" Asla pes etme, kaderin mürekkebinin nerede yazacağını bilemezsin. "

21 Ekim 2023

Göz kapaklarım açıldığında yatakta sırt üstü uzanmış, başım ağrıyordu. Kafamı sola doğru yasladım ardından tavana doğru. Etrafı izledim. Alarmın sesi hala kulaklarımda duyuluyordu ve susmak bilmiyordu. Bir hınçla kalkıp susturdum. Ardından söylenmeye başladım:

- Sadece bir defa çalsan olmaz değil mi? Yok, İlla da zorlayacak! 

Saat 9.00 civarlarıydı. Hazırlanmalıydım, aksi takdirde geç kalacaktım. Giysi dolabıma doğru yürüdüm ve içinden yeşil, renkli desenli gömleğimi aldım. Altıma ise mavi, bol paça bir kot pantolon. "Hayatında yalnızca tek bir kıyafet giyeceksin" deseler gömlek derdim. O derecede severdim gömleği. Benim için ciddiyeti temsil ederdi, sevmem normaldi çünkü günlük hayatımda oldukça ciddi bir karaktere sahiptim. 

Öğretmenlerim bu huyumdan çok şikayetçiydi çünkü bu huyum yüzünden çok bir çevreye sahip değildim. Sık konuştuğum ve samimi olduğum bir arkadaşım yoktu. Diğerlerinin varken benim yoktu. Tenefüslerde hep tek başıma gezdiğim için dikkatlerini çekmiyor değildim. Ama ben anaokulundan beri böyleydim ve böyle kalacaktım. 

Sırf bu yüzden hem ailemle hem de öğretmenlerimle büyük çatışmalar yaşadım ve yaşamaktayım. Hiçbir zaman da anlayamıyorum onları.. 

Bir anda düşüncelerden sıyrılıp banyoya yöneldim. Güzel kokmak için biraz parfüm sıkıp saçımı yaptım. Telefonumu arka cebime koyup yanıma biraz para aldım. Artık hazırdım, merdivenlerden inerken kalbim heyecandan atmaya devam ediyordu.. 
Dışarı çıktığımda hava serindi. En sevdiğim hava, soğuk havayı oldum olası çok severdim. Kış insanıydım ben, sıcaktan nefret ederdim. Yurdun bahçesinin yanındaki sürgülü kapıdan bir araba girdi. Tahmin ettiğim üzere bu bugün beni götürecek olan müdür yardımcısıydı. Arabadan inip yanıma yaklaştı:

Erdal Hoca: Rüya sen misin? 

Başımı sallayarak:

- Evet benim, siz Erdal Hoca olmalısınız. 

Erdal Hoca: Evet, ta kendisi. Nöbetçi öğretmeninden izin aldın mı? (Yurda bakarak) 

- Evet aldım, bir sorun çıkmadı. 

- İyi bakalım, hadi atla arabaya gidelim artık. 

Erdal Hoca kır saçlı, iri yüzlü, tombul yanaklı, küçük gözlü ve oldukça iri bir vücuda sahipti. Her zaman taktığı gözlüklerini de sayarsak tabi.. 

Arabada giderken hiç konuşmuyordu. Ben de seslenmedim. 

" Acaba kendim mi gitseydim? Ne diye rahatsızlık verdim ki? Ne diye açtım ki o telefonu? Yolları da birinden öğrenirdim sonuçta. "

Erdal Hoca: Saat 12.00'yi geçiyor. Geç kalmışsın.

- Evet, farkındayım. 

Kültür Merkezine gittikçe yaklaşırken heyecanım iyice artıyordu. Nihayet kapının önüne geldiğimde arabanın kapısını araladım:

Erdal Hoca: Telefon numaramı verdim, etkinlik bittiğinde beni ararsın. Seni almaya geleceğim. 

- Tamamdır Hocam, ilginiz için teşekkürler. 

Yolun üstünden geçerken Kültür Merkezinin tam önünde duruyordum. Orada. İçeri girdiğimde bir kaç görevli dışında çok kişi yoktu geniş koridorda. Birisine sordum:

- Çok pardon, şiir yazma atölyesi nerede? 

Sağımdaki aşağı doğru uzanan salonu gösterdi. Görmemle teşekkür etmem bir oldu. Usulca aşağı inmeye başladım. Program çoktan başlamıştı. Koltukların altında, , sahnede konuşan sarışın kırklı yaşlarında bir kadın öğretmen beni görünce gülümsedi:

Havva Ergür: Hoşgeldiniz, hoşgeldiniz efendim! Buyurun oturun lütfen. 
Mahcup bir şekilde en ön koltuklardan birine geçtim. Diğer öğrencilerde daha arkada oturuyorlardı. Konuşmaya devam etti:

Havva Ergür: Bugünkü programımızda hem bireysel olarak hem de toplu olarak şiir çalışmaları yapacağız. Sizlerle beraber çok eğleneceğimize eminim. Lakin öncelikle bir beyin fırtınası yapmamız lazım. Şimdi sizlere birer A4 kağıdı ile kalem vereceğim ve siz de bu kağıdın üstündeki kelimeleri çizip şiirlerinizde kullanacaksınız.

 Sizden bu kelimelerl kullanarak şiirler yazmanızı istiyorum. Elbette şimdi değil. Bu kelimelerin altını çizdikten sonra eve gittiğinizde şiirlerinizi bu kelimelere göre yazacaksınız. Unutmayın, sizden bir serbest şiir, bir Atatürk konulu, bir de akrostiş şiir isteyeceğim. Siz de oluşturacağımız gruptan yazıp bize ileteceksiniz ki kitapta yayınlayabilelim. 

Kağıdı iyiden iyiye inceledim. Çok fazla kelime karmaşıklığı vardı "Atatürk, milliyet, sevgi, şefkat, aşk, vatan... "

Havva Ergür: Ve şimdi gelelim asıl meseleye. 

Heyecan ve mutlulukla kıpırdandı:

Havva Ergür: Sizlerden şimdi " Şiir neye benzer? Şiir hangi renktir?" sorusunun cevabını verecek bir yazı yazmanızı istiyorum. Herşeyden bağımsız dilediğinizi yazabilirsiniz.

Yeniden A4 kağıdı dağıttı ve yazmaya başladık. Sonunda fikirlere gelindiğinde çok farklı fikirler vardı mesela:

- Şiir patates gibidir çünkü her hali özgün ve güzel. 

- Şiir üzüme benzer çünkü bir tane gibi görünür ama içine bakıldığında birden fazla tutunacak dalı vardır. 

- Şiir sarıdır çünkü kimi zaman güneşin ta kendisidir. 

Gibi birçok cevap geliyordu. Öğretmense her biri için ayrı bir yorum sunuyordu ve oldukça zevk alıyor gibiydi. Herkes fikrini açıkladıktan sonra öğle arası çoktan başlamıştı bile.
Öğle arasından sonra birkaç sohbet ve çalışma ile etkinlik sona erdi. Havva Ergür çıkmadan:

Havva Ergür: Kitabımızı basmadan hepiniz şiirlerinizi bize atacaksınız. Ayrıyeten topluca yazdığımız şiir de yayımlanacak. Bütün bu yazılarınız ve şiirleriniz 28 Ekim tarihinde bir tören eşliğinde sunulacak. Bu törende birçok öğretmen ve veliler de olacak. Hepinizi orada beklerim. 

" Asıl sorun benim orada nasıl olacağım."

Usulca el kaldırıp söz istedim:

- Hocam ben uzak mesafeden gelen bir öğrenciyim ve ailem burada yok. Ulaşımım da yok, nasıl gelebilirim bana bir çözüm üretebilir misiniz?

Bu soru karşısında yardımcısı ile çözüm üretmeye çalıştılar ve sonunda:

Murat Şahinkaya: Seni bir öğretmenine yönlendirebiliriz. Bize onun numarasını whatsapp'tan at, biz gerekli görüşmeleri yaparız. 

" Desene yine öğretmenlere kaldık. "
... 

26 Ekim 2023
19.15

Yurdun etüdü nihayet bitmiş ve telefonu almış dinlenme odasına doğru ilerliyordum. Kendimi koltuğa attığımda telefonuna bir mesaj bildirimi geldi. Gelen bildirim Havva Ergür'dendi:

Havva Ergür: İyi akşamlar dilerim Rüya rica etsem bana edebiyat öğretmeninin numarasını atabilir misin? 

Gelen mesajla önce bir duraksadım. Sonradan aklıma geldi. Rehbere girip numarayı kopyaladım ve attım:

Havva Ergür: Tamamdır, teşekkür ederim. 

- Rica ederim, ne gerek vardı aslında, ben gelirdim bir şekilde. 

Havva Ergür: Ben bir genç kızın hayalleri için herşeyi yaparım. O yüzden kaygın olmasın. 

Nedensiz bir şekilde bu sözü içimi aydınlatmış, hoşuma gitmişti. İçim hala aydınlıkken göz kapaklarım ağırlaştı. 
... 

27 Ekim 2023

Yine zorlayıcı bir okul gününden sonra okuldan çıktım ve yurdun etrafında dolanmaya başladım. İnterneti açınca dün akşam Havva Ergür'den gelen bildirimi merakla açtım:

- Merhaba Rüya, gerekli görüşmeleri yaptım. Yarınki törene gelebileceksin. 

Mesajı okumamla Kemal Hoca'dan gelen aramayı görmem bir oldu. 

Devam edecek... 








( Şiir Yüreğim 3. Bölüm başlıklı yazı Rüya tarafından 24.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu