Ortaçağda batı ülkelerinde, Katolikliğin katı
inançlarına karşı gelenleri sapkın sayarak cezalandırmak için kilise
mahkemeleridir engizisyon. Hristiyanlıktan dönen, dini esaslara başkaldıran,
kısmen Yahudilere ve Hristiyanlaşmış Yahudiler… Engizisyon mahkemelerinde
yargılanmıştır. Ve yargılananlar akıl almaz, insanlık dışı uygulamalarla
karşılaşır…
Yargılama sonunda ateşle yakarak ölüm, hapis,
kamçılama, küçük düşürme gibi cezalar verilir; aklananların ise mallarına el konulurmuş.
İnsanlar tarafından insanlara ölüm cezası verilmesi tüm zamanlar için acıdır...
Hele ölüm eylemini büyük işkencelerle gerçekleştirilmesi, mahkûmların kazığa
bağlanarak tutuşturulan ateşte kalabalıkların karşısında infaz edilmesi insanlıkla
nasıl bağlaştırılabilmiş?! Ve “cadı avcılığı” :
“Avrupa’da
üç asır boyunca süren ve çoğu kadın birçok insanın ölümüyle sonuçlanan “cadı
avcılığı” konu edilmiştir. İlk kez Ortaçağ döneminde kadınlara yönelik cadılık
iddiaları ortaya atılmış ve devamında Hıristiyan kilisesinin batıl
inançlarından beslenen ve zamanla sapkın bir teolojik fikre dönüşen cadı avları
başlamıştır. Cadı avlarının ilk kurbanları ebeler ve şifacı kadınlar olmuş,
bitkileri çok iyi tanıyan bu kadınların, hatta zaman zaman erkekler ve
çocukların dahi, büyücü oldukları iddia edilmiş ve bu insanlar tek bir ihbar
ile tutuklanarak çeşitli işkencelere maruz kalmışlardır. Çalışmanın amacı
tutuklama sürecindeki sorgulama ve işkence şekillerinin yanı sıra kadınlara
uygulanan insanlık dışı cadı deneylerinin de ayrıntılı bir şekilde incelenerek,
“Maleus Maleficarum” ve “Cautio Criminalis” gibi kaynakların ışığında kadınları
cadılaştıran asıl nedenin işkence olduğunu gösterebilmektedir. Anahtar
Kelimeler: Cadı Avcılığı, İşkence, Maleus Maleficarum, Cautio Criminalis
Abstract Wit”
İşte
Hristiyan Katolik anlayışı, kilise mahkemelerinin aydınlanma öncesi batıda
halklara uygulanan ceza ve uygulamaları.
Oysa
dinlerin biricik işlevi insanlara, kardeşliği, dostluğu, iyi ilişkileri vaaz
etme benzeri işlevi var. Ve Hristiyanların peygamberi Hz. İsa: ZEYTİNLİK DAĞI’NDA yaptığı ünlü vaazda İsa peygamber
şöyle demişti: “Kötülük yapana karşı koyma; sağ yanağına vurana öbür yanağını
da çevir” (Matta
5:39).
Engizisyonda
sadece sıradan, işinde gücünde çalışan insanlar yargılanmaz. Bilim insanları da
kilisenin uyguladığı akıl dışı yargılama ve cezalandırmadan nasiplenmiştir.
Galileo Galilei, uzayla ilgili çalışmaları sonucu Dünya’nın Güneş çevresinde
döndüğünü ispat eder. Gerçekliği yadsınamayan bu sav kilise öğretisine tamamen
zıttır. Bilindiği gibi mahkeme Galileo’yu ölüme mahkûm eder. Ünlü bilim insanı
yaşlıdır. Dostlarının ısrarı üzerine görüşünü değiştirir, özür diler. Öylece
idamdan canını kurtarır.
Hele
Giordano Bruno adlı kozmoloji teorisyeninin akıbeti içler acısıdır. İnsanlığın
gelişmesine öncülük eden bu büyük insan meydanda yakılır. Günümüzde ise Bruno’nun
İtalya’da heykeli dikilmiştir.
Engizisyon mahkemeleri XIII. yy ile XVIII.
Yüzyılları arasında faaliyet göstermiş. Ve batılılar, bin sekiz yüzlerin ilk
çeyreğinde kilise mahkemelerinin gazabından azat olmuş.
Biz de ise maalesef günümüzde kadın
cinayetleri gün gün artarak devam etmektedir. Yurdumuzun bazı bölgelerinde
kadınlarımıza uygulanan töre cinayetleri de yaşanmakta. Acıdır…
Avrupa
Rönesans ve Reforum hareketleri, matbaanın bulunması… olaylar ve gelişmelerle
aydınlanma yaşadı. Bilimi önceleyerek eğitim yapan üniversitelere kavuştu
Avrupalı ve batı. Bilim insanları yetişti. Halk eğitildi nitelikli eğitim
sistemleriyle. İnsanlar yurttaş olmanın bilincine erdi; görev ve
sorumluluklarını öğrendi. Çokça kitaplar basıldı. Ve kanunlar bireyin
toplumdaki ekonomik durumuna ve statüsüne bakmadan herkese eşit uygulanır oldu.
Kısaca Berlin’de hâkimlerin olduğu Prusya kralına da anımsatıldı…
Bize
ise matbaa icat edildikten yıllar sonra geldi. Beyinleri aydınlanmasında önemli
bu aracı yıllarca gayrimüslimler kullandı. Sözün özü ülkemizde de nitelikli,
çağdaş yöntemlere uygun eğitim-öğretim programlarıyla insanımızı eğitirsek töre
ve kadın cinayetlerinin ne kadar insanlık dışı eylemler olduğunu
içselleştirecek kuşaklar yetiştirir. Böylece öldürülenlerin yakınlarına ve
sağduyu sahibi insanımıza büyük acılar veren olayları en aza indirmek olanağına
kavuşuruz.