Yarın belki umutlarımı alır götürür
diye bugün olmasını istiyorum, gönlümün denizinde umutlarım yosun bağlayarak
kaybolmasın istiyorum. Omuzlarımda bu yük ile yürürken, hafiften karşımda parıl
parıldayacak ,yeni hayatımın parlayarak doğmasını umarak yürürken, insanlar
sabahın bu erken vaktinde kepenkleri açarak, işlerinin başında üç beş kuruş
kazanmanın heyecanı içinde koşuştururken, bende karşıma çıkacak dünyamı
aydınlatacak sevgilim için koşuşturuyordum aslında.
Beni derinden sarsan yalnızlığımın
derinliklerinde çıkaracak, olan rahatsız edici bu hayatımı neşelendirecek odamı
aydınlığıyla aydınlık edecek diye düşünürken, belki de bugünde bulamayacağım bu
yalnızlığıma yavaş yavaş alışacağımın korkusu içimi sardı. İnsan zamanla alışır
diyorlar, içine işleyen bu sancılarına acılarına, odası eşyaları koltuklar
kararır, karanlık odasından ta ufka kadar kaplar sonrasında ucu bucağı olmayan
bu sıkıcı karanlık hayatına alışır diyorlar, ben alışmak istemiyorum. Şimdi bu
kadar karanlığı anlatarak sizleri sıkmak istemiyorum, bende anlamı olmayan
şeyin, sizlerde de anlam bulacağını sanmıyorum. Bizler karanlıklarıyla
yaşayanlar her gün sokakta karşılaşıyoruz, lakin karanlığımızdan sizi
göremiyoruz sizde beni göremiyorsunuz, artık aydınlık bir düşünce gönülle
yürümeliyiz birbirimizi fark etmek için. Sırtımızı soğuk beton duvarlara
yaslamak yerine, bizi sıcaklığıyla saracak bir kola Gönül’e sineye yaslayarak
yaşamak istiyoruz bunda yanılmıyorum değil mi? Umarım sizler bu sıcacık
kollarda ve gönüllerdesiniz, diye umuyorum. Yok, eğer benim gibi iseniz bana
bakarak sizde yola çıkarak, dünyanızı aydınlatacak olanı aramaya başlayın,
bulanlar arayanlardır biliyorsunuzdur. Karşımda ihtiyar bir amca dikiliyor.
-Merhaba evladım.
Diyerek selamlıyor, şaşırıyorum
hatta seviniyorum, aylardır hiç kimse ile konuşmayan ben bir merhaba ile
selamlanıyorum, sevinç içinde.
-Merhaba pamuk sakallı amcam,
merhaba, nasılsınız?
-İyi değilim evladım. Torunum çok
hasta, onu bugün hasta haneye götürecektim, sabah kalktım ki eve hırsız girmiş,
gerçi evde alacağı bir şey yokken, bugün hasta haneye gitmek için bakkaldan yüz
lira almıştım cebimden utanmaz rezil almış gitmiş. Polise gidecek vaktim yok,
kızımı hasta haneye götüreceğim bana yardım eder misin?