Kitap
en iyi dosttur; sözünü duyarız sık sık.
Evet, kitap en iyi dosttur sözünü kim söylemişse benim duygularıma da
tercüman olduğunu söyleyebilir içtenlikle. Kitap, kitaplar benim en sadık
dostlarım, arkadaşlarımdır. Okumadan uyumam diye bir slogan bellemiştik
öğrencilerimle. Bu sözü ben de içselleştirdim. “İki elim kanda olsa” okumadan,
kitaba dokunmadan uyumam.
Yazın
ustaları, büyük emekler harcayarak eserlerini ortaya çıkarırlar. Bir eser ortaya çıkarmak için çocuk doğuran
annelerin çektiği sıkıntılara eş değer sıkıntılar yaşadıklarını, nice uykusuz
geceleri geçirdiklerini zaman zaman paylaşırlar biz okuyucularına. Yıllarını yazın işleriyle geçiren değerlere ve
emeklerine saygı duyulmaz mı? Emeğe saygım sonsuz… Kitaplarıyla tanışır, sözlerini
dinleriz yüzlerini görmediğimiz yazın ustalarının. Ruhlarının yüceliğini hayran
oluruz.
Kitaplar
bir başka dünyadır gezip göremediğimiz. Ufkumuzu, hayal dünyamızı zenginleştiren
dilsiz dostlardır. Günümüzde o kadar çok
kitap yazılıp, kitapçıların vitrinlerini süslüyor ki, hepsini alıp okumak olası
değil. Klasik deyişle gönül ister ki, her yeni çıkan kitabı edinip okuyabilelim… Lakin kitap fiyatları gözlerimizin kocaman
açılmasına neden oluyor. Bu olgudan pay çıkaran okuma zevki edinememiş bazı yurttaşlarımızın
kolaycılığa kaçan bir mazereti var: Kitap fiyatları çok yüksek. Zaten kazancım
az!
Böyle düşünenlere el
cevap: İl ve ilçe Halk Kütüphaneleri var yerleşim birimlerimizde. Köylerde
oturanlarımız bile sık sık şehirleri ziyaret ediyor. Kütüphanelerden hiçbir
ödeme yapmadan ödünç kitap alma olanağı var her zaman.
Denebilir ki, kütüphane
olgusunu her yurttaş bilir. Fazla zaman geçmedi, öğretmenlik yıllarımda
velilerimi de davet ederek öğrencilerimle kütüphane ziyaretleri yaptık. Maalesef
velilerimiz aynı iş merkezinde olan düğün salonlarını bildikleri halde
kütüphaneyi bilmediklerini açık kalplilikle itiraf ettiler. Yönlendirmemle bazıları
aynı gün üye olup ödünç kitap aldı.
Kütüphanelerle sınavım
sürüp gitti geçen yıllar içinde. Öğretmen Okulu’nda zengin bir okul kütüphanesi
vardı. İnce uzun boylu bir kadın memur çalışırdı. Yine de Trabzon Halk
kütüphanesine gidip kitap okuduğumu anımsıyorum tatil günlerinde.
Kütüphanelerin müzmin üyesiyim yaşadığım yerlerde.
Son yıllarda
kütüphanelerde belli yazarların hemen hemen bütün eserleri rafları süslerken Türk
ve Dünya edebiyatının ünlü yazarlarının kitaplarını bulmak olası değil. Abartı
değil bu sözlerim. Önceleri Das Kapital, Server Tanilli’nin kitaplarını
görmüştüm raflarda. Kütüphane çalışanına
daha önce gördüğüm kitapları sordum. Arkadaş bilgisayarda araştırma yaptı. Yok,
cevabı verdi.
Kitap dostu
arkadaşlarla konuşurken Derince’ de; Derince Lisesi Mezunları Derneği’nin
kurduğu bir kütüphane bulunduğunu duydum. Gömüt avcılarının güvenilir bir gömüt
haritası elde edince hissettikleri sevinç gibi bir sevinç yaşadım.
Kütüphanenin adı
Erdoğan Salman Halk Kütüphanesi. Derince lisesi mezunları oluşturmuş
kütüphaneyi. Erdoğan Bey karşılıyor öncelikle ziyaretçileri güler yüzüyle. Derneğin
yöneticisi kendisi aynı zamanda… Gayet
zengin bir kütüphane oluşturmuşlar. Erdoğan Bey kuruluş öyküsünü anlattı:
“Otuz adet kitapla işe
başladık. Öncelikle lisemizden mezun arkadaşlar bu işe büyük ilgi duydu. Okudukları
kitapların bağışlarıyla oluşturduk kütüphanemizi. Yine bu arkadaşların eş
güdümüyle dostlarından edindikleri okunmuş kitapları getirdiler kütüphanemize.” Çok takdir ettiğim çalışmanın öyküsünü
hayranlıkla dinlerken ilkokul yıllarımda köyümüz ilkokulu başöğretmenimizin köy
gençlerinin katkılarıyla köyümüzde kurduğu kütüphane öyküsünü anımsadım. Erdoğan
Bey sözlerine espri katarak:
“Bir kütüphane bin
hapishane kapatır derler! Biz bu kütüphaneyi açmakla bin hapishane kapandığını
bilmiyorum fakat iyi bir iş çıkardığımızın farkındayız arkadaşlarımla…” Her türden
eserler güzelce tasnif edinip bilgisayara kayıtları yapılmış. Tıpkı Halk
Kütüphaneleri gibi yurttaşlara ödünç kitap veriyorlar. Kitapseverlerin okuma
susuzluğunu gideren mümbit bir kaynak olan Erdoğan Salman Halk Kütüphanesi
haftanın her gününde hizmete devam ediyor.