Düşünebiliyor
Musunuz?
Düşünebiliyor
musunuz? Nasılda acılar son buluyor! Yoksulluklar yok oluyor! Gözyaşları nasıl
merhametin pamuk elleriyle siliniyor! Gülenleri gülümsetmeyenlere rağmen
gülümsemeyenler nasılda ahenk içinde gülümsüyor! Allahu Ekber… Bu gülümsemeler
acılar mevsim geçişleriyle son bulmuyor, zalimlerin sonunu getiren Müslüman
“İman ederek bilen” var oldukça hep devam ediyor. Bir günlük değil bir
ömürlüktür! Nasılda aramıza nifakla boşlukları açarak boşluk bırakanlar,
kardeşliği dostluğu yardım etmemeyi, boşlukla arasında unutturanlara karşı
çıkarak boşluğu “hoşlukla” doldurmasındaki gül kokusunu cennet kokusunu
alabiliyor musunuz acaba? Bunun tarifini ancak iman verir Alemlere Rabbine
teslimiyet gül kokulu Resulü sevmekte takip etmekle olur ve o zaman bunun
kokusunu ahengini güllerin kokusunu içine çekerek “Allah Ekber” Diyerek
yaşadığını ve kazandığını anlarsın. Okumakla bilinmez, kültürün fazlalığıyla
bilinmez, sadece az bilmiş bilgili olursun “bilen” olamazsın. Bakın etrafınız
böylesine bilenler ne kadar az ya da biz az biliyoruz bildim derken bilmeyenler
ne kadar çok! En güzel bilmez boşlukları “Hoşlukla “doldurmakla iman ederek
bilmekle olur gerisini de sizde bende biliyoruz çok şükür.
Sessizlik
Nedir?
Sessizlik
seslerin olmadı an değildir? Korona dan dolayı sokakların boş kalması hiç değildir.
Sessizlik bir “çığlıktır” ki bunu ancak “Alemlerin Rabbi Allah C.C. Duyar”
Nedir bu sessizlik? Fakir bir insanın çocukları için kazanırken eline bir
şeylerin kazanç olarak geçtiği anda pahalılık yaparak onun kazancına göz
dikenlerin eve elinde tam ihtiyacını karşılamadan dönerken, içine akıttığı iki
damla göz yaşıdır. Derdini içten Rabbine söylemesidir. İşte Alemlerin Rabbi biz
kullarına buna fırsat vermeden bilmemizi, koşmamızı, varmamızı istemektedir, başım
üstüne diyerek gitmek Müslümana insan olana İman edene yakışır. Cennette
böylesine layıktır onu içinde Alemlere Rahmet Gül Kokulu Resulle beklemektedir.
Rabbim bu ne güzel bir lütuf ve bitimsiz bir hazine ve coşku biz iman edenlere
bilenlere koşanlara varanlara nasip ettiğin için sana şükür etmekten aciziz…Böylesine
koşuşturmalar bizler görmesek te bilmesek te hala devam ediyor Rabbime şükür. Böylesine
sakin huzurlu köşelere evlere hasret kaldık uzun zamandır toplum olarak bu
toptan hissederek, bunu sadece verenin hissetmesi varken, toplum olarak
hissetmek daha güzeli, yoksa çoğumuzun bildiği ya da şiddeti içine katarak
gösterildiği ve yaşadığı Müslümanlık hiç değil. İslam da şiddeti istemeyene
şiddet yoktur, zorlama hiç yoktur, insan hayatına müdahale eden varsa şiddet ve
savaş vardır…Yoksa yağan yağmurun damlasında nasibini almayan kurumuş çiçeğin
haline benzer ki bunun sonu da yeşermeden solmaktır, Rabbim uzak etsin bunu
bizlerden. Yaşayışıyla merhameti ile zalime heybetli olarak yaşayanı, ölüm ile
götüren Melek Cebrail, Alemlerin Rabbi Allah C.C. Rahmetiyle, cennetin nuru ve heybetiyle
kokusuyla Alemlere Rahmet Gül kokulu Resulün selamıyla karşılar ki, Rabbim
cümlemize nasip etsin inşallah.
Bu
“bilmek” Hakla batılın savaşıdır asırlardır sürüyor ve son ana kıyamete kadar
da sürecektir. Bilmeyi iman etme ile bilmeyince ne karmaşa ne kargaşa oysa”
iman ederek bilen olunca” kargaşa karmaşayı huzurla doldurma aşkı o an gönülde
şahlanıyor ve koşuyorsun” Hoşlukla” doldurmak için! Ne muazzam bir koşuş ve
biliş fark edebiliyor musun farkını? Duyabiliyor musun zalimin kırılan çarkının
çıkardığı sesi? Şu an biten tarifsiz acıların son bulduğunu, neşenin alemi
kapladığı neşesini gülümsemesini hissedebiliyor musunuz? İşte bu andan sonra
ölüm insanı kıskanır melekler kıskanır…
Sonunu
Düşünmeden
“İman
ederek bilmek” sonunu bilerek düşünmektir.
Yoksa öylesine bilgili olmak için gerekli değildir “bilmek.” Zalimin korkulu
rüyası olmaktır! İnsanın kazancına göz dikenlerin gözlerine hak ettiği anda
şişleri sokarak (hak edene ceza vermemek merhamet etmek, merhamete zulümdür)
bir daha böylesine ışıltılı bakarak, kandırarak dünyayı görmemesini
sağlamaktır. Bir yaptı hata dedi peki, iki yaptı yanlışlık dedi peki, ama
üçüncüsünde artık tolerans yok bu böyle biline…