Yine gün doğdu gece yalpalayarak gitti
Yine gün doğdu gece yalpalayarak gitti
Ta ufuktan ağlama sesleri güne gelir
Ne güzel dertleşirdik sanma bu vuslat bitti
Döner dolaşır o yar akşama yine gelir.
Her derdimin üstünü siyah tülle örtünce
Koyu muhabbet başlar fecre denk uzar gider
O, bir anlık saadet birdenbire dürtünce
Hicranımın hepsini kederle çizer gider.
Siyah siyah benekler umut aşılar bana
Her noktada kaybolur çileden bir nebzecik
İçerim o kaseden bir anda kana kana
Kıpkızıl dert şarabı olur şurub-u kızılcık.
Kimse beni anlamaz bir tek o dinler beni
Söylerim her derdimi şiir olur dillere
Her taraftan sarınca şu çelimsiz bedeni
Bırakırım kendimi o vefalı kollara.
“Geceler yarim oldu” Der içli bir ses şurda
Bulutlar birden bire üzerime dökülür
İki nefes arası durup kalmışım darda
Her gece şu bağrımdan sanki bir şey sökülür.
Siyah tülünü çeker üstüme katmer katmer
Kulağıma bir ninni fısıldar ki derinden
Çile çile göğsüne bastırır başım gömer
Bir yel eser ki şöyle serinden mi serinden.
Dökülen şu gözyaşı geceye bir ses olur
Yankılanır mehtapta yayılır çığlık çığlık
Her katresi sıcacık tatlı bir nefes olur
Birden damlar geceye yayılır ılık ılık..
Sanma ki o geceler karanlıkta ses vermez
Bir teselli ki harfsiz satır satır yazılır
Kim demiş o geceler gönül haneme girmez
Her çilemin üstüne bir yenisi kazılır.
Nereye vefalı dost sakın bırakma beni
Sen olmadan kim tutar şu soğuk ellerimden
Sar sarmala renginle şu somsoğuk bedeni
Yaprak yaprak dökülsün o hüznün güllerimden
Yine sabah olacak sokaklar bana ketum
Haykırsam da derdimi anlamazlar dilimden
O simsiyah geceler... Onlar benim sır kutum
Çevirmeyin a dostlar şu aşina yolumdan.
Nuri Baş