Kusura bakmayın böyle daldan dala
atlıyorum sanki cırcır olmuşta yerinde duramayan gibiyim sanki bu heyecandan,
kelimelerle sözlerle birlikte olmanın heyecanında olsa gerek. Böyle anlarda
orijinal olan budur yani! İlişkilerin ve hayatın boyutunu anlamak için, akılla
fikirle düşünce ile nasıl ölçüyorsak bende yazarken böylesine bir ölçü içinde
olduğumdan mütevekkili, hayır milletvekili değil yani bundan dolayı olsa gerek böyle
yazıyorum olsa gerek. Elle tutulur bir şey olmasını isterken, haliyle gözle
görülür olması da mümkün değil, hislerin iteleme hareket gücü ile olmaktan
yanayım desem umarım beni anlarsınız. Gerçi anlaşılmanın dik ve yan açılarının
kaygan olmasından dolayı anlamak yani anlaşılan birisi olmak bu dünyada pek çok
zor hatta imkânsızın amcası oğlu diyebiliriz. Nasıl ifade edebilirim lakin
bugün bir şair kardeşimin yazdığı şiirle aşkı tarif etmesi gibi.
“Aşkı yaşamayana aşkı
öğretemezsin
Tarifi mümkün olmayan bir şeyi
Tarif edemezsin.............
Kaşı kara desem
Adı Ayşe desem
Yaşı 20 desem
Adı Ali desem
Biraz vanilyalı üstü çörek otlu
Ya da acı ama isot değil desem
Kalp çarpar pır pır ama kuş değil
Elektrik sarar her yanını ama volt değil
İcat edilmiş gözden kalbe bir yol var ama E5 değil
Tüter yanar içinde bir yer
İs kokar ta yüreğin en köşesi yanan odun değil
Ağlarken güldürür ama komik değil
Gece uyutmaz kâbus değil
Kaldırır yere çarpar
Oradan alır duvara vurur suç çok ama suçlu değil
Bir sabah selan verilir
Mezar mezar değil, ölü ölü değil
Kendine rahmet eylersin
Sonra dirilir beni yeniden öldür dersin
Aşk bu
Ancak yazmasını öğretirsin
3 harf tek kelime
Mümkün değil
Ne sen tarif edebilirsin
Nede öğretebilirsin
Yaşamadan bilemezsin…
Silgisizce”
Mehmet Aluç