Öyküme Türkiye’de Kedi ve Köpek olmanın dayanılmaz
acıları diye başlık koymak istedim aslında. Lakin öyle de uzun başlık konmaz
ki.
Mevlana,
olayları anlatırken değişmeceli anlatım yolunu kullanır çokça. O’nun “kabak/eşek” öyküsüne gidelim birazcık. Mesnevi’de
anlatılır bu öykü. Zamanın birinde; belli ki, Bin Bir Gece Masalları’nda
anlatılan olayların yaşandığı zamanlarda. Şehvetinin ve hırsının fazlalığını
efendisinin eşeğiyle gideren varlıklı bir evin genç halayık ve hanımını
yaşantısı süsler öyküyü. İşinin ustasıdır halayık kadın. Bir kabak kullanır
işini kazasız-belasız yapmak adına. Eşeğin altına yattığında araya ustalıkla
oyduğu kabağı koyar. Böylece hayvanın aletini şehvetini tatmin edecek düzeyde
içine alır.
Alır
almasına da evin hanımı her gün halayığın ahıra gitmesinden kuşkulanır. Merak
bu ya! Kapının aralığından izler halayıkla eşek arasındaki tatlı günahları.
Nabız atışları yükselir! Hızlı akmaya başlar damarlarındaki kan! Ne yazık ki,
kabağı fark edemez! Halayığı pazara gönderir hemen ertesi günü.
Ahırın kuytu, karanlık bir köşesinde kabak
dururken daha otuzuna gelmemiş amazonlar gibi güçlü hanım eşeğin altına yatar.
Eşek alışkandır sevişmeye. Tereddüt etmeden yüklenir. Aletinin tümünü kullanır.
Hanımın rahmi parçalanır, damarları patlar. Ve ölür.
Halayık
yol yordam bilen bilge kişiliğin sembolüdür. Ev hanımı ise şehvetin, hırsın ve
de kıskançlık gibi duygulara kapılanların temsilcisidir. Cehalet, kıskançlık,
hırs, şehvet gibi insana has duygular terbiye edilmedikçe geleceğin acı sonunu
uç bir örnekle anlatıyor Mevlana. Bu öyküde öğretici olmadan da insanın tek
başına iyiden, doğrudan yana hasletlerinde insan benliğine hâkim olamayacağı
vurgulanıyor. Mesnevide bu ve benzeri papazın tatlı günahları kitapları
(adından belli ne anlattığı, okumadım)
türündeki öyküler anlatır Mevlana. Amaç, mesajın ok gibi yerini bulması
elbette… Kabak/eşek öyküsü bir yana biz gelelim kendi öykümüze. Benim metafor
(değişmeli) örneğim de konuya dikkat edecek düzeyde kalbe dokunan cinsten…
Covid-19
belasının en civcivli evresi yaşadığımız günler. Hava soğuk. “kurşun gibi ağır)
Balkondan caddenin karşısındaki iki katlı binanın köşesinde ortaokul çocuğu
yaşlarında toplanan gençleri izliyorum. Onların sokağa çıkma saatleri. Bir
şeyle ilgilendikleri belli hareketlerinden. Ne yaptıklarını anlayamadım. İçeri
girdim.
Ertesi
günü, ekmek almak için iş merkezine gittim bir koşu. Eşim de çift maske
kullanarak hafta pazarına gitti. Ekmek alıp eve dönerken ne göreyim! Geçen
günkü gençlerin toplandıkları yerde mini mini, henüz yeni yürümeye başlamış
köpek yavruları. Tonton mu ton, sevimli mi sevimli hayvanlar. Yanlarından geçip gittim. Acıma duygularım
kabardı sadece.
Eşim
pazardan geldi. Karşıladım. Aldıkları zerzevatı yerleştirirken mutfakta, yavru
köpekleri görüp onlara süt aldığını söyledi. Evin köşesine derme çatma bir
kulübecik yapmış gençler. Önlerine de üç kap koymuşlar. Aynı işi ben niçin
yapmadım(!) üzüldüm açıkçası. Oysa hayvanları özellikle yavru köpekleri, yeni
doğmuş oğlak ve kuzuları ne çok severim. Hatamı nasıl giderebilirdim! Sokağa
çıkma yasağı başlamıştı benim için.
Ertesi
günü sokağa çıkma saat başladığında ilk iş yavrucukları ziyaret ettim.
Yakındaki büfeden süt aldım. Kaplara döktüğüm süte yalpalayarak koşuşmalarını
izlemek ne büyük bir mutluluktu. Anlatamam.
Büfe
çalışanı anlattı zavallı ilgi bekleyen hayvanların öykülerini. Gençler,
yerleşkelerin ilerisindeki çam ormanında bulmuşlar 9 adet yavruyu. Yokmuş anneleri.
Garip garip ağlıyorlarmış. Alıp getirmişler. Yaptıkları derme çatma kulübeye
yerleştirmişler. Önlerine ortadan kestikleri beş litrelik su kaplarını koymuşlar.
Beslenmelerini
üstlendim. Maske, eldiven, sergi almıştım evden çıkarken. Komşuların altlarına serdiği eski battaniyeyi
değiştirdim. Komşu bir bayan elinde minder ve naylon biranda ile yanıma
yaklaştı. Kulübeyi daha stabil hale getirdik. Minderi de serdik altlarına. Süt
verdiğim ilk gün, küçük afacanın birisi henüz yürüyen haliyle barınağından
birkaç metre açılıp çişini yapması ne kadar ilginçti.
Büyüyünceye
kadar bakım ve beslenmelerini üstüme aldım. Büfeye gelen duyarlı komşular da
ilgilerini esirgemiyorlar. Haklarını teslim etmeliyim. Belediye ile iletişime
geçip aşılarını yaptırmak ilk işim. Büyüyüp barınaklarını terk edene kadar
gözüm üzerlerinde olacak. Ya sonra! Genç
köpekler sokak aralarında, konteyirlerin civarlarında yiyecek arayacaklar.
Başka köpeklerle kavgalara tutuşup yaralanacaklar. Bazen de insanlara
saldıracaklar!..
Kumsalda
kalmış denizanalarını denize atmak gibi bir eylemdi yapmaya çalıştığımız.
Ülkemizde binlerce kedi ve köpek yaşam mücadelesi veriyor sokaklarımızda. Bir
kenar mahallede, terk edilmiş köhne bir binan karanlık köşesinde yavrularını
doğuruyorlar. Yazın toz-toprak içinde, kışları yağmur-çamur, soğuk büyüyor
yavrular. Çoğu telef olup gidiyor. Bakıma, ilgiye muhtaç binlerce dilsiz sokak
hayvanı…
Belediyelerimiz çözüm bulmaya çalışıyorlar. İstemeden
bizlerin yaşam alanlarını işgal eden sokak hayvanların barınma, beslenme
sorunlarına. Hayvan sever de yurttaşlar
ilgi gösteriyor hayvanların umarsız sorunlarına. Acıyoruz aç susuz
yaşamalarına… Acımak çaresizlikle eşdeğer bir duygu. Çözüm değil sorunları
çözmek için olaya duygusal yaklaşmak. Ülkemizde sokak hayvanlarını insanlık
sorunudur. O nedenle olaya ilgi çekmek için Mevlana’dan uç bir örnek aldım.
Olaya içtenlikle eğilebilsek (!)
çözülmeyecek bir sorun değil mevcut problem. Yeter ki içtenlikli olalım! Eloğlu
nasıl çözmüş ülkemizde yılan hikâyesine dönen sokak hayvanları sorununu. Batı
ülkelerinde sokak hayvanı var mı? Almanya’da yaşayan iki arkadaşıma yönelttim
bu soruyu. İşte yanıtları kendi anlatımlarıyla:
Iyi Aksamlar ibrahim bey Tabikide ne
Acidan sizi aydinlatmami istiyorsunuz zaten siz cevabi vermissiniz çünkü
Almanyada hiç sokak hayvanı yok hepsı sahipli ve okadar çok deger verıyorlarki
inanın çok almanlar bize belkı tuhaf gelebilir ama bir çocuklan eş deger kisaca
size özetledim sanırım
Sevgiler güzel duyarlı bir ugraş başarılar dilerim
Zehra Gündogan,
Merhaba değerli Dostum değerli hocam selam ve sevgiler hayırlı sağlıklı huzurlu yaşamlar dileklerimle. Burada başıboş Kedi ve
Köpek