ALTINOLUK’TA KURUYAN BİR ZEYTİN AĞACI
Günce – 20 Haziran 2025

Sevgili güncem,
Nikâh töreninin olduğu anlarda gözüm, bir masada oturan kadına takıldı.
Damadın annesiydi — aynı zamanda bizim yengemiz.
Tekerlekli sandalyesinde iki büklüm oturuyor, elbisesinin bir ucuyla oynuyordu sessizce.

Oğlunun en mutlu gününü bir zamanlar nasıl da düşlemişti, kim bilir.
Şimdi...
Şimdi kuruyan bir zeytin ağacına benzemiyor muydu?
Olup bitenden habersiz gibiydi.
Belki de o yetişkin bedenin içinde, hayata küsmüş üç yaşında bir kız çocuğu barınıyordu artık.
Oynamak istemeyen, mızıkçı, inatçı bir kız…
Eşarbının altından görünen saçları ustaca kesilmemişti.
Zorlanarak, itirazlarla, belki gözyaşlarıyla kesilmişti o saçlar.
Gözleri boşluğa bakıyor, manasını yitirmiş sesler çıkarıyordu.
Alzheimer ne çok şeyi elinden alıyor insanın…

Dünü, bugünü bilmeden yaşıyor,
Ve biz…
Bugünün kıymetini bilmeden sürüklenip gidiyoruz işte.

Eşi olan dayımız, çocukları, torunları…
Onlar da annelerinin varlığı ile yokluğu arasında sıkışmış gibiydi.
Ellerinden bir şey gelmiyordu.
Kabul etmişlerdi artık bu gerçeği, sessizce.

Bir mutlu gün fotoğrafı çekiliyor o an…
Ve o zeytin ağacı hâlâ eteğinin ucuyla oynuyor kuruyan elleriyle.
Bir damla gözyaşım düşüyor toprağa…
Sessizce…

– H. Çiğdem Deniz

( Altınolukta Kuruyan Bir Zeytin Ağacı başlıklı yazı çitlembik tarafından 21.06.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu