Yürek radarım…
Mevsimlerden nedamet ve aşkın ufkuna
yağan nur misali az evvel sakince içtiğim çayın ardından demlendiğim günün
yükünü hafifletmek adına kalemime ve boş sayfaya sığındığım.
Nüktem.
Nutkum.
Ruhum.
Pervasız yüreğim.
Şen mizacım.
Öykündüğümse yine kendim.
Ve ritmi varlığımın, rakımı
yalnızlığın bense rakamlardan seyyah cümlelere seğirtiyorum.
İklimlerden belirsizlik.
Aşklardansa İlahi.
Arşınladığım yerküre uçuşan
kanatlarım ve zifiri gecenin bense bir fincan kahvede yüzüyorum elbet acı elbet
acıtan elbet açısı olmayan duygularım kafein yüklenmiş kanımda coşku içimde
sarkaç dışımda kuyu yüzümde ise mahzun bir gülüş.
Hicabın karekökü ve iblisin çatlamış
ar damarı.
Ziynet bildiğim elbet kadife yüreğim
içinde saklı kâinat bense Yaratana âşık bense zevcesiyim kalemin damıyım diğer
mizacımın demiyim dünyanın deniyim masumiyetin derli toplu sözcüklerim ve
fıtratımı Rabbim iken bahşeden.
Bir öyküm yok benim binlercesi
mevcut.
Öykündüğüm bir Allah’ın kulu yok ya
da rol model aldığım asla da rol yapmadığım bir hayatı idame ettirirken
mizacımdaki sarkaç ve işte şakıyorum gecenin peçesinden firar edip…
Ah, sözcüklerin perçemine konuyorum.
Konum atıyorum omzumdaki meleklere ve
onlar bana gülümsüyor az evvel gök gürledi ve biliyorum da Allah’ın sopasının
olup olmadığını bazen mazimi düşünüyorum bazen içine düştüğüm ateşi harlıyorum
bazen içim kıyılıyor bense sözcüklerimle ve emşrebimle ve sevdalı yüreğimle
kıyama duruyorum.
Bir dip notsa yazılar.
Ön sözü yoksa ömrün son sözü
söylemeye de henüz vakit varken ve altına imzamı attığım o devasa kuyruklu
pelerinli akit bense pelüş bir oyuncak diliyorum Tanrıdan ve odam tıklım tıklım
onlarla bazense onluk desteler ve yüzlerce kitabın ağırlığının altında
ezilirken biliyorum da okumanın verdiği rehavetle yazmaya baş koyduğum şu son
on yılıma b/akıyorum da…
Yüreğim kodaman.
Yüreğim kulvarında tek.
Yüreğim ağzımda.
Yüreğim mabedim.
Yüreğim asaletim.
Yüreğim dik yokuşum.
Yüreğim farklı kılan beni.
Yüreğim seccadem.
Yüreğim asla yüksünmediğim.
Saf yüreğim ve saf tuttuğum.
Safinaz belki de peşime düşen bense
peşindeyim güzelliğin ve beni güzel kılan yüreğimin güzelliği…
Ne yani, yalan mı?
Bir ömür sevmeyi şiar edinmiş
dünyanın gelmiş geçmiş en mazlum masum yüreği benimki elbet Rabbim bahşeden
bense baş koymuşken sevgiye.
Asil bir rüzgârım ben.
Bazen takla atan bir kuşum.
Konduğum gök kubbe ve pervazı yürek
penceremin ve annemden öğrendiklerim onun öğretileri bana sunumu ve Rabbimi ilk
ondan öğrendiğim ve ilk olarak Rabbimi ve annemi sevdiğim.
Yüreğimin kodaman kanatları var.
Yüreğimin dinmeyen efkârı var.
Mazlum olmayı ben dilemedim ama
mademki payıma düşen ve hüzünlü yüreğim elbet tek kabul gördüğüm Rabbin
nezdinde iyi bir kul olmanın fazileti iken ihlasla sevdiğim ve yaşadığım.
Yasadığım ve yeşerdiğim ve
yüksünmeden yaşadığım.
Bir öyküm varsa onun da alt dalları
var ve öznem sevgi yüklemim sevmek ve içimde içtimada binlerce duygu ve cümle
hararetle sevdiğim ve yazdığım ve kaybettiğim zamanı telafi etmek adına
yüreğimi nihayetinde kendime ve içimdeki çocuğa açtığım.
Mümin olmanın verdiği huzur.
Muhalif olmanın verdiği hararet.
Muadili olduğum duygular ve sektiğim
gök kubbe ve işte bir kuşa dönüştüm ve rehavetle yaşayanlara bakıyorum da bir
de gıybeti mesken edinmişler ve işte uzağındayım kötünün karanlığın ve konduğum
kara gece lakin feri sönmemiş günün ve sevginin ve işte inancın verdiği huzura
dönük yüzüm.
Ne çok zebani yaslı çevremde.
Bir alt katımda bir üst katımda ve
damımda ve bodrumda ve devasa kehanetler sürüyorlar önüme oysaki ben kâhinlerden
haz etmem karanlık ruhlardan hep uzak dururum ve tek düştüğüm t/uzak aşkın beni
çağıran sesi.
Ağıtlar yakıyor yaşlı kadın.
Bir diğeri ah ediyor.
Bir şairse: ahlat ağacından
bahsediyor.
Bir diğeri kendinin boşluğa
bırakıyor.
Ne Didem Madak ne Nilgün Marmara ne
de Huzursuzluğun kitabında saklı Pessoa…
Ben nerede mi saklıyım?
Elbet içimde elbet dışımda.
Ben aşkın rahmindeyim ve ben aşk iken
merkezi evrenin teşrif eden geceye göz kırpıyorum ve İlahi Aydınlık ve İlahi Rüzgâr
beni asla terk etmiyor.
Teğet geçen acılar var ve açılar…
Adlandıramadığım insanlar var
uzağımda ama kulağıma gelen fısıltıları ve alaylı gülüşleri tek ses etmiyorum
sadece Rabbime sığınıyorum.
Tek acı çeken ben değilim.
Acılarını paylaşıyorum savaştan kaçan
çocukların ve dualarımızda buluşuyoruz dinleri ne olursa olsun ben aşkla
özgürlüğü diliyorum dünya barışı adına sitem ediyor koltuk sahiplerine uzak
ülkelerin acısını içimde yaşıyorum ama tüm mazlumlara tüm iyi yüreklere yakınım
beni yakın addedilense insanlığın ortak paydasııı.
Milyonlarca insan göç ediyor
memleketinden.
Daha çoğa sahip olmanın hayalini
kuranlar yüzünden insanlar ölüyor ve acı çekiyor.
Cennet ülkeme aşığım.
Kaşığıma çıkan sevgi ve vatan aşkı.
Rahmetin dinginliğini ve kayıtsız
koşulsuz sevdiğim ve saydığım dünya ahalisi gel gör ki insanlık çoktan değer
kaybetmiş ve insan olmanın haletiruhiyesi ile iki elimi açıyorum göğe bakıp
terennümler tebessümler ve de yaşlar eşliğinde dua ediyorum.
İçim acımıyor kendi adıma.
Acımıyorum da kendime.
Açamıyorum bazen yüreğimi insanlara
ve konuyorum beyaz sayfanın tam da ortasına.
Hünkârım iken İlahi Aşk…
Hükümranlığında Rabbimin ve şerrinden
tüm canlıların sadece Rabbime sığınıyorum.
Afaki diyenler var çabama.
Hor görenler var içtenliğimi.
Haz etmeyenler var sevgimden.
Bense çıkarsız karşılıksız sevip
yaşıyorum ve yaşlarımı içime akıtıyorum en çok da dua ettiğimde.
Bir mevsimsen eğer…
Yürek iklimim hem bahar hem güz
Üzüldüğüm değil artık beni kamçılayan
huzura ve umuda kanat açıyorum ve sessizce büyütüyorum içimdeki ormanı.
Cennetimle yaşıyorum içimde cereyan
eden.
Cehennemi yaşatanlardan asla
çekinmiyorum çünkü İlahi Adalete duyduğum güven ve sevgi ve saygıyla asla
korkmuyorum yaşamaktan ve alnımın akıyla yaşıyor yazıyorum.
Ruhumdaki devasa liman aşkı
kürediğim.
Rotamdaki İlahi Rüzgâr beni farklı
diyarlara taşıyan.
İçimdeki huzur içimdeki karmaşa beni
bana sunan beni bana sevdiren o ışık ki gözüm kamaşıyor her andığımda.
Kanatlarımdaki mürekkep izi elbet
alnımın akına eşlik eden ve işte şiarı olduğum umut ve sevgi ve hayatımda hiç olmadığım
kadar mutluyum da tüm olup bitene rağmen ve rağbet ettiğim sadece döngünün
insanları huzura sürükleyeceği bir açılım ve başımı bir kez koymuşken Hakkın
yoluna ve işte sürüyorum sözcükleri sürdürüyorum hayal kurmayı ve gördüğüm
gerçekleri ancak böyle sindiriyorum.
Benim bir yüreğim var ki…
Yüreğim benim…
Yüreğim diyorum yüreğim bana yolumda
yürümemi buyuran…