Kişi köleci öğreti içinde DEMOKRASİYİ lütuf
sunan yanılsama içindeydi. Demokrasi yöneten siyasi güce ve mülkün sahiplerine
karşı eşit haklar taşımanın kolektif bilinç ağırlığıdır. Oysa mülk sahibi
olmanın varlığı zaten denkleşmezdi.
Demokrasi bozulan kolektif
dengeler nedenle doğan bir istemdir. Düzenli kolektif dengelerin sonucu
olmamakla ifade sanaldır. Bozulan kolektif dengelerin ihyasına göre bir
uygulama olurken de somuttu. EL İRADESİ İÇİNDE MÜLK SAHİPLİĞİNİ KABUL EDEN NEGATİF
ÖZELLEŞTİRME İÇİNDE EL ADALETİ İLE DENKLİĞİ İSTEMEK DE SANALIN SANALIYDI.
Demokratik ve lütuf gibi düşünceci
ağırlık sanalın sanalı olan varsayımsal bir ağırlıktır. Kendisini doğuran
dengesizlikler içinde öyle kabul edilmiş bir etki ağırlıktır. Oysa kolektif
yapılar içindeki üreten “etki sel ağırlık” kolektifti. Herkese göre herkesin
yeteneğine göre olmakla paydaşlıydı. Bileşimle kendilikten bir etki ağırlıktı.
Demokrasi kendilikten bir etki ağırlık değil, bilişseldir.
Kolektif yapılardaki etkisel
ağırlık ve köleci sistemdeki demokratik etkili ağırlığının her ikisi de yapının
kendi inşa temelinden kaynaklanan “zorunlu ve bağıl olan yansımalardan
kaynaklanan tutumlardı”.
Şu farkla ki kolektif yapılar;
paylaşma, yardımlaşma, dayanışma sağlaması gibi dıştan kolektif eylemlerin iniş
aşağı enerji durumuydular. Kişiler iniş
aşağı olan etki alanı içinde girişirler. Ve kolektif yapılar inşaca yapısalcı katılımın
ağırlık ortamını oluşurlar.
Demokratik etki ise kimi kişilerin
kendi bencilliğini kolektif yararın üstüne taşıması karşısında, kolektif alan
içinde edinilen kolektif bencilliğin kıyasından doğar. Fark kıyas demokrasi
olarak tanımlanıp göz önüne getirilir.
Kolektif bencillik kolektif
yararı gözetmekle kolektif ağırlığın içindedir. Kişisel yarar (bencillik) kişi
kaynaklıdır. Hayatta kalma ilkesidir. Kişisel yarar kolektif alan içinde El öğretisi,
El adaleti, El takdiri lütuf veya Kayra olarak dile getirilen sahteciliktir.
Kişisi yarar denen bencillik kolektif
alan içinde kolektif etki ile özgecil olmuştu. Özgecil düşünce, kişisel
bencilliğin kolektif olmuş halidir. Kolektif alan herkese göredir. Kişiler
uyartımlı kolektif ortam salınımlı istemler, birer dalgasal özellik olmaları nedeniyle
farklı farklı bir dalga boyu ve farklı farklı bir dalga genliğine sahiptirler.
Dalga boyu ve dalga yüksekliği her
bir kişilerin istek ve kişilerin ihtiyaçları kadar farklarla olmakla
çeşitlilikti. Bu nedenle kolektif alan bu
tür “farklar ortalaması” olan bir genellikle kolektif osilasyonla kolektif
salınımlıdır. Yani kolektif etki
ortalamaya göre bir dalga ya da salınım hareketidir.
Özgecilik osilasyonları veren bileşenli
ortam kolektif alanlı olmakla beraber yine kişi ve kişilerin yararını gözeten “temel
ihtiyaç karşılanmalı, ortalamalardan oluşur”.
Bu nedenle kolektif inşanın
temelinde ortalamaları oluşturmakla matematik vardır. Dinamik vardır. Ortalama
osilasyonlarla statik vardır. Daha
kolektif inşa başlarken “yalıtıma oluş matematiğe dayanır”.
Başlangıç koşulu içinde yalıtımı
gerektiren matematik neydi? Merkezle iletiş ilebilir, merkezle ulaşılabilir bir
mesafe içindeki bir çevre kaynağının belli sayıdaki nüfusa yeter oranda olma
fark koşulu bu matematikti.
Kaynaklar ne? Kaynaklar ne kadar
sayıda? Kaynaklar ne kadar kişilere ne miktar ihtiyaçla ve ne nicelikle bir yeteneğin
karşılanacağı sayısal (dijital) bir matematik kolektif alanın hem değişken
dinamiğiydi. Hem kolektif statiği olan zorunlu bir matematikti. İnşacılar matematiği
bilmeseler de bu belirsiz yansımalar içinde matematik kendi varlığını dayatırken
“kolektif inşanın temeli bire bir eşletmelerle matematikti”.