1
Cengâver bir gülüşsünüz, bayım:
Bense sizle cenk ettiğim kadar varım
Bir o kadar yoksun kılındığım
Ömrün bohçasında saklı işli havlu
gibi
İçli yüreğimden etrafa yayılan
Kum misali kurulduğum hiçlik makamım
Elde varsa bir deste gül
Elinizden düşmek bilmedi gitti
hüzünlü iskambil
Kâğıtlarınız.
Her zar attığınızda
Zaaflarıma yenik düşüp peşinizde
Her zarf attığınızda
Ruhumdaki posta adresine
Bilemediğim o kadar çok duygu ki
revaçta
Çıtası yükselmekte git gide bu
sevdanın
Çelimsiz bir çocuk olmadım ben hem de
hiç
Şiar edindiğimdi sevgi ve içten bir
gülüş
Esen rüzgârın da farkında olmadığım
Emre amade yüreğimi altın tepside
size sunduğumsa
Değil asla akıl karı.
Yüzümün akıyla geldim
Yönsüz sözcüklerden kendime bir rota
edindim
İçtimada her daim varlığım ve yüreğim
Yufka misali yumuşak hamuru…
Gelin görün ki:
Mayanızda saklı bu aşkın itirazı
Bir edimde yazdıklarım
Ettiğim bir yeminse kadere karşı
koyamadığım
Edilgen bir gücüm belki de
Ve tepkisizliğiniz iken gücüme giden
Bense aşkın ve İlahi Varlığın peşinde
Manidar bir gün öykündüğüm…
Hani olur da bakarsınız ta gözlerimin
içine.
Mealim olsa ne ki hüzün?
Aldırmadığım bir isyan kabaran
yüreğim ve mizacımdan
Yansıyan
Sanmayın ki şiir yazmakla geçer ömrüm
Öyle ki:
Hayatımı aslında kendimi bildim
bileli
Hep şiirlerle örmüşüm.
Ben ki: aşkın fevri rüzgârı
Denk düşen hüzne ve şiire…
Ben ki: aşkın şah damarından da yakın
varlığı
İlahi Ateşle kutsanmış yüreğimde
saklı nice şiir ve nazire.
Ben ki:
Yazdığım kadar hayatın ve acıların
fermanı
Bir darağacı imiş ki yaşam:
Yaza yaza can bulduğum ve asla
sapmadığım rotam.
Üzgünüm, bayım
Ben bu kadarım.
Ne Peri Padişahının kızı ne de kadı
kızı
Asla algılayamadığım hızı
yalnızlığın.
Küstüğüm cihan
Kastığım kadar kanadığım değil asla
yalan.
Kaybolduğum şu sonsuzluğun minvalinde
Bilin ki: kazık kakacağım yazdıkça ve
acı çektikçe…
Yüzü suyu hürmetine kaderin, bayım:
Ben ki: efsunlu bir çiçeğim
Ya da suskun ve hüzünlü gün ışığı
Geceye erdikçe yazdıkça
Kendimden geçtiğim
Hayattan göçtüğüm
Olsa keşke yaşadıklarımın bir ilacı.
Varsa yoksa umut bazense çöken hüzün
O bulvar ki devindiğim
O bulut ki tünediğim
O umut ki ölüp dirildiğim
Bir günün güleç yüzüne ektiğim
Mevsimden dökülen polenler gibi…
Nazımı niyazıma katık ettiğim
Ve de tahmin etmediğim kadar sevmeyi
ilke edindiğim.
Aşkın rüzgârında şiarımsınız
Şakıyan ruhumdan firar eden nazlı bir
şarkısınız
Yalnızlığın ve sevdamın fukara
varlığı
Cezbedense asil ve vakur duruşunuz
Kem küm etmeden sevebilsem keşke ben
Ne zamanki sizi düşünsem
Çözülür elim ayağım
Ya da karmaşığa varırım yürek benlik
nasıl da darmadağın
Bir umut ışığıdır güne eşlik eden.
Gözlerimdeki yası da aşkı da saklı
tutar evren
Hele ki bu şiirlerim de olmasa, bayım
Yandığım kadar yakardığım Rabbe
sunduğum ferman
Maliki olduğum bir aşk ki
Künyesinde özlem yazan ikbali
Delen bir ışık ki:
Kat izinde saklıyım aşkın
Ve de vebali boynuna bilinmezin
Varsa yoksa sükûn dileyen bir fani
Sonsuzluğun İlahında saklı yüreğin
firarı
Haraç mezat sevmedim hem ben sizi.
Ansızın hâsıl olan bir tutku bir
coşku
Tutulsa da nutku bu benliğin
Şiirlerimdir dile gelen dile getiren
Ah, şu şiirler de olmasa
Yazılır mıydım ben size günbegün
Büyüyen bir ateşin tek kıvılcımı bile
yeter
Şakımaya sunmaya bu aşkı kalem elbet
ilk günden razı
Hem beni sizi Allah rızası için
sevdim…