Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 15.08.2024
Okunma Sayısı : 309
Yorum Sayısı : 5
Çarşamba Günü Okunan Cuma Hutbesi


HİLAFET-HAİM NAHUM- VEHBİ KOÇ VE...4. BÖLÜM-

On gün önce Balıkesir'de ( 7 Şubat 1923 ) '' Halifelik ve Hilafet Şerefimizdir '' Diyen Mustafa Kemal Paşa on gün sonra ( 17 Şubat 1923 ) ne olmuştu da İzmir'de '' Halifelik ve Hilafet bu millet için beladır.'' Demişti?

Peki gerçekten de demiş miydi bu sözleri?

Sorunun cevabına geçmeden önce hemen belirtelim: Lozan görüşmeleri 4 Şubat 1923 Tarihi itibariyle kesilmişti. Lozan'daki heyet de Türkiye'ye dönmüştü. Tabii ki Hayim Nahum da...

Hayim Nahum'un 23 Nisan 1923'de tekrar başlayan II. Lozan görüşmelerinde yer almadığını da antiparantez belirtelim.

Peki Haim Nahum 20 Kasım 1922- 4 Şubat 1923 Tarihleri arasında süren Lozan görüşmelerinde halifeliğin kaldırılması konusunu pazarlık konusu yatırmış mıydı?

% 100 Evet diyebileceğimiz bir belge yok. Ancak çok ciddi şüpheler olduğu kesin.

Mesela TBMM Başkanı Rauf Orbay, Aynen şöyle diyor:

"İsmet Paşa, anlaşıldığına göre, Lozan'da İngilizlerle bir çeşit gizli arabuluculuk rolü oynayan İstanbul Yahudi Hahambaşı Haim Naum Efendi’nin telkinleriyle, Hilâfetin artık ne şekilde olursa olsun Türkiye'de devamına müsaade edilmeyip, derhal kaldırılması fikrini tamamıyla benimsemiş bulunuyordu." (Feridun Kandemir, Hatıraları ve Söyleyemedikleri ile Rauf Orbay: Sa 96)

Bizzat Lozan Görüşmelerinin içinde ikinci murahhas olarak bulunan, Sağlık Bakanı Rıza Nur da Hayim Nahum'un İngilizlerle halifeliğin kaldırılması hususunda pazarlık yaptığını yazmıştı '' Hayatım ve Hatıratım'' adlı eserinde.

Uzun uzun yazmaya gerek var mı bilmem. Rıza Nur, Lozan'da İsmet Paşa'nın adeta sağ kolu olan bir Hayim Nahum'dan, bu Hayim Nahum'un Paris'te neşredilen bir gazeteye '' İsmet Paşa benim sözümden çıkmaz '' dediğinden bahseder.

Rıza Nur'a göre İsmet Paşa, Halifeliğin kaldırılacağı sözünü verse İngilizler pek çok şartımızı ( özellikle kapitülasyonların kaldırılmasını ) kabul edeceklerdir ama İsmet Paşa '' tamam, halifeliği kaldırabiliriz'' sözü vermeye yetkili değildir.

*****

Lozan'da kıyametler koparken Mustafa Kemal nerededir?

14 Ocak günü çıktığı yurt gezisindedir.

16 -17 Ocak 1923'de İzmit'tedir mesela.

İzmit'te çok ilginç bir soru gelir kendisine

17 Ocak'ta, Mustafa Kemal'in İstanbul gazetecileriyle yaptığı şöyle bir konuşma geçmiştir:

Kılıçzade Hakkı Bey : - Paşa Hazretleri, yeni hükümetin dini olacak mı?


Gazi Paşa : - Vardır, efendim. İslam dinidir. İslam dini Hürriyet-i efkara maliktir. ( İslam Dini Fikir Hürriyetine Sahiptir )


Hakkı Bey: - Yani hükümet bir din ile tedeyyün edecek mi?( Bir dine bağlanacak mı )


Gazi Paşa : - Edecek mi etmeyecek mi bilemem... Bugün mevcut olan kanunlarda aksine bir şey yoktur. Millet dinsiz değildir. Mütedeyyindir ve dini, dini İslam'dır.


[ Mustafa Kemal, Nutukta böyle bi konuşma yapmak zorunda kaldığından duyduğu rahatsızlığı dile getirmekten çekinmemiştir. ]

27 Ocak'ta İzmir'de - bu gezisi sırasında vefat eden - Annesinin mezarını ziyaret etti,

29 Ocakta da Latife Uşşakizade Hanımla evlendi.

5 Şubat 1923'te İzmir'den hareketle önce Akhisar'a geldi. Buradan Kırkağaç ve Soma'ya geçti. 6 Şubat 1923'de Balıkesir'deydi. 7 Şubat 1923 Çarşamba günü öğlen namazını müteakip okunan mevlidden sonra minbere çıktı o meşhur Cuma hutbesini(!) okudu.

'' Çarşamba günü Cuma hutbesi mi olurmuş?'' diye sormayın. Bu ilkede Cuma namazını evde kılan var, Cuma namazını kıldıktan sonra her satırı yobazlık kokan hutbeyi dinlememek için camiden çıkan var, var oğlu var. Bu kadar acayipliğin olduğu bir ülkede Çarşamba günü Cuma hutbesi okunması hiç de şaşılacak bir şey değildir. ( Bilmeyenler için yazalım: Hutbe, Cuma namazı dediğimiz iki rekat namazdan önce okunur. )

Bu nutuk maalesef bugün üstelik de Zağanos Paşa Camiinin duvarındaki kitabede bile '' Balıkesir Hutbesi '' diye millete tanıtılmaktadır. .

Neyse... Bu kısım teferruat diyelim. Zaten artık neredeyse herkes biliyor bunun bir Cuma Hutbesi olmadığını.

Mustafa Kemal bu nutukta ne diyor?

Onu da biliyoruz

'' Ey Millet ! Allah birdir, şânı büyüktür '' Diye başladığı nutkunu '' ''Benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim'' Cümlesiyle bitiriyor.

Bu nutkun içinde halifelikle ilgili bir şey var mı? Yok. Tek kelime yok.

''Eee o zaman nereden çıkarıyorsun Mustafa Kemal'in Balıkesir'de 7 Şubat 1923'de '' Halifelik Şerefimizdir'' Dediğini?''

Mesela hiç merak eden oldu mu? Hani Atatürk, Balıkesir Nutkunun sonunda '' Bana istediğinizi sorabilirsiniz '' Demişti ya, peki soru soran olmuş mu?

Gerçekten de Atatürk'e soru soran olmuş mu Balıkesir nutkundan sonra?

Olmuş... Atatürk de uzun uzun cevap vermiş.

Peki hutbeyi ( nutku ) ezbere bilen bizler halkın bu nutuktan sonra Atatürk'e neleri sorduğunu, Atatürk'ün ne cevap verdiğini biliyor muyuz? Hayır.

Neden bilmiyoruz peki?

Gerçekten de neden bilmiyoruz?

Biz başka ne biliyoruz?

Atatürk'ün başına sarığı, sırtına cübbeyi geçirerek o hutbeyi okuduğunu. Neden böyle yapmış peki? Çok dindar olduğundan tabii ki. İstediğin kadar yırtın '' Külliyen yalan, o fotoğraf fotomontaj '' diye .

Neyse... Devam edeceğiz Balıkesir'de Millet Atatürk'e ne sordu o ne cevap verdi konusu ile..

( Çarşamba Günü Okunan Cuma Hutbesi başlıklı yazı Sami Biber tarafından 15.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu