SALTANATI SADECE 37 GÜN SÜREN TÜRKÇENİN RESMİ DİL OLMASININ SERÜVENİ

'' Bugünden sonra hiç kimse divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve çarşıda Türkçe'den başka dil kullanmayacak.''

Ülkemizde bu sözü bilmeyen hiç kimse yoktur sanırım. Kime ait olduğunu da pek çok insanımız bilir.

Bilmesine bilir ama yanlış bilir.

Yukarıdaki sözün kime ait olduğunu yüz kişiye sorsam yüzü de Karamanoğlu Mehmet Bey'e aittir.'' Der. Hatta tarihi de pek bilinir(!) bu olayın: 13 Mayıs 1277.  Bu yüzden ülkemizde 13 Mayıslar Türk Dil Bayramı olarak kutlanır hep. 

Oysa her şeyden önce elimizde böyle bir ferman yok. 

Bu olayı ilk dile getiren  1918 Yılında Ord. Prof. Dr. Fuat Köprülü'dür ve  yazdığı '' Türk Edebiyatında ilk Mutasavvıflar''Adlı eserinde dile getirmiştir.

Peki Fuat Köprülü bu bilgiyi nereden almış?

Fuat Köprülü  bu bilgiyi 19. Yüzyıl tarihçilerinden olup 1866 da ölmüş olan Hayrullah Efendinin Tarih-i Al-i Osman adlı eserinden almış.

Peki Hayrullah Efendi o eserinde ne diyor?

Tam olarak şöyle diyor:

''....Ba'dehu( Daha sonra) divan tertip olunub tahrirat ( yazışma) ve evamirin( emirlerin ) cümlesi ( Hepsi ) Lisan-ı Farisi( İran Dili üzerinden yapıldığından Lisan-ı Türki ( Türk Lisanı) mahvolmak derecesine gelmişti. Bianaaleyh divanda kıraat olunacak ( okunacak) evrakın mecmuu ( toplamı ) Lisan-ı Türki üzere olup elsine-i saire( Diğer lisanlarla) ile tekellüm(konuşulması) olunması muhkem yasak oldu.''

Hayrullah Efendi burada olayın tarihini de veriyor: Hicri 10 Zilhicce 676--Miladi 4 Mayıs 1277

Peki Hayrullah Efendi bu bilgiyi hangi kaynaktan almış?

Bilmiyoruz.

Ancak Dikkat edilecek olursa Hayrullah Efendi  '' Karamanoğlu Mehmet Bey  böyle bir ferman çıkardı.'' demiyor. Tam tersine Türkçe konuşulmasına ilişkin kararın divandan çıktığını  yani günümüz anlayışıyla söyleyecek olursak meclisin kararı olduğunu söylüyor.

Karamanoğlu Mehmet Beyden bahsediyor mu Hayrullah Efendi?

Hayır.

Fuat Köprülü, eserinin bir yerinde '' ...Karamanoğlu Mehmet Bey'in Türkçeyi resmi dil ilan etmesi  münasebetiyle'' Diye bir cümle sarfetmesi üzerine  çorap söküğü başlıyor.

Fuat Köprülüden sonra İ. Hakkı Uzunçarşılı '' Fuat Hoca öyle demişse öyledir.'' Mantığı ile hareket edip  Karamanoğlu Mehmet Bey'e Türkçeyi resmi dil olarak ilan ettiriyor.

Fakülteden hocam Rahmetli Prof.Dr.Şehabettin Tekindağ '' Yahu arkadaş, Türkçe, Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından  değil, Selçuklu Divanında alınan bir kararla resmi dil ilan edildi.'' Dese de zaten oldukça cılız bir insan olan rahmetli hocamın sesini duyan olmuyor.

Sonrasında Tarih Profesörleri birbirlerini takip ediyorlar ve  '' Üstadım-hocam Türkçenin 13 Mayıs 1277 de Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından resmi dil ilan edildiğini söylemişse mutlaka doğrudur'' Diyerek bu bilgiyi aynen kabul edip kendi kitaplarına koyuyorlar. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Halil İnalcık, Yılmaz Öztuna ve daha niceleri...   

Böylece Karamanoğlu Mehmet Bey Türkçeyi resmi dil ilan eden Karamanoğulları Beyi olarak tarihin tozlu sayfalarına altın harflerle yazılıyor.

Ancak...

1998 yılında bir başka hocam, özellikle Selçuklu Tarihi konusunda kimsenin eline su dökemeyeceği Prof. Dr. Erdoğan Merçil ( Bizim zamanımızda[1974-1978] doçentti ve Selçuklu tarihi derslerimize gelirdi.) O güne kadar hiç kimsenin dikkat etmediği bir hususa dikkatleri çekiyor  ve   '' Yahu arkadaş !  Niçin öyle olur olmaz kaynaklarda, taaa 1800 lü yıllarda yazılmış kitaplarda arıyorsunuz gerçeği?  Olayın gerçeği nerede aranır?  O dönemde yaşamış ve yaşadıklarını yazmış olan tarihçilerin yazdıklarında. Böyle bir tarihçi var mı? Var.  Karamanoğlu Mehmet Bey ile Aynı dönemlerde yaşamış bir tarihçi var. Gelin bakalım o ne demiş bu olay için.'' Diyor.

Tabii ki direkt olarak böyle bir şey demiyor ama yaptığı araştırma ile böyle demiş oluyor.

Evet 1866 da ölmüş olan Hayrullah Efendi değil doğrudan doğruya Karamanoğlu Mehmet Bey'le aynı dönemde yaşamış olan İbni Bibi'nin ''El Avamirü'l Alâiye fi'l Umur ül Alâiye''( Alanya Emirleri ve Alanya'nın durumu) adlı, konuyla ilgili tek  birinci elden kaynak olan eserini ortaya koyuyor.

Anadolu Selçuklu Devletinin canlı şahitlerinden biri olan İbni Bibi, bahsi geçen eserinde Türkçenin Resmi dil ilan edilesini aynen şöyle anlatıyor:

'' Cimri'yi( az sonra kısaca anlatacağım kim olduğunu) şehre getirdiler. Devlethanede sultanların makamına oturttular....Ertesi gün Cimri'yi büyük bir ihtişam ve debdebe içinde çok sayıda komutan, sayısız cevgandar, süslü candarlar, silahdar ve camedarlarla birlikte ata bindirip şehrin etrafında geziye çıkardılar. Dönünce divan kurdular. Her tarafa makam sahibi kimseleri ve taraftarlarını çağırmak için fermanlar çıkardılar.            ''BUGÜNDEN SONRA HİÇ KİMSE DİVANDA,DERGAHTA,BÂRGAHTA,MECLİSTE VE MEYDANDATÜRKÇEDEN BAŞKA DİL KULLANMAYACAK.'' Diye karar çıkardılar.  Bir kaç gün işler iyi gitti. Vezirlik Karamanoğlu Mehmet Bey'e verildi.''  (Hicri 679- Miladi 1281)

Görüldüğü gibi olayla ilgili en etkili ve yetkili kaynak,  Türkçenin resmi dil ilan edilmesinde sarf edilmiş cümleleri aynen söylüyor ama yine görüldüğü gibi bu sözler Karamanoğlu Mehmet'e ait ve 1277 de söylenmiş olan sözler değil, içine henüz Karamanoğlu Mehmet Bey'in vezir olarak dahil olmadığı Selçuklu Divanında, divanın aldığı ortak bir karardır.

B sözlerin Cimri'ye ait olduğunu söyleyebiliriz ( Çünkü devletin başında o vardır o anda)  ama henüz vezir bile olmamış Karamanoğlu Mehmet Bey'in fermanı olması imkansızdır.

Ha Cimri demiştik değil mi?

Hem cimri olayından hem de bu kargaşanın neyden kaynaklandığından bahsederek konuya noktayı koyalım.

Anadolu'daki Moğol zulmüne karşı Anadolu Türkmenleri sık sık baş kaldırıyorlardı. Bu arada Moğolları yenerek Kayseri'ye kadar gelmiş olan Memluk Sultanı Baybars, Karamanoğullarına menşur ve sancaklar vererek onları Moğollara karşı kışkırtıyor, arkalarında olduğunu bildiriyordu.

Karamanoğlu Mehmet Bey Sultan Baybars'tan da cesaret alarak kendi aşireti, Eşref ve Menteşe beylikleri ile Konya üzerine yürüdü. Bu sırada yanında daha önce Kırım'a kaçmış olan sultan II. Mesut'un oğlu Alaaddin Siyavuş'u da almıştı. Ancak pek çok insan Alaaddin Siyavuş'un Selçuklu soyundan olmadığına inanıyor ve ona Cimri diyorlardı.

Evet, şimdi zurnanın zort dediği yer...

Pek çok tarihçi, İbni Bibi gibi bir kaynak ellerinde olduğu halde olayı çorba yaparak derler ki:

''14 Mayıs 1277 de Karamanoğlu Mehmet Bey  Konya'yı kuşattı ve teslim alarak Cimri'yi Selçuklu tahtına oturttu. Sonra halkın ve önemli devlet ricalinin, yakın beyliklerin Cimri'ye biatı sağlandı. Aradan bir kaç gün  de böyle geçti. Sonra Karamanoğlu Mehmet Bey 13 Mayıs 1277 de Türkçeyi resmi dil ilan etti. ''

Bayağı bir saçma oldu değil mi?  Konya 14 Mayısta kuşatılıyor, biat töreni için bir kaç gün daha geçiyor ve sonra Türkçe 13 Mayısta yine Konya'da Karamanoğlu Mehmet bey tarafından resmi dil olarak ilan ediliyor(!)

Bu arada Cimri'nin saltanatı sadece 37 Gün sürdü. III. Gıyaseddin Keyhüsrev, Moğollardan da aldığı yardımla Karamanoğlu Mehmet Bey'i de Alaaddin Siyavuş'u( Yani Cimri'yi) da ortadan kaldırdı. 

Yani şöyle diyebiliriz: Türkçenin resmi dil olarak saltanatı sadece 37 gün ( Hatta daha da az) sürdü. 

( Saltanatı Sadece 37 Gün Süren Türkçenin Resmi Dil Olmasının Serüveni başlıklı yazı Sami Biber tarafından 19.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu