Gündüzüm, Gecem.
Zamanı üflemek için henüz çok erken.
Ezberimde tuttuğum gözlerin, ezberimde sesin, ezberimde kokun...
Ezberimde yokluğun.
Senli saatleri ezberlemeye çalışarak geçerken zaman,
Adını unuttuğum iki Hecem.
Yani Gündüz ve Gecem.
Eski bir yıldız gibi ne vakit söndü zaman. Bedenin kaybolurken gözlerimin ucundan, bakışların şavkıyor halâ yüreğimin koridorlarına. Söndü zaman. Sadece tik taklar kulaklarımda.

Ahh Hayal...
Ah zihnimde bir türlü belirmeyen güvercin silüeti.
Kanatları kanayan kırmızı gecelerin şehri örttüğü gibi kaybolsakta. 
Ve şehrin kanatlarında, çocuklarına kırmızıyı emzirdiği gibi yokluğu yudumlasakta
Ver aşkımı demeyeceğim sana.
Çünkü biliyorum henüz çok erken.
Aç kalmış çocuklar gibi yalınkılıç günaha koşan günahkârların bıraktığı ganimetlerden beslenen iblis.
Ve Tövbeler...
Ve dualarla karınlarını doyuran karbondan Tanrılar...
Ve biz...
Susuz ve çaresiz.
Gönlümüzün göletinde bulduğumuz aşk suyundan bir yudum içmeyecekmiyiz. Köy çeşmesi gözlerimizden kırbalarımızı doldurup yüreğimizdeki sarmaşığa hayat bahşetmeyecek miyiz?

Biliyorum henüz çok erken
İkimizde grevdeyiz.
Aşklık grevindeyiz.

Eyy Tarûmar bedenimin kırık sarayında oturan devrik aşığın, devrik cümlelerinin kraliçesi, karşında küçüldüğüm içindir benlik hevesi. Elbette ki bendelik yakışırdı aşk-ı peymanımıza.
Vuslat zamanı değil özlem zamanı daha.

Eyy Aşk tumturaklı edalarla dolaşma yanıbaşımızda.
Bizim için henüz çok erken.
İkimizde grevdeyiz.
Aşklık grevindeyiz.

Aşk yasaklanmayı da, sahiplenilmeyi de kabullenmez ki buldum deyip alasın. Bulduğunu yüreğine koyasın. Aşk kendi bulur dolacağı toprağı. Kendi seçer saracağı insanı.

Ve dün henüz çok erken derken;
Bugün geç olur mu bilinmez. Dost değildir ki çünkü aşk, yanıbaşında bekleyen. Bir yıldız daha söner mi aşklık grevindeyken? Gözler kamaşır. Nümayişli duygular estirir ışığı gelirken...

Üflemeyle sönmez henüz çok erken derken;
Sen
Sanki bedenimde hep varolan parlak bir sedef, ben yalnız sende olan yalnız bir inci.
Aşklık grevi mi?
Nasıl olacak ki... 

( Aşklık Grevi başlıklı yazı Sönmez tarafından 25.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu