Okulun ilk haftaları ve stresi çoktan bitmiş, dersler yoğunlaşmaya başlamıştı. E tabi nitelikli lise olunca, daha da bir acele ediyorlardı bizde. Denemelerin de başlaması yakın, daha ilk yıldan sanki askerlik eğitimi veriyorlardı mübarek! O derece zor geliyordu dersler. Nihayet bir gün daha bitmiş oturmuşum dinleniyorum. Tabi yurdun da yorgunluğu falandı derken bir bildirim geldi.
Grubun isminden de anlaşıldığı üzere bir yarışma haberine benziyordu yine. Edebiyat yarışması:
Kemal Hoca: Katılmak isteyenler benimle iletişime geçebilir.
Kemal Hoca, lise okul hayatımda tanıdığım ilk öğretmenimdi evet, edebiyat öğretmenimdi. Yalın, iri bir yüz, küçük koyu kahverengi gözleri, geniş yüz hatları, hafif seyrek saçları ile iri bir vücut yapısı vardı. Beyefendi ve centilmen biriydi. Disiplinliydi ama bir yandan da samimi biriydi. Sınıfta ki edebiyata aşırı düşkünlüğümden dolayı gözde öğrencilerinden biriydim. Sandım...
PDF'e tıkladım. Bu belediyenin Kültür Merkezi'nde bir yazma atölyesiydi, bir çeşit proje. Atölyen'in ismi de "Yaratıcı Şiir Yazma Atölyesi". Katılımcıların şiir yazma becerilerini geliştirme amacı taşıyordu. Anlaşılan toplu bir proje olacaktı. Şiire olan yatkınlığım vardı, kısacası edebiyatın hastasıydım ben. İçimde ki ses:
"Hadi be kızım, yaparsın. Bu şansı başka nerede yakalayabilirsinki!? "
Denemekten zarar gelmezdi. Mesaj yerinden Kemal Hocaya yazmaya başladım:
- İyi günler Hocam, en son ki attığınız yarışma ile alakalı, katılmak için bir şey yazacak mıyız yoksa direkt mi katılıyoruz? Siz mi yapacaksınız katılımı?
Kemal Hoca: Katılanlar arasından bir seçim yapmamız gerekiyor, bakarız duruma göre.
- Tamam ben Rüya, katılmak istiyorum.
- (Tamam emojisi)
Hayatta en nefret ettiğim şey ciddi bir ortamda sözüme cevap olarak sadece emoji atılmasıydı. Bir "tamam" yazmak bu kadar mı zordu?
Ertesi gün öğle arası
Yemeği sonra yerim düşüncesiyle ellerim cebimde, bahçede dolanmak, hava almak için aşağı inmeye başladım. Yürüyüşe bayılırdım, her teneffüs çıkar yürürdüm. Nedensiz bir şekilde yürüyüp, düşüncelerimle baş başa kalmak bana her zaman huzur verirdi. Hep yalnız yürürdüm, şu gün olsun bir arkadaşımı koluma takıp yürümüşlüğüm yoktu benim. Yapım gereği, ana sınıfından beri böyleydim. Yalnızlığı hiçbir zaman kendime dert edinmedim, edinmeyeceğim de..
Bir kez tur attıktan sonra yukarı çıkmaya karar verdim. Sınıfa girdiğimde ise arkadaşım Ecrin:
- Kemal Hoca seni arıyordu haberin olsun.
Kemal Hoca? Ne işi olurdu onun benimle? Aaa. Koridorun sonundaki öğretmenler odasına doğru yürüdüm, tam içeri bakacaktım ki karşılaştık:
- Beni arıyormuşsunuz?
Elime bir A-4 kağıdı uzattı:
- Sevgiyle ilgili dört mısralık bir şiir yazman gerekiyor. Yaz bana getir, ben de yollayayım onlara.
" Tabi ya, şiir! Tamamıyla aklımdan çıkmış. "
- Beni yazdığım şiire göre mi seçecekler?
- Evet, eğer seçilirse katılabileceksin.
- Tamamdır, dediklerinizi aynen yapacağım.
Dedikten sonra zil çoktan sesini duyurmuştu bile. Ders matematikti. Fakat bu şiiri yarın veya başka bir gün teslim etmek istemiyordum. Zira pek vaktim de olmuyordu bunun için. Önemliydi, hem de çok ama edebiyat benim çok daha önemliydi. Ders başladı, hocaya çaktırmadan yazmaya başladım:
Sevgi
Denizim'in dalgalarında çarpışan,
Gökyüzüm'ün sonsuzluğunda parlayan,
Kalbime ilişince kopan,
Bir serzenişsin sevgi.
Defalarca imla kurallarını kontrol ettikten sonra tekrar öğretmenin yanına gittim ve şiiri teslim ettim.
...
Merdivenden çıkarken okulumuzun en genç öğretmenlerinden biri olan Din Kültürü öğretmenimiz Yusuf Hocaya ilişti gözüm:
- Merhabalar Hocam!
- Merhaba Rüya.
Aramızda ki sohbet devam ederken gözüme biri ilişti. Tam yanımızda duruyordu. İkimizden birini beklediği o kadar belliydi ki. Nihayet konuşmamız sona erdiğinde koyu gözleri beni buldu.
(
Şiir Yüreğim 1. Bölüm başlıklı yazı
Hayat Işığı tarafından
16.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.