İman İle Bilinir-2-

İmanın Şartları Nelerdir, Kaç Tanedir? İmanın Şartı Kaçtır, Neden Bilinmesi  Gerekir?

İman Etmeden Önceki Bilmekle İman Ettikten Sonraki Bilmek

İman etmeden önceki şey sadece bilgili olmayı temsil ediyor. Lakin iman ettikten sonraki “Bilmek” gitmektir” bekleyen var ihtiyacı olan vardır diyerek,” Gelmektir, gitmektir, ulaşmaktır…” yalnız çaresiz kalmış olan vardır diye gitmektir. Sevmektir” karşılık beklemeden (Hucurat Süresi: Müminler yani iman edenler kardeştir…) bunu bilir ve karşılık beklemeden sever. Gülümsetmektir” Karşısında derdi olanın derdine koşarak mutlu etmek mutlu olmaktır. Bunu tam ifade edemesem de anlatamasam da bunu iman edenler çok iyi bilir ve bu anlatılmakla anlaşılmaz aşk gibi yaşayarak öğrenilir zevkine şuuruna varılır. Oysa dünyada onca gürültü patırtı kargaşa şaşkınlık var bunu yapmaya nasıl fırsat bulunuyor diyenler çıkacaktır. İman ederek bilen için bu sesler bir melodidir aşılması gereken engellerdir ve aşmalarıdır ve ulaşmalıdır fakir olana muhtaç olana onun için bir yük değil, Alemlerin Rabbinin emrine Alemlere Rahmet gül kokulu Resule itaattir emrine uymak beraber olmaktır, bunu hiçbir engel mâni olamaz, sadece engeller ve engeller imanla aşılır ve yok edilir.

Dünyaya Kulak Verirsen Duyamazsın, Alemlerin Rabbinin Sözüne Kulak Verişen Duyarsın Koşarsın Varırsın İşte “Bilmek İmanla Bilmek Budur.

Dünyaya kulak verirsen duyamazsın, Alemlerin Rabbinin sözüne kulak verişen duyarsın koşarsın varırsın işte “Bilmek imanla bilmek budur. Bunun en doğru olanını Alemlerin Rabbi Alemlere Rahmet gül kokulu Resulümüz ile bildirdiği için doğrudur bilmektir tartışılmazdır anında kabuldür. Bu bilmek sadece yaşadığı coğrafyayı kapsamaz cihanı kapsar bunu bilen ecdat Osmanlı tüm cihanı kuşatırken zalimlerin bu bilmeyi, sadece kendi kazancı için bilmek olduğunu zorla dayatma ile oyunlar ile dayattığını bilerek, yürümüş varmış kavuşmuş ve yok etmiştir. Alemlere Rahmet ve gül kokulu Resul ve ashapta aynı şekilde yola çıkmış varmış ulaşmış ve onlardan ecdada ecdattan da bize İman ederek “bilmek” adına kalmıştır.

 

Sen Verdikçe Gereksiz Yere Veriyorsun Derler

Şimdi kendi çıkarı için batı ve uşakları ve içimizdeki satılmışlar bunu bildikleri için kuduruyorlar aynı Ebu Cehil ve aveneleri gibi. Onlara göre kazanmak kazanmayı bilmek kendilerine has olmalı! Kendilerinin dostlarını dedikleri aç kurtların dışındakiler, kendilerine çalışan kazandıklarıyla bir verip on aldıkları birer köle sandıkları için iman edenlerin bu” Bilmek” adına bilmelerini bu yönde adımlar atarak kendilerini yok etmeyi sevmediklerinde, nifak tohumları yalanla içimizde satın aldıkları insanlarla kandırarak bu yolda olana iftiralar atarak ortadan kaldırmayı seçerler. Bu uğurda milyar doları harcar, bir fakirin iki lirasına da utanmadan şerefsizce göz dikerler! İşte Bilmek işte iman ettikten sonra “BİLMEK” arasındaki farkı anlamı manayı değeri hassasiyeti görebiliyor musunuz? Görüyor ve hissediyorsanız “imanla bilenlerdesiniz” yok anlamıyorsanız o zaman sadece” bilen öğrenmiş olan” bildiği öğrendiği ile hareket etmeden sadece kendisi için yaşayan kazancı olmayan yani gerçek kazanç gitmeden öteye göndermek olanı göndermeden kendisi için harcayan içi boş anlamsız manasız kişisiniz demektir. Görebiliyor muşunu ne heybetli bir bilmek bu?

 

Yoksa ihtiyacından fazla ev alarak içini süsleyerek sahip olmak kazanmak değildir fazladan israftır arzu ve hislerine dünyanın ve şeytanın nefsin fısıltılarına yenik düşerek kaybetmektir. İşte Alemlerin Rabbi ve gül kokulu Peygamber buna istinaden bilmeyi kazanırken kazanmayı verirken kazanıp kazanan olmamızı istemektedir. Zaten veren Alemlerin Rabbi Allah C.C. Benim verdiğimi de ihtiyacı olana verin diyende Alemlerin Rabbi Allah C.C. Öyle ise bizim diyerek ben emek verdim alın teri döktüm diyerek kasalara saklamak nedir ki? Alemlerin Rabbi senide sakat doğmana vesile olur, sana verdiği fırsatı başkasına verir senide o duruma sokardı mutlak güç ve kudreti ile, işte burada az düşünmek tefekkürler kalmak gerekir ki buda ancak” İman ile bilmekle” olur başka olmaz.


Mehmet Aluç



( İman İle Bilinir-2- başlıklı yazı kul mehmet tarafından 28.12.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu