ,,
Yazar, Doğu cephesinde görev yaptığı sırada Osmanlı vatandaşı Ermenilerin
ihanetlerini ve gerek orduya, gerekse sivil halka verdikleri zararları yakından
görmüş, başkaldıran Ermeni kuvvetlerine karşı on iki bin Türk askerini sevk ve
idare etmiştir. Rus ordusu ile çarpışma halinde olan ordumuzdan firar eden
Ermeni asker ve subaylarının düşman tarafına geçerek, Türk köylerini yakıp
yıkmalarını ve Müslüman ahaliyi katletmelerini de yapıtlarında anlatmıştır.
1919 yılında, "Ordu-yu Hümayunda göstermiş olduğu hidemat-ı mühimme ve
fedakaranesinden dolayı, beyan-ı teşekkürle"memleketine geri dönen
Nogales, yaşamının diğer dönemlerinde Nikaragua, Panama, Amerika Birleşik
Devlerleri gibi, dünyanın değişik köşelerinde değişik serüvenler yaşamıştır.
Amlarım, "Memorias del General Rafael De Nogales Mendez" (General
Rafael De Nogales Mendez'in Amları) adlı kitabında toplayan Nogales,
"Cuatro Anos Bajo La Media Luna" (Hilal Altında Dört Yıl) adlı
yapıtında ise yalnızca Türkiye yaşantılarını aktarmıştır. Rafael de Nogales
Mendez 1937 yılının 10 Temmuz günü altmış yaşında Panama’da hayata gözlerini
yummuştur. Naaşı daha sonra ülkesi Venezuela'ya nakledilmiş ve burada
defnedilmiştir.
Velhasılıkelam bugün Maduro’ya olan sevgimizde sanırım kan çekmesi dediğimiz
durum söz konusu.
Kaynak:
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1273/14666.pdf
RESİMLER
1- Binbaşı Raphael Nogales Mendez
2- Raphael Nogales Mendez’in üstün hizmet madalyası
3- Raphael Nogales mendez’in Osmanlı Ordusundan terhis belgesi
4- Raphael Nogales Mende’in yazdığı ‘’Hilal Altında Dört Sene’’Adlı kitabı.
5-Hilal Altında Dört Sene adlı kitaptan bir paragraf.
(
Venezuellalı Bir Bir Binbaşımız Ve ‘’ Hilal Altında Dört Sene ‘’ başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
22.05.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.