Konu çok derin olunca manaya
yürümek lazım gelir. Bu konuda sevdiğim yazar dostum Cahit otur bir yananın
okuduğum eserine ve sonra kendisine bağlanalım.
1-Mananın derinliğine dalmak
Mana cana değen bir eldir bunu
unutmamak gerekir.
Vay yy güzel demiş isterseniz bir
bağlanalım daha güzel sözleri dinleyelim kendisinden.
-Alo can dostum Cahit Otur bir yana
nasılsınız?
-Teşekkürler ederim can dostum.
-Şey ben
bir yazıyı kaleme alırken sizin manaya dair kitabınızda birkaç alıntı aldım, lakin
bu manaya ait sözleri sizden sıcağı sıcağına duymak için aradım.
-Memnun oldun can dostum. Buyurun
sizi dinliyorum.
-Mana içtiğimiz bir demli çay gibi
bize sıcaklık verir bununla birlikte döküntülerimizi toplayarak bize düzenli
bir yaşantı verir diye eserinizi okurken bir düşünceye kapıldım, doğrumu
anlamışım acaba can dostum?
-Elbette ki doğru anlamış ve
kitabımın ana konusunu çıkarmışsınız sayılır, böyle güzel manalı siz konuşunca
bu can dostun inanın bayılır. Ben yazarken bir gül bahçesinde gezer gibi o an o
gül bahçesinin güllerinin kokusunu alarak yazıyorum, bunun farkındasınız umarım.
-Tabi ki can dostum buna vakıfım,
sizinle aynıdır safım.
-Saf deyince manaya vurgu yapmış
oldunuz, manada saftır katışıksızdır. Mana bulanık olanı duru eder
karışıklığını giderir, bu gidermek alıp gitmekle karıştırılmasın, alıp gitmekle
alakası yoktur, temizlemek anlamında gidermektir.
-Anlıyorum can dostum. Açmayan bir
gonca gülün açması için gece gündüz mücadele veriyoruz bizler, doğrumu telaffuz
ettim acaba?
-Maşallah can dostum sizde ne
cevherler varmış, ben bu can dostun anladım ki şimdi yolda kalmış, sizi
beklerken sanki uykuya dalmış gibi sandım. Yeni yazmaya başladığım “mananın
derinliğindeki derinliği fark etmek” adındaki eserim için bana çok yardımcı
olabilirsiniz, bu hafta bir araya gelerek bu konuda fikirlerimizi soğutmadan
karşılıklı muhabbetle demli çayla ısıtalım ne dersiniz?
-Memnuniyetle kabul ederim, öyle
ise görüşmek üzere.
İşte içime kapanan kapıların
açılması için bir fırsat olabilir bu. İnsanın hayallerinin düşüncelerinin
duruluğu saf haliyle, bir kuş olarak uçması bir diğer gönüle konması bu olsa
gerek değil mi?
Mehmet Aluç