Ölümü irdeliyor kaçışım: bense imge
batağında devasa ataklar geçiriyorum atıl ruhların atığı iken sözcükler
sevginin uzamında sekiyorum bir duygudan bir sözcüğe.
Parsellenmiş insan minvalleri saklı
dünyanın arka bahçesinde ve perakende sevgiler boy gösteriyor oysaki uluorta
sevmemeli insan ya da seviyor gibi yapmamalı.
Seviyeli bir yalnızlık benimki
bileğini bükemediğim bir sözcükten ürüyor şiirlerim ve anadan üryan hüznü
sözcüklerle sarıp sarmalıyorum. O hüzün asla çıplak kalmamalı ve insanlara kandığım
kadar kanıyor kalemim.
Rüştümü çoktan ispatladım.
Rengimi ise asla koyultmadım.
Taban tabana zıt olduğum bir dünya
ahalisi ve ahvalim atıp tutuyor arkamdan hatta önümden de ve önünü alamadığım
bir çöküş bir çözelti duygu ırmağında boğulmaktan ancak yazarak kurtuluyorum ve
bombardımana tutulmuşken misilleme yapıyor sözcükler.
Kanamalı vecizeler durağında bekleme
yapan bir hikâyenin anlatıcısı olmaktan vazgeçip o hikâyenin kahramanı olduğum
kadar irdeliyorum hayatı.
Ve ivedilikle başka hikâyelere kanat
açıyorum.
Cebimden dökülen imgeler telaşla
konuyorlar kanamalı yüreğime bense kovuyorum her birini lakin kaleme almadan da
geçiştiremiyorum günü ve beni geçiştiren ve de geciktiren kimse ardı arkası
kesilmiyor sözcüklerin.
Tıkacı yok günün ve takıntılı rüzgâr
saçlarıma konuyor bense üflüyorum rüzgârı ama nefesim ne kadar yetebilir ki ve
yetemediğim kadar hayata yetindiğim kadar da içimle deşiyorum bir bir
yaralarımı.
Dikiş tutmayan şiirler yazıyorum
azığa aldığım ömürden arakladığım sevinci saklı tutuyorum şiirin hikâyesinde.
Dört duvar yalnızlığı asıyorum ipe ve
çile çekişini seyrediyorum çil yavrusu gibi dağılan notalar saklı önümde bense
bir lal alfabeyim ki tüm harfler kan ağlıyor tek tek eksiltiyorum harfleri ya
da çoğaltıyorum her birini.
Kehanet erbabı kâhinler tetikliyor
korkumu ama kimseye de benzemediğim kadar kokluyorum olası depremin fay hattını
ve af diliyorum evrenden çıkması geciken af kanunundan sekiyorum safça sevdiğim
insan iklimlerine.
Her insan ayrı acı veriyor.
Her acı başka insanlara yönelmeme
vesile.
Başkalaşan değilim bütünleşme gayreti
ile kucak açıyorum hayata ve dış sesin baskın esintisinde iç sesim o kadar
sönük kalıyor ki ve elimde olmadan kaleme alıyorum iç sesimi içtimada geçen
ömrün teselli bulduğu bir farkındalık bir aralık kalemin d/okunuşunda nükseden
kalp çarpıntım ölümüne sevdiğim insanların bana yaşattıkları boyumu aşıyor:
Boyunduruğunda olmadığım kadar hayatın üstelik.