Üst üste okuduğum değerli
şiirlerinden sonra değerli hocalarımın ve de Sayın Âdem Hocamın şiirine nazire
bir şiir de benden gelsin…
Sürçü lisan ettimse af ola…
Hangi iklimin ferisin söyle?
Hangisisin?
Gözlerinden geçmek ne ki?
İçimden geçen güvercinin
Getireceği postada mı saklı yoksa
Mutluluğa duyduğum özlem?
Rengi olmayan bir kış bıraktım
arkamda:
En çok da kış kışlayan rüzgârın
savurduğu
Bir tebessüm diktim ben
İçimdeki kuşağa sarılı bir özne iken
Bilemediğim de g/izlendiğimi
Belki de bu yüzden kaçtım günbegün:
Gözlerimi kaçırdığım aşk ve matem
Hangi düşün kâbusu oldum da
Metanet dilediğim evrenden
Soyutlanan bir renktim ben?
Asılı kaldığım değil
Yüreğimi aşan beyit beyit…
Beylik bir öfke değil bu asla
Rengin de aşikâr olduğu bir gök
kuşağı hiç değil
Kükreyen acılarım sızarken
Sızlandığıma sadece Allah şahit
Yine de dillendiriyorum zaman zaman
Patavatsızca sevmenin neresi yanlış
hem?
İçlendiğim dert değil
Dışlandığımsa en can yakan
Canım çıksa da çıkmıyor işte huyum.
Pejmürde ruhum ve zaman zaman
İçine dolup taşan Nisan tasım
Kürediğim zemin ve meyyal iken
Kendime batırdığım dikenlerim
Bir çiçek olmanın nazı ve niyazından
Fazlası işte aşan boyumu kükreyen
Mevsimin çaputlarında salınan
Ufacık yüreğim
Gel gör ki içine sığan devasa evren…
Her kuşluk vakti uğurladığım
Derin çok derin bir sızı
B/ölündüğüm fazlasıyla aşikâr
Resmi olmayan şehrin de müdavimi
Sararan benzimden taşan
Yorgunluk ertesi yazmaya durduğum
Bir şiirden çok öte söylemediklerim
Nasıl ki saklı Allah katında
Makbul olan bir kul olmaktan
Başkası saklı değil işte yüreğimde.