İstanbul’un kasvetli şehir havası insanın içini karartıyordu. Şehrin kalabalığı trafik yoğunluğu havadaki zehirli gazlar bütün şehri etkisi altına almıştı.

           Kadir Beşiktaş ta doğmuştu varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünya ya geldi. Kendini yetiştirmişti çok okuyordu aynı zaman da yazıyordu da çevresinde olup bitenleri inceliyor notlar alıp kâğıda aktarıyordu. O kadar yazıyordu ki bir mucit edasıyla keyif alıyordu yazdıklarından. Kadir güleç bir gençti. Kıvırcık saçlı küçük burunluydu. Kahverengi saçları sivri çenesi çok konuşan yapısıyla aynı babasıydı. İnsanlarla iletişim kurmaktan asla çekinmezdi küçük büyük kim olursa halini hatırını sorar ona kendini değerli hissettirirdi efendi ve saygılı bir gençti

         Babası Abdurrahman beyin fotoğraf stüdyosu vardı işi en güzel kareleri en kıymetli günleri kayıt altına almaktı yeni nesil fotoğrafçıları cebinden çıkartır cinstendi eski siyah beyaz rötuşçulardandı. Karanlık odada fotoğrafları solisyonlayarak geçmişti ömrü şimdiki fotoğrafçılar ona vız gelir tırıst giderdi işini çok iyi yaptığından şimdiki zamana da ayak uydurmuştu artık fotoğrafları bilgisayardan yapsa da eskilere çok büyük özlem duyuyordu.

         Kadirle babası Abdurrahman Bey ikisi birlikte yaşıyordu annesi kadiri doğururken hayata gözlerini yummuştu. Abdurrahman bey ona hem annelik hem babalık yapmıştı

         Kadir Kabataş lisesinde okuyordu sıcak ve samimi arkadaşlıklar edinmişti. Kabataş lisesi deniz kenarındaydı. Denizin eşsiz maviliği kuşların cıvıltısı insanın içini açıyordu. Kadir edebiyat dersine çok ilgiliydi. Yazdıklarını öğretmenlerine mutlaka okuturdu. En yakın olduğu edebiyat öğretmeni Avni beydi. Avni öğretmen saçları seyrek kirli sakallı esprili ve sıcak kanlıydı. Kadiri en az kendi oğlu gibi severdi tabi bide Orhan’ı.

        Orhan Kabataş lisesinde yatılı okuyan egenin dağ köylerinden gelmiş iyi niyetli saf birazda şiveli bir çocuktu. Âmâ görseniz ege şivesini o kadar güzel konuşuyordu ki karşısında hayran kalırsınız. Kadir Orhan’ı Avni hocası sayesinde tanımıştı. Tanıdığına da bir o kadar memnundu. Birlikte çok yakın iki arkadaş olmuşlardı beraber Kabataş lisesinin penceresine çıkar deniz ayaklarının altında kalırdı hayaller kurup çok sohbet etmişlerdi. Kadirle Orhan’ın Kabataş lisesinin penceresinde oturduğu bir gün kadir Orhan’a

-Orhan senin hayatın roman olsun ister misin?

*herkesin hayatı roman olur Kadir sen yazarsan neden olmasın

-senin hayatını yazmak istiyorum

*şimdiden başla o zaman

Kadirle Orhan her gün o pencereye oturur Orhan anlatır kadir yazardı. Orhan çocukluğunu ona ince ince anlatırdı birlikte çok uzun zaman geçirdiler konuştular sohbetleri çok keyifliydi. Orhan tam bir köylü çocuğuydu ailesi arkadaşları ne varsa anlattı kadire okulun 3. Senesi kadir yazılarını yazdı kâğıda hepsini temize geçti birlikte Avni öğretmenin yanına gittiler Avni öğretmene bir kitap çıkarmak istediklerini ve Orhan’ın hayatını yazdıklarını söylediler Avni öğretmen kadirin yeteneklerinin farkındaydı ama bu kadarını o bile beklemiyordu.ani öğretmen sordu:

-kitabın ismi ne olacak

Kadirle Orhan bir ağızdan

*lise defteri hocam

-Tamam bakalım liseler arası yarışmaya sokalım öyleyse

Avni öğretmen yazılan hikâyeyi liseler arası yarışmaya soktu jüri arasında ünlü edebiyat ustaları vardı. Bir aylık süre içinde bütün hikayeler jüri üyeleri tarafından incelendi kongre merkezinin birinde sunum yapılacak hikayeler arsında birinci ikinci ve üçüncü belirlenecekti gün geldi çattı gençlerden ziyade Avni hoca heyecanlıydı kadirin babası Abdurrahman beyde her zamanki gibi o anı ölümsüzleştirmek için ordaydı fotoğraf kamerasını alıp tüm geceyi kayıt altına alacaktı. Basın mensupları da oraya çoktan gelmişti bile. Jüri üyeleri yerini almıştı sıra birinci hikayenin açıklanmasına geldi ve kadirle Orhan’ın ismi açıklandı birinci hikaye kitaplaştırılacaktı. Avni öğretmen mutluluktan gözlerinin yaşlarına engel olamadı kadirle Orhan çok mutluydu. Ege şivesiyle konuşarak

-gari bunu da başardın Kadir

*senin hayatın roman oldu

-sende güzel yazdın

O sırada Abdurrahman Bey Avni öğretmen kadir ve Orhan’ın mutluluklarını kayıt altına almak için topladı. Flaş patladı ve o an bütün gazetelere kapak oldu.

 

( Fotoroman başlıklı yazı Eril ÖZALAN tarafından 30.05.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu