Çok Derin Bir Konu. -5-

Biraz önce bir eserden birkaç satır okudum onu da burada yazayım ve devam edeyim.

Seni istiyorum ve biliyorum
asla koynuma almayacağım
sen o aydın ve pırıl pırıl gökyüzüsün
ben bu kafeste bir tutsağım

(Yaralarım Aşktandır eserinden. Furuğ Ferruhzad)

İstemek güçlü bir duygudur hepimizde mevcut, bu mevcut olurken kim diyor acaba başka insanlarda var alanı al kendinde tut? Aslında bu mevcut insanları mutlu etmek için olsa bir komut, varırız gülümsemelerle benliğimize dair ne varsa desek unut. Koynumuza almayı çok isteriz lakin aşk bu ya bazen izin vermez az hasreti yaşa sonra belki olursa izin verirsem koynuna alırsın, elden ne gelir ki? Pırıl pırıl gönlümüzde parlayan aşkla devam ederiz sonrasında anılar arasında yolculuk ederiz, ister kendini aşk bahçesinde san istersen tutsak, ama ne olur bu güzelliğe bir bak, bak ta yan ufukta aşk ve şafak tüm güzelliğiyle seninle aydınlatırken kafeste olmak nedir ki insan bir ömür güzelliğiyle hapis kalmayı neden istemez ki? İster elbette aşkla o güzellikle…

 

Biraz konunun dışına çıktımsa da az diğer yoldaki güzelliğe uğramak gerek, ah bu uğramak bazen uğurlamağa gider ki, zordur bir sevdiğini uğurlamak, gitmesine mani olamamak, dünya bu imtihandır katlanmak gerek. Bazen bazı şeyler açıklanmaz, açıklansa da kabul etmesi zordur. Mademki bir noktadan bir noktaya yürüyoruz yani doğumla ölüm arasında ne çıkarsa bahtımıza sabırla katlanmak görevimiz. Aslında ödevimiz olan insanlık ödevine gönül kırmama ödevine kadir kıymet bilme ödevine iyi çalışmış olsak hiçbir sıkıntı çıkmayacak. İç dünyamıza kattığımız kokuşmuş kalıntı, saplantı, hep bana Rabbena benim olsun kirliliğiyle, yok olan birliğimizin eksikliğiyle olanlar oluyor ve çekmek zorundayız. Bu konuda yazan dostum Rüstem Bırakmasana eserine göz atalım.

1-Saplantılarımızın saplanan sapı

2-Saplantılarımızın sonucunda açılmayan kapı

İkinci eserinden bir kaç alıntı ile devam edelim.

Saplantı, düşünceye fikre izin almadan saplana zehirli bir oktur! Bu ok saplandıktan sonra çıkarma lüksümüz yoktur. Herkes buna ayrı bir yolculuktur dese de bunun sonu uçurumda yok oluştur. İnsan değişik fikirleri akıl fikir duygu süzgecinde geçirmeden değişiklik sanarak, onu kucaklayarak sonunda ağlayarak terk etmesidir ki, bu ağlamayı sadece kendisi duymaktadır. Şimdi bazıları diyecek ki kapı aralıktı içeri girdi, kovala o zaman anla ki bu yanlışlıktı. Ah bende çok saplandım saplanmadım değil, kaçtıkça saplandım anlamadım, anlamadıkça saplandım yolda kaldım. Rabbim hep yanımdaydı ben saplandıkça çıkardı, kor alevlerde ben yandıkça Rabbim rahmetiyle söndürdü… Yani bazen kaçınılmaz oluyor lakin kurtulması zor olsa da anlaşılmaz değil insan anlıyor.

 

Muhteşem tespitler.

 

Mehmet Aluç


( Çok Derin Bir Konu. -5- başlıklı yazı kul mehmet tarafından 21.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu